Cork перевод на английский
696 параллельный перевод
Kalın filtreli.
Number-nine cork tip.
Kalın filtreli sigaralarım gitti işte.
There goes me prettiest number-nine cork tips.
Mantarını kendin patlatmadıktan sonra şampanyanın zevki ne?
What's the fun of having champagne if you can't pop the cork yourself?
Çin'de bile seni bulacak, ya da uçacak County Cork'a,
He'll spot you out in China or he'll fly to County Cork
- Filtrelidir.
- They're cork-tip.
- Mantari daha çok sevdigim için.
- Because I Iike cork better.
Ben yaşlıyım, biraz eski kafalıyım ve kötü huyluyum.
I'm old and made of dry cork and bad-mannered.
Mantarı sakla.
Save me the cork.
Kadehinizde bir mantar parçası var.
I believe there's a little cork in that wine.
Cork'tan var mı?
Is there any man here from Cork?
Halım!
[Cork Pops ] [ Gasps] My carpet!
Mantarı zarar görmüş.Ama hallederim.
The cork is damaged. But I'll manage.
Şişenin mantarı gibi, geçidi tıkayan bir kale.
Plugged up the pass just like a cork in a bottle.
Bir gün şişenin mantarı patladı.
One day the bottle blew the cork plum apart.
- Tıpa miktarı normal.
- The usual amount of cork.
Oturup kendini yemeyi bırak.
Fix him up. Don't sit there waiting to blow your cork.
Şehrin yarısını tutuklayarak sinirleri tepeye çıkardın.
Keep blowing your cork, pinching half the town!
Parayı verir vermez bu sersem kendini kaybetti.
When I gave it to her, this moose blew his cork.
Sonra mantar gibi dışarı fırlasın!
And have him pop up like a cork?
Tıpada küçük bir iğne deliği bulunuyordu.
There was just that tiny little pin prick in the cork.
Playboy, eşini şampanya tapasıyla öldürdü.
Playboy kills wife with champagne cork.
"County Cork Night için 100 ıstakoz gönderebilir misiniz?"
"Can you furnish 100 lobsters for County Cork Night?"
Kontrolümü kaybetmeden çıkmam gerekiyordu.
I had to get out of there before I blew my cork.
George şişeyi açarken onu dikkatle izliyordum.
George wired up the cork so he'd know if I got into it.
Kes ağlamayı.
Cork up the wailing'.
Sana kes dedim!
I said cork it up!
Ne oldu?
[Cork Pops ] What's the matter? [ Screams]
Bir şampanya mantarına basıp kaydım!
Slipped on a champagne cork?
Bu kadar küçük bir mantarın bu kadar büyük bir hanımı yere sereceğini düşünemezsiniz.
[Sighing] You wouldn't think a cork this small... could lay out a woman that big.
Sekiz yıllık burbon içer, filtreli sigara tüttürür.
He drinks eight-year-old bourbon, smokes cork-tipped cigarettes.
Üç yıldır lastik ayakkabılar giyiyorum.
For three years I have worn the same cork shoes.
Bir şelalenin üstünde yüzen mantar gibiydik, efendim.
It was like riding a cork over a waterfall, sir.
Biraz kestireceğim.
I'm going to cork off for a while.
Çabuk açayım ama, bu mantar çok eski, beyefendi.
It's an old cork, you know.
Bu, mantarın bileceği bir şey, hanımefendi.
- That depends on the cork.
Peder O'Flaherty'nin Cork'taki konferansa katılacağını duydum.
I hear Father O'Flaherty won't be at the Cork convocation.
Bir mantar meşesine benziyor, değil mi?
Looks like cork, huh?
Ben eğer kaliteliyse, hemen anlarım.
I, uh - I'm pretty good at popping the cork if the vintage is right.
Mantar beyinli, Ben burada erkek, kadın, seks ve fetihten bahsediyorum..
You cork-brain, I'm talking about man, woman, sex, conquest.
Yolumuzdan ayrılmayacağız ve burada duracağız,... meşe mantarları yiyeceğimiz olacak.
We'll go straight on and stop here, at the cork oaks, where we will have our food.
Onun üç oğlu İngilizler tarafından Cork Katedrali'nin önünde kurşuna dizildi.
His three sons were shot for treason by the English... in front of the cathedral at Cork.
Erkek işi bu. Dünya şampiyonu bir şişe açıcıyım ben!
L'm a world champion cork-popper.
Mantar hala şişenin üzerinde.
You've got your cork still in your bottle.
Bir an keçileri kaçırdığını sandım.
For a minute, I thought you blew your cork.
Bu tribbleleri kendi doğal ortamlarından çıkarttığın anda, şişenin tıpasını çıkartmış oldun ve şişedeki cin de dışarı kaçtı.
By removing the tribbles from their natural habitat, you have, so to speak, removed the cork from the bottle and allowed the genie to escape.
- Küçük bir mantar parçası. - Evet, mantar. Bekle, bekle.
A bit of cork.
Meşe kabuğundan mı yapılmış?
What's it made of, cork?
Bir mantar ve fitil.
A cork and a fuse.
Her şişeyi doldurup tıpasını takın.
Fill each bottle, then cork it.
Öldürmeye bayıldığını biliyorum!
He loves to pull a cork, I know that!
Mantar sıkışıp kaldı.
The cork's stuck.