Clean перевод на английский
36,606 параллельный перевод
İçeriden birinin yaptığını düşündük ama transferdekilerin hepsi temiz çıktı.
We thought it was an inside job but everyone in the transport came up clean.
Belki uyuşturucuyu bırakmayı, ben de bir denemeliyim.
Maybe I should give it a whirl. Getting clean.
- İlk olarak, dışarıya bana temizliğe yardımcı olmak için geliyorsun.
First, you're coming outside to help me clean up.
- Temizliğe gidelim.
- Yeah, yeah. Let's go clean up.
Öğlene kadar raporların büroda olsun ve eğer görevini seviyorsan temiz olsunlar.
The desk needs all your copy by noon, and if you want to keep your credentials, it better be clean.
Arkanda bıraktığını kim temizledi?
And who's left to clean it up?
Eşyalarımı çıkarın da Oda Temizleme oyunu oynayalım.
Why don't you guys take off my stuff and let's play Clean Up My Room.
Tabi işi hallettikten sonra, onları silecek kadar kurnaz olduğunu tahmin etmiştim.
I figured you'd be crafty enough to clean up afterward.
Barı temizlemek için geç kalmıştın.
You stayed late to clean up.
- Temizlen.
- clean up.
Defol! Temizleyin şunu!
Clean that up!
Gerçeği söylersen, o kızın sana döneceğini düşünüyorsun.
- You think if you come clean, you get the girl back.
İtiraf eder ve Gümüş Zil Cinayetleri'ndeki rolünle ilgili tüm gerçeği anlatırsan, bu senin kesinlikle iyi niyetini gösterir.
If you're willing to come clean, tell the entire truth about your role in the Silver Bells killings, that would be an incredible showing of good faith.
Karının, GZK'yle ilgisi çıkarsa bunu açıklayıp adımı da bu işe karıştırmayacaksın.
One, if it turns out your wife is connected to Silver Bells, you've got to come clean and keep my name out of it.
Tüm yıl temizdim, sonra tekrar aynı batağa saplandım ama artık yapamam, tamam mı?
What? I was clean a whole year, and I fell into the same hole, and I just can't do it anymore, okay?
Bu da Mitchell'e Brian'ı öldürüp poz verdirmesi, olay yerini temizleyip Tessa'nın yaş gününe, eve zamanında varması için en fazla 1 saat 12 dk verir.
- Mm-hmm. - Which gives Mitchell, at most, one hour and 12 minutes to kill Brian, pose the body, clean the crime scene, and make it home in time for Tessa's birthday.
İçeri girmek, seni öldürüp poz verdirmek ve temizlik için 32 dakikam var.
I've got 32 minutes to break in, kill you, pose you and clean up.
Gerçeği söylersen, o kızın sana döneceğini düşünüyorsun.
You think if you come clean, you get the girl back.
Gerçekleri söylemeniz için, bir psikopatın bizi hedef alması gerekiyormuş.
And all it took for you guys to come clean was a psychopath targeting us.
Bir seri katile göre tertemiz, herhangi bir sabıka kaydı yok.
Well, he's squeaky clean for a serial killer. No criminal record whatsoever.
Sonra işi bittiğinde, temizliğe ve bir tablo gibi olay yerini hazırlamasına yardım ediyordum.
Then... when he was done, I'd help him clean up, help him set the scene, create the tableau.
Matt, işin bitince bardağını yıkar mısın?
Matt, can you please clean your cups when you're finished with them?
El fenerimi tamir edersen bulaşıkları yıkarım.
You can fix my flashlight. I'll go clean cups.
Evrendeki tüm bilgileri geri yüklemesi gerekecek. Birkaç gün sürecektir. Pekala.
Uh, her memory must have been wiped clean, so now she's gonna have to re-upload all the knowledge in the universe, which will only take a few days.
Kıyafetlerini temiz tutmak için alman gereken bir risk.
Well, that's the risk you take when you keep - your clothes clean.
Garip olduğunu biliyordum, o odada tek başına yanında sadece temiz kâğıtlarla...
[Alec] I knew it was odd, on its own in that room with only clean paper beside it.
Adam hayatımı cehenneme çevirdi.
The guy, he made my life hell. I'm just the clean-up man.
Size Locana'dan, neden şımartıldığından, tekrar tekrar neden affedilip toparlandığından, bir daha yapmayacağını her söyleyişinde neden inandığımızdan bahsedeyim mi?
Shall I tell you about Locana, why he was indulged, patched up again and again, forgiven, believed every time he promised to clean up his act?
- Sen temizlikçisin.
- You're the clean-up guy.
- Temizlikçiyim, aynen.
- I'm the clean-up guy.
Evet, siz sadece temizlikçisiniz.
Yes, you're just the clean-up guy.
Açıklayabilirim.
I'm the clean-up guy.
- Fena hâlde yanıldığınızı.
- I'm just the clean-up guy.
İstersen tavan arasını temizleyebilirsin.
Oh. You could clean out the attic.
Millet bu yüzden Bill Cosby'yi görmeye gitti iyi, temiz, haysiyetli bir komedyen görmek istiyorlardı. Tecavüz eden. Bana gelmeyi yeğlemiyorlar, ben korkunç şeyler söyleyen ve nadiren tecavüz eden biriyim.
'Cause that's why people went to see Bill Cosby,'cause they wanted to see a good, clean, wholesome comedian... who rapes... rather than a person like myself, who is just going to say horrible things... and rapes very occasionally, like, hardly...
Açık konuşayım, temiz misin peki?
And just to be clear, you're still clean?
Olayları biliyorken her şeyi yoluna koyarsınız.
With that inside information, you'll clean up.
Sahi "Yoluna koyarsınız" demişken, ortada ne kadar para dönüyor?
Okay, when you say "clean up," how much money are we talking?
Bizim sağlık raporumuz var.
We have a clean bill of health.
Tertemiz oldu.
Nice and clean.
Çok temiz.
So clean.
- Affedersin. İşim vardı. 2,5 ay süren toz fırtınası burada da temizlik yapmayı gerektiriyor.
I'm sorry, I've had my hands full, two and a half months in a dust storm means clean-up down here too.
O yüzden kirletmeyelim, şuradan yukarısını.
So just keep me clean from... here up.
Ama sonunda temize çıkıp seninle birlikte olmamı sağlayacaksa hiçbir saniyesinden pişmanlık duymam.
But I won't regret any of it if it ends up being the thing that got me clean and reunited with you.
Temiz bir polisi öldürmek zor değil.
It's not that hard to kill a clean cop.
Evi eski haline getireceğim söz.
I will obviously clean all of this up.
Temizleyin şurayı.
Clean this up.
Temizleyin.
Clean this up.
Git hadi bunu sonra temizleyebilirsin.
Go now. You can clean this later.
Zombi hendeğinin temizliği iyi bir başlangıç olabilir.
Zombie moat clean-up might be a good start.
O geçmişi temizlemek veya ileri sürdükleri aşırı politikaların gerçek insanlar üzerindeki gerçek sonuçlarını ele almak için bir şey yapmıyorlar.
They are not doing anything to really clean up that past or to address the real consequences for real people of the extreme policies they've pushed.