Cajun перевод на английский
187 параллельный перевод
Seni eski kurt.
You old Cajun!
O pis, iğrenç, yalancı köylü...
That dirty, filthy, lying Cajun...
Bir Kaun hanım yaşardı
Lived a Cajun lady
* Benim kızı göreceğim, o bir Cajun kraliçesi *
Gonna see my girl She's a Cajun queen
O kız Cajun pisliğinden başka bir şey değil.
She's nothing but Cajun trash.
Ben bir Cajunum.
I am Cajun.
Hiç kimse bataklığı bir Cajun kadar iyi bilemez.
Nobody knows the bayou like a Cajun.
Cajun köyü.
Cajun settlement.
Cajunların hafızaları zayıftır.
Cajun memories are short.
Bir Cajun tanrıçası, adamım.
A Cajun goddess, man.
Gerçek bir Cajun tanrıçası!
A Cajun goddess.
Senin Clyde the Cajun ile yemek pişirme kadar heyecanlı değil. En azından eve gelmek için bir sebep sağlıyor.
It's not as exciting as your Cookin'with Clyde the Cajun, but at least it gives me a reason to come home.
Ayrıca, Cajun yemekleri beni mahvediyor.
Cajun cooking kills me.
- Salamlı mı peynirli mi?
- Cajun or deli?
Bob Goulet'in eski zaman Cajun Noeli ise.
when it's Bob Goulet's Old Fashioned Cajun Christmas.
- Şefin önerisini denemelisiniz! - Cajun baharatlı.
You must have the hostage special!
Şefin önerisini denemelisiniz!
Cajun style. You must have the hostage special!
# Elvis bir Cajun'du
Elvis was a Cajun.
# Onda bir Cajun kalbi vardı
He had a Cajun heart.
Elvis Cajun falan değildi.
Elvis wasn't a Cajun!
- Kajun tarifi.
- Cajun recipe.
Onlara kajun soslu patates kızartması diyoruz.
We call them Cajun fries.
- Cajun ( Fransız-Kanada ) yemeğine bayıldım.
- I love Cajun cooking.
Aslında, benim annem çeyrek Cajun.
You know, my mom's one-quarter Cajun.
"Amca" de!
Had enough, Cajun?
- Kurban yerel polisin aradığı biriydi. Böylece olay hasır altı edildi. Güney usülü.
- Victim was wanted by the locals so the whole thing got swept under the carpet, Cajun-style.
Şu Kanadalı herif mi?
Is this the Cajun guy?
- O Kanadalı değildi.
- He wasn't Cajun.
- Ben öyle sanmıştım.
- I thought he was Cajun.
Ben Seni televziyonda Görmüştüm!
Play pool, Cajun. Hey! I saw you on TV!
- Başarabilir, Fransız.
- Can it, Cajun.
Sağol, Fransız.
Thanks, Cajun.
Fransız'a karşı bir yumuşaklığın olduğunu düşünüyorum.
- You afraid I'm gonna hurt him? I always thought you had a soft spot for that Cajun.
Cajun için 4 ü,
For Cajun, press 4.
Duvarları yıkabiliyor!
Gambit on the way! Cajun, no...
Yüzeye doğru ilerliyor.
Believe me, Cajun. ( SNIFFING )
Tatlım,... sen ve ben, nerede güzel bir yemek yiyebiliriz?
Hey, chère, where can you and me go and get some good Cajun food in this town, huh?
Nereden bileyim Fransız?
How should I know, Cajun?
Kendi adına konuş Fransız.
Speak for yourself, Cajun.
Parti başlasın, Fransız!
Start the ball, Cajun!
Fransız nerede?
Where's the Cajun?
Cajun olduğunu söylersin.
Tell her it's Cajun.
Ben yayın balığı alacağım.
I will have the Cajun catfish.
20 yıldır New Orleans'ta yaşıyor ama halen Kreole ve Kajun mutfağını ayırt edemiyor.
He's lived in New Orleans 20 years and can't tell the difference between Creole food and Cajun food.
Küçük Bart'a itfaiye kamyonu gelmeyecek. Küçük Lisa süveterine kavuşamayacak. Küçük Homer güney usulü sosislerini yiyemeyecek.
For there will be no fire truck for little Bart... no sweater for little Lisa... no Cajun sausage for little Homer.
Ve birkaç iyi baharatlı yiyecek!
And some good Cajun cooking!
Meksika tarzı Tofu Gumbo.
Cajun Tofu Gumbo.
Sadece Fransız asılı Delacroix lzgara...
It was a French-fried Cajun Named Delacroix Barbecue
Biz gelinin Nedimesinide öperiz.
We always kiss the bridesmaids, too. This ain't Cajun country, hon.
Gidelim buradan, Fransiz!
Get out of here, Cajun!
O şeyle ilgili ne yapacağımıza karar verene kadar hiç kimse bir yere gitmiyor.
WOLVERINE : Ugly still following us, Cajun?