Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ C ] / Clicks

Clicks перевод на английский

1,380 параллельный перевод
[deklanşör sesi]
[camera clicks]
Alo.
( phone clicks ) Hello?
Pekala, bakalım şimdi.
( remote clicks ) All right, let's see now. Come on.
İki kilometre yukarıdan gördüm.
I saw it from two clicks up.
- Batıya doğru yaklaşık 40 klik.
- Just about 40 clicks to the west.
Bana bir iyilik yap, şu dosyalara bak, belki sana birşey gösterir.
Do me a favor : give the files a look, see if something clicks for you.
Buranın birkaç kilometre güneyinde.
It's just a few clicks south of here.
Uçak kıyıya 200 kilometre yaklaştığında, 14 numaralı uçuşu ortadan kaldırıyoruz.
when the plane reaches 200 clicks offshore, we're taking flight 14 out.
20 dakika sürer.
Did about 20 clicks.
- İşaret yok.
No clicks.
"Baş peyniri", fare beyni, domuz ayağı.
[Camera shutter clicks ] [ Danny] Head cheese, mouse brains, pigs'feet.
İşte matematiğin keyfi burada! Nesne birbirine geçtiğinde birden doğru cevabı görüverirsiniz.
Now that's the buzz of doing mathematics when the thing clicks together and suddenly you see the right answer.
Seni kaçırdıkları yere birkaç kilometre mesafede bir silah deposu havaya uçtu.
Yeah. Speaking of funny, we've got a weapons depot that was just blown up a few clicks from where you were being held captive.
Gideceğimiz patika buranın 23 mil batısında.
Our trail's about 23 clicks west of here.
3 mil kadar, şu yönde.
It's about three clicks that way.
Neyse bu yeni ilaçla bebekler gibi uyuyorum çenem sadece esnerken ve bişey çiğnerken tikliyor.
Anyway, I'm sleeping so much better with this new prescription and my jaw only clicks now when I yawn or chew.
Kafa yapıcı bir şeyler verebilirim.
Unfortunately, it got blown off 10 clicks out the Haiphong.
Dürüst olmak gerekirse, Buraya geldiğim için biraz sinirliyim.
[Clicks Tongue] To be honest with you, I was a bit nervous coming here.
Telefonumda sesler duydum.
I heard clicks yesterday on my phone.
Sınav kağıtlarını okuyordum.
[door clicks shut]
Körfezin beş kilometre batısında, bir uzaylı, bir piramidi yontuyor.
Five clicks west of the Gulf, we got ourselves an alien remodeling a pyramid.
Klik seslerini daha yavaş çıkar.
Just go slowly with the clicks there.
Puf, gitti.
Poof, gone. [Clicks tongue]
( İlaç kutusu tıkırdar )
[Inhaler Clicks]
- ( İlaç kutusu tıkırdar ) - ( Nefesini salar )
- [Inhaler Clicks ] - [ Sighs]
[Deklanşör sesi]
[Camera shutter clicks]
( Konuşma sesleri gelir ) ( Fotoğraf makinesinden çekim sesi gelir )
- [Chattering ] - [ Camera Shutter Clicks]
( Fotoğraf makinesinden çekim sesi gelir ) ( Fotoğraf makinesinden çekim sesi gelir )
[Camera Shutter Clicks]
( Fotoğraf makinesinden çekim sesi gelir )
[Camera Shutter Clicks]
( Dilini şaklatır )
[Clicks Tongue]
( Silah tıkırdar )
[Gun Clicks]
( Tetik boşa düşer )
[Clicks]
( Boşa tetik düşer ) ( Hırlar )
[Clicks ] [ Grunts]
Mekong Nehri'nin iki kilometre ötesi.
Two clicks off the Mekong river.
Tamam, o zaman avukatını ara!
( Clicks his tongue, whistles and snaps ) Hey, Philip!
Abby?
[creaking ] [ switch clicks] Abby?
Bu ayrılık işleri çok acımasız oluyor.
Yeah, the break-up business- - [Clicks Tongue] it's a cruel one.
Vurulmamış.
( chamber clicks ) Well, he wasn't shot. ( groans )
Yaklaşık 25 kilometre.
About 25 clicks.
Teskin edici ıslık ve tık sesleri duyuyorum.
I am hearing what could be sedation whistles and clicks.
Yunuslar ıslık ve benzeri ses dalgaları göndererek yankıları dinleyebildikleri bir tür radara sahipler.
The dolphins use their own form of sonar, sending out a stream of clicks and whistles, listening for returning echoes.
O zaman, bir am uğruna düştük yollara?
Then we've driven many clicks to wet our dicks?
Abby kimdi?
( clicks tongue ) Abby is...?
"Fotoğraf çeken Swami" olarak da tanınan 80 yaşındaki
Swami Sundaranand, an 80-year-old holy man known as the "swami who clicks,"
İlerlemek istemedim, bu adil değil. Hayır, değil. Ama ya haklıysan.
Although it does seem like everybody might... sleep with everybody, or, you know, someone is punching someone in the face... ( Both grunt ) ( Camera shutter clicks )
Selam, Mac.
[Camera shutter clicks]
Önce senin görmek isteyeceğini düşündüm.
[Camera shutter clicks] Thought you'd want to see this first.
Alo?
( CLICKS ) hello.
Sarı ekip!
Four clicks!
Horoz!
[rifle clicks] The rooster.
Bir Milyonun Üzerinde Sipariş
[Camera Shutter Clicks]

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]