Cesedi перевод на английский
9,608 параллельный перевод
Cesedi bul.
Find her body.
Cesedi o hâldeyken, kıyafetleri kan içindeyken.
His body and clothes soaked in blood?
Üzerinde bu etiketin olduğu Siyah silindir çantada bir kadın cesedi bulundu.
A woman's body was found in a black duffel bag with this tag on it.
Kadın cesedi mi?
A woman's body?
Sana bir otobüs bileti, biraz fiş ve çantada kadın cesedi vereceğiz. senden toptan bir kerede kurtulacağız. "
We'll give you a bus ticket and some chips and a dead woman's body in a bag, get rid of your ass once and for all. "
Kaza mahalinde bir kadın cesedi bulduk.
We found a woman's body at the scene of the accident.
Ama cesedi senden şüphelenilmeyecek yere atmayı biliyorsun.
Well, you knew enough to dump the body where you wouldn't be suspected.
Sonra casino otobüsü size çarpınca, ikiniz o kaostan faydalanarak, başka birinin çanta etiketini aldınız, yeni çantanıza taktınız, ve cesedi attınız.
And after you got hit by the casino bus, the two of you, you took advantage of all that chaos, took somebody else's luggage tag, put it on your new bag, and dumped the body.
Cesedi kim buldu?
Who found the body?
Archer Loftus geçenlerde yerel bir cinayet olayında sorgulandı... genç bir kadının cesedi bir çantada bulundu.
Archer Loftus was recently questioned in connection with a local murder. A young woman's body was just found in a duffel bag with Archer's luggage tag attached to it.
Cesedi bulan adamın mı?
The guy who found the body?
Yani katil cesedi taşıyacağı zaman vücut çoktan kasılmıştı.
Which means by the time the killer moved the body, rigor mortis would've set in.
- Cesedi katlamak için.
To bend the body.
- Ama genelde cesedi bagaja sığdırmak için omurun bükülmesi yeterlidir.
But typically, you only have to bend the spine to fit a body into the trunk of a car.
Ya da katil onu pratik bir çözüm olsun diye oturur pozisyona getirdi çünkü cesedi sığdıracak kadar büyük bir bagajı yoktu.
Or... the killer seated the victim for practical purposes, because he didn't have a big enough trunk for the body.
Yani katil cesedi yanına, yolcu koltuğuna mı oturttu?
Wait, so the killer put the victim in the passenger seat next to him?
Vijay, Çukurdaki cesedi ne zaman çıkardın?
Vijay, when did you get the corpse out of the pit'?
Cesedi en kısa sürede oradan kaldırmalısınız.
You need to move that body out of the street as soon as possible.
Oğlunun cesedi üzerinde duran adam bu işin iki yerden birinde biteceğini düşünüyor. Hapishanede yada morgda.
That man standing over his son's body thinks he knows he's going to end up in one of two places... a jail cell or a drawer in the morgue.
Brandon Parker öldü çünkü saygı duymayı bilmiyordu. Çünkü cesedi önünde ağlayıp, ilahi söyleyen o insanlar ona doğruyu öğretmemişlerdi.
Brandon Parker is dead because he didn't have respect, because those people out there who are chanting and crying over his body, they didn't teach him the right values.
- Cesedi getirdikten sonra kilitlemiş.
- He locked when he took up the corpse.
Cesedi bulduktan sonra kaçan adamla konuşmalıyız.
I think we might want to talk to the guy who fled after finding the body.
Cesedi görünce ilaçlı kekini ve telsizini atıp kaçtığını görenler var.
We have witnesses who say when you saw the body, you dropped your pot brownie and your walkie and you ran away.
Umarım bir gün bir tecavüz mağduru ya da yanmış bir çocuk cesedi ya da kopmuş bir vücut parçası görmek zorunda kalmam.
I hope someday that I never have to interview another rape victim or a burned child or see another mutilated body.
Bir cesedi rahatsız edebileceğimden şüpheliyim.
Well, I doubt very much anything bothers a corpse.
Btandy'nin cesedi neden birden tavandan aşağı düştü?
Why did Brandy's body just suddenly appear and fall through the ceiling?
Neden cesedi göremiyoruz?
Why can't we see the body?
Bu sabah Fahad'ın cesedi bulunduğunda gitmişlerdi.
They were gone by the time Fahad's body was discovered this morning.
Cesedi bulmamızı istiyorsun.
Uh, you want us to find the body.
Belki Lois'in cesedi hala oradadır.
Maybe Lois'body is still there. Come on.
Cesedi almak için morga gidiyoruz.
We're heading to the morgue now to claim her body.
Cesedi ne yapmamı istersiniz?
What do you wanna do with the body?
Baş müfettiş, ilk iş cesedi bulan adamı gözlem altına almış, Vance Ford.
The lead investigator initially fixated on the man who discovered the body- - Vance Ford.
Cryotank'dan cesedi çıkarmak için yardıma ve kemik iliğini toplamak için bir uzmana ihtiyacı vardı.
He would need help to pull a corpse out of a cryotank, and he'd need an expert to harvest the marrow.
Öyleyse cesedi nerede?
Then where's her body, huh?
Neden cesedi diğerleriyle birlikte değil?
Don't- - Why wasn't it here with the others?
En çok ben çektiğim için Bob'un cesedi bende kalabilir mi anne?
Eh. As the one who suffered the most, Mom, may I have custody of Bob's body?
Kanı çekilmiş gibi görünen evsiz adamın cesedi dün akşam Endüstri Bölgesi'nde bulundu.
The body of a homeless man, who appears to have been exsanguinated, was found in the City of Industry last night.
Cesedi indiriyorum... kesikli ağacın üstüne uzanıyorum ve...
I put the body down... I... I lay it down on the rings of the trees and...
- DLA'da bir teğmenin cesedi bulunmuş.
We got a dead Navy lieutenant at the DLA.
Cesedi görmediysen, o kişinin ölmediğini anlayabilecek kadar berbat film seyrettim.
I've seen enough bad movies to know if you don't have a body, they ain't dead.
Bu sırada cesedi morga gönderelim ve bize neler söyleyecek ona bakalım.
Meanwhile, let's get the body to the morgue and see what it can tell us.
Cesedi Hamilton Heights'da bulundu.
His body was found in Hamilton heights.
Cesedi çalmış.
He stole the body.
- Cesedi mi çaldı?
- He stole the body?
Ormanda sizden cesedi çalan adamı.
- Who? That guy who jacked you for that body in the woods.
Ship Bottom'da çam ağaçlarıyla çevrili araziye giderseniz... cesedi gömmüş olabileceği oldukça heybetli bir arsa görürsünüz.
If you go to Ship Bottom and the area surrounding the Pine Barrens, you see ample, ample real estate where he could have dumped the body.
Mektup maktülün cesedi bulunmadan bir önce postalanmıştı.
The letter was postmarked the day before the discovery of the victim's body.
Durst cesedi parçaladı... çöp poşetlerine doldurdu ve nehre attı.
Durst dismembered the body, put it in garbage bags, and threw it in the river.
Cesedi bir kaç kez çevirmiş çünkü...
Flipped the body over a couple of times because,
Eğer ölmüş olsa ve cesedi de... bilmiyorum... cesedi New York'ta da olsa
Wouldn't know if her body... If she was dead...