Cold перевод на английский
38,302 параллельный перевод
Lucas çok soğuktu.
Lucas... was so cold.
Nasıl bu kadar çabuk soğudu?
How'd he get so cold so fast?
Çok duygusuzca, Philip.
That's cold, Philip.
Çocuk üşüyor.
He's getting cold.
Buna soğuk okuma denir.
It's called a cold reading.
Hiç ona bir şey sordun mu?
I saw her at the council, and she was so... cold, so rude. Did you ever ask her something?
Pekâlâ, elimizde üç yıllık, eski bir vaka var. Ve bu adam ortadan kaybolmak için tam olarak bu zamanı mı seçiyor?
So we've got a three-year-old cold case here, and this guy chooses this exact moment to go off the grid?
Dışarısı montsuz olmak için biraz soğuk.
It's a bit cold to be out without a coat.
Soğuğu hissetmiyorum bu yüzden de monta ihtiyacım yok.
I do not feel the cold, and so do not require a coat.
Benim küçük, kahverengi oğlum Liam soğuktayken bu haşmetli, tamamı beyazlardan oluşan özel okula giderken?
Going to this high and mighty all-white private school while leaving my little brown boy Liam out in the cold?
Söyleyeceklerim biraz katı gelebilir ama dürüst olacağım.
At the risk of sounding cold-hearted, I'll be blunt.
Söylenme de kıyafetlerini giy. Hava soğuk.
Hold up, put your clothes on, man, it's cold out here.
Neden grip olursun?
Why do you catch a cold?
Bu kötü, Philip.
That's cold, Philip.
Büyük viski cila olarakta soğuk bir bira.
Large scotch and a cold beer chaser.
- Cesedimi çiğnemen lazım.
- Over my cold dead body.
Yani onun cesedini.
His cold dead body.
Çok soğuk, işeyecek yer yok, 7 dolarlık Tayvan fritözü için tüm gece.
Cold as shit, nowhere to pee, All night long for seven bucks off. A generic taiwanese deep fryer.
Ve soğukkanlı değil mi?
And that's cold, right?
Sıcak mı soğuk mu?
Hot or cold?
Soğuk kazanıyor.
Cold's winning.
- Üşümeyecek misin?
Won't you get cold?
Uyuşturucuyu birden bırakırsa kriz geçireceğinden korkuyordun.
Afraid if he goes cold turkey, he'll have a seizure.
Senin gibi buz kalpliler için mükemmel.
- Perfect place for your cold, cold heart.
Soğuk dışında başka sorun var mı?
Any problems, besides the cold?
Ama Mico Rende bu boktan ve soğuk yerde kendi yolunu tuttu.
But Mico Rende made his own way in this shitty country, in this fuckin'cold, and you know it.
Ateşim var.
I feel cold.
Sadece oturmak, arada bira götürmek, oyun oynamak. - Ne?
Sitting around, chugging cold ones, playing vids...
Soğuk süt?
Cold milk?
Hayır, soğuk şeylere alerjim var.
No, I am allergic to cold things.
" Hava soğuyor.
" It is getting cold.
- Üşüdün mü?
Are you cold?
Soğuk bir şeyler.
Something cold.
Bu kadar soğuk olacağını bilmiyordum.
I didn't know it'd be so cold.
Anne, üşüyorum.
Mommy, I'm cold.
Üstüne bir şeyler giy, üşütüp sesine zarar vereceksin.
Cover up, you'll catch cold and lose your voice.
Üşüdün mü?
Are you cold?
Ve bunların hepsi sana cazip geliyor çünkü yüzmek için can atıyorsun ama suyun soğuk olduğunu ve yolculuğunun zor olduğunu biliyorsun ve diğer kıyıya ulaştığında, yepyeni bir insan haline geliyorsun.
And they all look very appealing to you because you're dying to go for a swim, but you know that water is going to be cold, and the journey is going to be hard, and when you reach the other side, you will have become a new person.
" Hayat zorlaşır. İspiyoncu zenciler ölene kadar konuşurlar.
" Cold world, N-word snitching, caught that lead pneumonia.
" Hayat zorlaşır. Ama North Carolinalı zenciler ötmezler.
" Cold world, but a N-word, not from North Carolina.
- Bence kız ürktü.
- I think, uh, she has cold feet.
- Ürktü?
- Cold feet?
Payne'i kaçırdıktan sonra Voydian'ın bu işle ilgisine dair tüm ipuçlarımı kaybettim.
Unfortunately with Payne gone, my leads on the Voydian connection to this whole thing have gone cold.
Evet, bir süre için yeterince üşüdüm.
Yeah, I've had enough cold for a while.
Soğuk isteyen?
Anybody want a cold one?
Eğer düşündüğüm doğru çıkarsa birileri bana kocaman bir bardakta buz gibi Martini borçlu.
If I'm right about this, somebody's gonna owe me a very large, very cold double martini.
Siz gidip yeniden bir araya gelen Oz ailesini ayırın biz de gidip Soğuk Savaş'ı tekrar başlatalım.
You guys go crash the Oz family reunion, and we'll go restart the Cold War, okay?
"Ne olursa olsun, kahraman olan, akşam yemeği için zamanında evde olur." Annen bunu ne zaman yemeği kaçırsam söylerdi.
"Against all odds, a hero still makes it home in time for supper" " Your mother used to tell me that whenever the pot roast was getting cold.
Olması gereken kadar odaklı değildi. Ve o sadece çok sıcak ve soğuktu.
She wasn't as focused as I needed to be, and she was just so hot and cold.
20 yıl sonra seni teselli etmez biliyorum.
Look, I know it's cold comfort after 20 years.
Buraya ilk geldiğinde sana karşı soğuktum.
I was cold to you when you first came here.