Cage перевод на английский
5,512 параллельный перевод
Buradaki herkesin fikirleri Cage'le aynı değil.
Not everyone here agrees with Cage.
Cage burada yaşamama izin verir mi sanıyorsun?
You think Cage Wallace is gonna let me live here after that?
- Buradaki herkesin fikirleri Cage'le aynı değil.
Not everyone here agrees with Cage.
- Kimilerimiz Cage'le hemfikir değiliz.
Some of us don't agree with Cage's agenda.
Cage yapmadı bunu.
It wasn't Cage.
Cage size yardım ettiğimi biliyor.
Cage knows I helped you guys.
- Cage'i öldüreceğiz.
We kill Cage.
Yolundan sapma Cage. - Yapmayacaksın.
Stay the course, Cage.
Cage, beni dinle.
Cage, listen to me.
Cage yatakhanede.
Cage is in the dorms.
- Cage'in yanında kaç asker var?
How many soldiers with Cage?
Cage'i öldürecektim.
I was gonna kill Cage.
Cage nerede?
Where's Cage?
Belki tekrar eski hücresine tıkabiliriz.
We should be able to rattle his cage.
Maseo'yu da beni koyduğunuz kafese koyabilirsiniz ama babamın emrinde bir ordu var.
You can place Maseo in the same cage you put me in, but my father has an army at his command.
Sadece iki seçeneğin var - Ya Ra's al Ghul? un çağrısına cevap verirsin ya da hayatının geri kalanını bir kafeste geçirirsin.
You have but two choices- - you either ascend to the calling of Ra's al Ghul or you will spend the rest of your days in a cage.
Yalnızca iki seçeneğin var, ya Ra's Al Ghul'un yerini alırsın ya da hayatının kalanını bir kafeste geçirirsin.
You have but two choices. Ascend to the calling of Ra's al Ghul, or you will spend the rest of your days in a cage.
Hemen şu ismi ver yoksa seni kafese onun yanına atarım.
I want that name right now, or I'll throw you in the cage with him.
Sana ne ki? Seni bir kafese kapattılar Bezzerides.
These people put you in a cage, Bezzerides.
Onu kafese koymak istiyorum.
I want to cage him.
Ama bir kafeste değil.
Not in a cage.
Maskeyi taktığın an hayvanlarla aynı kafese kondun.
The moment you put on the mask... you got into cage with animals.
Direk bize doğru yüzdü, kafesimizi ısırdı.
Swam right up, bit the cage.
Bizim onumuzu bir aslanla aynı kafese kapattılar.
They locked ten of us in a cage with a lion.
Aç şu kafesi be!
Open the cage, mook.
Mack daha şimdi söyledi. Sanki Skye kafese kapatılması gereken bir şeymiş gibi.
You'd handle her, Mack just said it, like Skye's something to be locked away in a cage somewhere.
Üç yıl boyunca onu bir kafeste tuttular. İlaçlar onu uysallaştırıyordu.
Three years, they kept him in a cage... meds to keep him docile.
Kabinde kalın ve değerlendirmene devam et.
Stay in the cage. Continue your evaluation.
Kafese geri dönüyorum.
I'll go back to the cage.
Eh, elimizde bu kalkerlinin kafesini tıngırdatacak bir şey var.
Eh, we got something that'll rattle this limey's cage good.
O zaman ben de gidip onu biraz sinirlendireyim.
Then I'm gonna go rattle his cage.
- Yanıt senin şu kafesinde.
The answer's in that cage of yours.
- Kafesin kendisi benim Uzun Adam.
I am a cage, Tall Man.
Parçacık Hızlandırıcı patladıktan sonra gidip kontrol ettiğimde kafesini boş bir halde buldum.
After the Particle Accelerator exploded, I went down to check on him, and his cage was empty.
- Volkan camı maden kuyusunda patlayıcı deposu olan Luther adında bir adam.
Fella named Luther, runs the explosive cage at obsidian mine shaft.
"Lady Gaga ve Madonna'nın kafes maçını kim kazanırdı?"
"Who would win in a cage match, Lady Gaga or Madonna?"
Neden Hilliard'ı alıp beni buradan çıkarmıyorsun?
Why don't you go get Hilliard and let me out of this cage?
Kafesimin parmaklıklarını güçlendirme işin bittiyse, rahat bırak beni.
If your job strengthening the bars of my cage is done, leave me.
- Ben Bay Cage'e gitmiştim.
I went to Mr. Cage...
Uyuşturucu verip kafese attım yani.
I mean, I pumped him full of drugs and I dumped him in a cage.
- Luke Cage.
- Luke Cage.
Bay Cage'e zayıf noktalarını bana söylemesini emrettim barını kaybetmeden hemen öncesinden beri.
Mr. Cage had been ordered to ring me about your exploits since before he blew up his seedy little bar.
Durdur onu Cage!
Stop her, Cage!
Çok büyük bir kafes gerekecek.
- We're gonna need a big-ass cage.
Kafes benim, ben alıyorum.
My cage, my hitch.
Pekâlâ, kafesi açın.
Okay, unhook the cage.
Şimdi kafesin içine gir, yoksa seni karnından vururum.
- Now, get into the cage, or I'll shoot you in the stomach.
Ama beni kafese sokamayacaksın.
But you won't cage me.
- Daha önce hiç Faraday kafesinin içine girmiş miydin?
So, you ever been inside of... Faraday cage before?
Filmden bahsediyorum. Başrolünde Nicholas Cage var.
It's a movie... starred Nicolas Cage.
- Aslan kafesini alayım.
- I'll hitch the lion cage.