Cheese перевод на английский
10,324 параллельный перевод
... yıllanmış çedar peynirle bulanmak.
Woman on radio :... Dripping with aged cheddar cheese.
Biraz şarap içip peynir yer, sonu ironi benzeri şeylerle biten bildiri mahiyetinde şeyler anlatan siyah giyimli kasıntı insanlar görürsünüz.
Have some wine and cheese, see some very angular people dressed in black making ridiculous pronouncements about the end of irony or something.
Acınası bir çiftçi mi yoksa dünyanın en iyi ajanı mı...
A pathetic cheese farmer Or the world's greatest secret agent,
- Baksana... - Peynir diyarı Wisconsin'den başla.
You know... [cheryl / carol] starting with dick-cheese, wisconsin.
Ne çeşit bir peynir bu?
What kind of cheese is this?
O sarı peynir ama turuncu ve beyaz peynirim de var.
That's the yellow cheese, but I also have the orange and the white.
- Peynir deyin.
Say cheese.
Hatta peynir paketindeki son kullanma tarihi.
I even bet on the expiration date of a package of cheese.
Mesela, uh, serpme peynir, elma suyu.
Like, uh, the sprinkle cheese, the applesauce.
O zaman peynir deyin!
On that note... say cheese!
Amca peynir de.
Kaka... say cheese!
Babam sürekli çalışıyordu. Ben de peynirli makarna yapmanın 101 yolunu öğrendim.
My dad was always working, so I came up with about 101 different ways to make macaroni and cheese.
Iris, peynirli makarnanın en çok sevdiğin yemek olduğunu söyledi.
Iris says mac and cheese is your favorite.
Neşenizi bölmek gibi olmasın ama Wisconsin'e gelmemiz gerek. Porsuk eyaleti, süt ve peynir yuvası.
I hate to interrupt the joy, but we really need to get to Wisconsin, also known as the lovely badger state, home of milk and cheese.
Küflü peynirle biraz ağır gidiyor ama...
Little heavy on the blue cheese, but...
Büyüklerinden bir peynir alabilir miyim?
Can I get one cheese, large?
Ekstra peynirli..
Extra cheese.
Hayır, ondan çizburger yap.
No, make him a nice cheese toastie.
Peynir eriyince protein düzeyi azalıyor, yağlar da sıvı gibi akıyor.
When cheese melts, the protein matrix relaxes and the fats flow more like liquid.
Ağızda düşük sürtünme oluşuyor, bu yüzden erimiş peynir...
It creates this low-friction mouth feel, which is why melted cheese is so...
Ben peynirciye gidiyorum.
I'm off to the cheese shop...
- Ksilofonlu waffle'ım peynir adamda.
My waffle xylophone on the cheese man. "
Burası bozuk peynir ve küflü balık gibi kokuyor.
Huh! Smells like dead cheese and moldy fish in here.
Keçi onlara süt verirdi, sütünden peynir yapar etinden faydalanırlardı.
That goat would produce milk, meat and cheese.
Senin ve kızının hayatını kurtarmak için bu pislikle yattım ben. Huck denen hayvan sırtını bir peynir gibi rendeledikten sonra.
I slept with that filthy dirtbag to save your life, to save your child's life after that Huck animal grated your back like a piece of cheese.
- Peynir, iki somon ekmek.
- Cheese, two loaves of bread...
Çocuk restoranındaki garsonu sağından servis etti diye azarlamanı unuttun mu?
Do you not remember scolding that waiter at Chuck E. Cheese for serving you from the right?
"PEYNİR DE"
Cheese plate!
Bir içki daha almaz mıydınız? Ne de olsa artık çok tarz bir peynir servisim var.
Are you sure you won't stay for one more, especially now since I've got this stylish cheese-delivery system?
Peynir servisinin küçük bir şaka olduğunu ve gerçek hediyemizin diğer odada olduğunu söyleriz.
We'll just say that the cheese plate was a little joke and that the real present is in the other room.
O peynir tabağını görünce...
It's just that, when I saw that cheese plate, I just- -
Yoksa Cooper'la küçük bir peynirci açmayı düşündüğümüz için mi aldınız onu?
Did- - did you give us that because Cooper and I talked about opening up a little cheese shop?
Peynir alsana.
Here. Have some cheese.
Fransız peyniri bu.
It's French cheese.
Peynir yiyen bir ırkçının yanında oturuyorum ben.
I'm sitting next to a cheese-eating racist.
Claire, bana peynirli ve karamelli mısır aldın mı?
Hey, Claire, did you get me some Garrett's cheese and caramel corn yet?
Peynir kremalı peynir.
Canned cheese on cheese.
Bugün peynir ve grattan aldım...
Today, I bought cheese and grattan...
Peynir, şarap, domuz ve sosise.
Cheese, wine, pork, and sausages.
Gülümse!
Cheese!
Keşke buraya da peynirli cipsi sosuyla getirseler.
I wish the nachos here came with that much cheese.
Şey yaptım... Yapmayı bildiğim tek şey olduğundan ızgara peynir yaptım.
Uh, I made... uh, grilled cheese since it's the only thing I know how to make.
# Izgara peynirli sandviç sevdiğinde bir adam #
♪ When a man loves ♪ ♪ Grilled cheese sandwiches. ♪
Eski kaşarın üstünde sporlanan küf gibiyimdir ben.
I'm like mold sporing on aged cheese.
ve... peynir.
And... cheese!
Peynir almayacağım sanırım.
I don't believe I'll have any cheese.
Tek yapmam gereken şey labirenti sonuna biraz peynir koymak ve bulduklarında şaşıracaklarını bilirsin.
All you have to do is put a little cheese at the end of the maze and know exactly when to shock them.
- Kaşkaval.
The cheese wheel.
Peynir yiyorsunuz işte.
- You're eating cheese.
Peynir!
Cheese!
- Tamam, peynirli ve karamelli. - Tamam.
- Okay, cheese and caramel.