Cotton перевод на английский
2,898 параллельный перевод
Karpuz, mısır ve pamuk yetiştirebileceğiz.
We could grow watermelons, maize, cotton.
Peki, bu takım sentetik-pamuk karışımı mı yoksa...?
So is that suit like a poly-cotton blend or -?
Ben Annabel Cotton.
I'm Annabel Cotton.
Hindistanlı bir pamukçu iş adamının içinde bulunduğu bir skandal Çinli afyon tüccarının aşırı dozdan ölmesi Strasburg ve Viyana'daki bombalama olayları ve Amerika'da Çelik Mıknatısının ölümünün ortak noktası nedir?
What do a scandal involving an Indian cotton tycoon the overdose of a Chinese opium trader bombings in Strasbourg and Vienna and the death of a steel magnate in America all have in common?
Pamuk, afyon, çelik, şimdi de ateşli ve kimyasal silahlar.
Cotton, opium, steel, now arms and chemical weaponry.
Ama en çok pamuk şekerini ve fıstık ezmesini sever.
But he only likes the Cotton Candy and the Peanut Butter.
Bir paket jelibon al. Pamuk şekeri ve fıstık ezmesini ayırıp bir torbaya koy.
So you have to buy the bag of the Jelly Bellies, separate the Cotton Candy and the Peanut Butter and put them into a little...
Cotton Valley Hospital.
Cotton Valley State Hospital.
Boyd yakınlarda klinik depresyon ve intihara eğilimden sonra Cotton Valley State Hastanesi'nden serbest bırakılmıştı.
Boyd was recently released from Cotton Valley State Hospital, after a stint for clinical depression and suicidal tendencies.
Grace Cotton, Charles Bronson ve başkaları...
Grease gun. Charlie Bronson. Dirty Dozen.
Pamuklu kumaş giymenin aslında hipodermi riskini artırdığını biliyor muydun?
Did you know that wearing cotton actually increases your chances of hypothermia?
Mısır pamuğu mu sence?
Is that Egyptian cotton?
Dostluğu yeşertiyorsun çocuk.
You're planting high cotton, boy.
Ama ben yalnız olduğumu sanıyordum.
d uh, uh, uh, uh d d lift up your cotton socks d But I... thought it was just me.
Sweetums'u 15 tane daha pamuk şeker makinası bağışlamaya ikna etti.
Got sweetums to donate another 15 cotton candy machines.
Fransızların elinde. Pamuk zengini Amerikalılar nehirden iniyor.
Americans come downriver with cotton.
Nasılsın, dostum?
New Orleans is "cotton eye Joe" early in the morning...
Yağmurlu bir günde oğlum Pierce ile yürürken, tarladan yeni toplanmış ıslak pamuğun temizleyici gücünü keşfettim.
One rainy day, my son Pierce and I were taking a stroll when I discovered the cleansing power of moist cotton, fresh from the field.
- Bastır, pamuğu görünce- -
You'll see a cotton- -
- Pamuk parçası göreceksin.
- You'll see a cotton piece come out.
Japon pamuklularının kenarları sizi mahvediyor olmalı.
The margins on japanese cotton must kill you.
Evet, Japon pamuğu.
Yeah, that's the japanese cotton.
Ürünün pamuk tedarikçisine göre bu iş sonunda eve 200,000-250,000 dolarla dönebilirsiniz.
And depending on where we source the loopwheeler cotton, you should take home $ 200,000-250,000 on this one.
- Bu, Japon pamuğu mu?
- What, is this japanese cotton?
Kan ve etin yanı sıra saç, pamuk iplik, odun hamuru ve kemik bulmuşlar.
Along with flesh and blood, they found hair, cotton fiber, wood pulp, and bone.
- Pamuk şeker?
- Want to cotton candy?
O kaltağı mısır pamuğundan çıkarmak ne kadar zor, biliyor musun?
Do you know how hard it is to get slut out of Egyptian cotton?
Benim söğütlerim pamuk katları şeklinde filizleniyor.
My willows sprout coats of cotton wool.
Iki parça kumaşı birlikte koyuyorsun... Ve kalıba göre kesiyorsun Başın şekline gore Ve kollar ve bacakalar
So you put the two pieces of fabric together... and you cut out the pattern... of the shape of the head and the arms and the legs... and then I sew it, and then I stuff it all With cotton... to make it all filled out.
# Pamuk giyiyor olabilirsin #
♪ oh, you might like to wear cotton ♪
Burada gördüğüm tek karışım odadaki bütün elbiselerde olan pamuk / polyester karışımı.
Honey, the only mix I see is the cotton / poly blend on every dress in this room.
"Varlık içinde yokluk çekiyorsun."
'Pay for cotton, but lie in silk.
Aşkım, bana bir pamuk ver. Ve gazlı bez kompresi.
Give me one of those cotton balls and soaked in peroxide, please.
Yani demek istediğim keten-pamuk karışımı hissini vermek oldukça zordur.
I mean, the feel of that linen-cotton blend is tough to duplicate...
Onu beyaz pamuk külotlarla değiştirdim.
The changed it to white cotton panties.
Kulak pamuğu kulağımı temizliyor.
His cotton bud cleans my ear.
Bu renge "pamuk şeker" denir.
The color's called "cotton candy."
Şurada pamukçu elemanlar var.
Over there, that's where the cotton boys stand.
Darrell kendi evimize çıktığımızda, mısır pamuğundan yaptıracağını söylerdi.
Darrell said that he would get me Egyptian cotton ones When we got our place together.
Pirinç, pamuk, sebze yetiştiriciliği.
We grow rice, cotton, vegetables...
Burada bir parça pamuklu kumaş var.
A piece of cotton.
keteni fazla, pamuğu az.
High in linen, lacking in cotton.
- O bizim kölemiz değil, V. - Pamuk mu toplattık ki?
- Do you see her picking cotton?
Bir bardak su alabilir miyim?
You think I can get a glass of water? Got cotton mouth.
Örneğin literatürde, Koltes'in eserlerinde "Pamuk Tarlalarının Yalnızlığı" eseri bir uyuşturucu satıcısının müşterileriyle nasıl ilişki kurduğunu gösterir.
In literature for example, in Koltès'work, "In the Solitude of Cotton Fields", how a drug dealer relates to his customers.
Bu % 100 pamuktan yapılma. O yüzden derisi çok yumuşaktır.
Is made of 100 % cotton, so it is soft on the skin.
Siz Kuzey Amerikalıların beyinlerinde pamuk şeker var!
You north Americans have cotton candy for brains!
Oraya gidip sokakta müzik yapardık. Kazandığımız parayla da Marina Park'a gidip oradaki çingene ailesinden muhteşem pamuk şekerler alırdık.
Before, we were constantly playing music in the streets and afterwards, with the money, we went to the "Sea Park" to eat cotton candy made by a nice gypsy family...
Yatmadan önce nemlendirici sür. Bir de yumuşak pamuklu bir eldiven takıp uyu.
You should, uh, put on moisturizer before bed and then sleep in light cotton gloves.
Sana pamuk şeker de alırım.
I'll buy you cotton candy.
Yıllar sonra bölgeye petrol zenginleri geliyor.
Cotton kings stick up their noses.