Coca перевод на английский
616 параллельный перевод
Kök birası ve kola da var.
And there's root beer and Coca-Cola.
Kök birası ve koladan başka bir şey getirmedin mi?
Didn't you bring nothing but root beer and Coca-Cola?
- Artık sen de mi kola içiyorsun? Ama yine de seni, Amerika'da postacı yapmazlar.
You've been drinking Coca-Cola but it won't make you an American postman!
Karo mutfağında, Coca-Cola dolu bir buzdolabın var.
In your tiled kitchen, you'd have a refrigerator filled with coca-cola.
Ben Cecilio'nun oğluyum Canini Via Coca yetiştiricisi.
I am the son of Cecilio Coca grower, Via Canini.
Hem de baya fazla.
Coca-Cola! Some deal!
- Coca Cola bile.
- Even Coca-Cola.
- Evet, şimdi bir bakalım, 4 gazoz, 6 kola, 2 meyvalı gazoz ve bir bira.
- Would you cut it out? - Let's see, you owe me four sodas, six Coca Colas, two cream sodas and one beer.
Kızlar her zaman Coca-Cola içer.
Girls always order Coca-Cola.
Hayır, Coca-Cola.
No, Coca-Cola.
Coca-Cola mı?
Coca-Cola?
Kola var, bira var, meyve suyu var!
Coca-Cola! Beer! Chinotto!
İyi fikir. Yoldaş Mishkin'in anlattığı kadarıyla Rusya'ya Coca Cola sokmayı çok istiyormuşsunuz.
Comrade Mishkin tells me you are keen on getting Coca-Cola into Russia.
Eğer Coca Cola istersek, kendimiz icat ederiz.
If we want Coca-Cola, we invent it ourselves.
Polis onları çevirdi. Onlar da bir Coca Cola fabrikasını yaktı.
So they burned down the Coca-Cola plant.
Napoleon başaramadı, Hitler başaramadı, ama Coca Cola bunu başaracak.
Napoleon blew it, Hitler blew it, but Coca-Cola's gonna pull it off. Forget it.
Ama bir Coca Cola ofisinde, hayır!
But in Coca-Cola office? Pfui!
Ona Coca Cola koloniciliğinden söz et.
- Tell him about Coca-Cola colonialism.
Coca Cola'yı temsil ediyorum.
I represent Coca-Cola.
Coca Cola mı?
Coca-Cola?
Coca Cola mı?
- Coca-Cola? - No.
Çok haklı. Ocak ayında 18 yaşıma girdiğimde babam bana 10 bin Coca Cola hissesi verecek.
In January when I'm 18 Daddy's giving me 10,000 shares of Coca-Cola stock.
Coca Cola'nın formülünü çalarsın ve Moskova'yla ödeşirsin.
You can steal our formula and square yourself with Moscow.
Sakin ol. Bir sürü Coca Cola hissen var.
Relax, you've got assets.
Cindy doğarken hastaneye kadar 12 mil Coca Cola kamyonuyla gitmiştik. Aman ne eğlence.
Driving 12 miles to the hospital on a Coca-Cola truck?
Ama bu önemli bir konu. Coca Cola'dan Bayan Hazeltine'ın Doğu Berlin'den biriyle evlendiğini öğrendik. Kocası Komünist parti üyesiymiş.
We have information that Miss Hazeltine of Coca-Cola married a member of the Communist Party.
Şarapsa, büyük boy Coca Cola ve herkese buz servisi.
Wine : King-size Coca-Cola in ice buckets.
Diğeri de Coca Cola.
- Another's Coca-Cola.
Soda mı, portakallı gazoz mu yoksa kola mı?
Mineral water, orange soda or Coca-Cola?
Umarım bu Coca Cola'dır yoksa baban çatıdan uçacak.
And that better be co-cola you're drinking or your dad'll go right through the roof. Uh-oh...
- Evde kola var mı?
- Do you have any Coca Cola? - Yes.
Albay, şu Coco-cola makinası.
Colonel, that Coca-Cola machine.
Ama eğer Başkanla telefonda görüşemezsen Coco Cola şirketine açıklamayı sen yaparsın.
But if you don't get the President on that phone you'll have to answer to the Coca-Cola Company.
- Bir Coca-Cola.
- A Coca-Cola.
Bir cin ve bir Coca-Cola.
A schnapps and a Coca-Cola.
2 Coca-Cola.
Two Coca-Colas.
"Coca 80 ile her zaman kazanırsınız."
"You'll always win with Coca 80."
COCA-COLA VE MARX'IN ÇOCUKLARI
THE CHILDREN OF MARX AND COCA-COLA
Coca-Cola.
Coca-Cola.
Antoine, İspanyolca "Coca-Cola" de.
Antoine, say "Coca-Cola" in Spanish.
Çünkü İspanyolcası Coca-Cola.
Because the Spanish is "Coca-Cola."
- "Coca-Cola istiyorum." nasıl dersin?
- How do you say "I want a Coca-Cola"?
- Coca-Cola istiyorum.
- I want a Coca-Cola.
Garson İspanyol, ondan İspanyolca Coca-Cola iste.
The waiter's a Spaniard, so ask him in Spanish for a Coca-Cola.
- Bana bir coca-cola.
- One Coca-Cola, for me.
Bir Coca Cola'ya yetecek kadar param var ve... beni içeri buyur edecek gibi de gözükmüyorsun...
I've got enough money for a Coca-Cola and since it don't look like you're going to invite me inside...
- İki Coca Cola.
Two Coca-Colas. With ice.
Coca-Cola lütfen.
And Coca-Cola, please.
# Coca-Cola ile işler yolunda
Things go better with Coca-Cola
- Buzlu. İki buzlu Coca Cola.
Two Coca-Colas with ice.
Coca-Cola!
Coca-Cola!