Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ C ] / Covered

Covered перевод на английский

11,231 параллельный перевод
Vücudu şifreli semboller, harita parçaları ve bilmecelerle kaplı.
Her body is covered in cryptic symbols, map pieces, riddles.
Neden bu kadının vücudu bulmacalarla dolu?
Anyway, why is this woman's body covered in puzzles?
Kurt 9 yaşındayken çamura bulanmıştı. Yani...
And there was little Kurt, nine years old, covered in mud, I mean...
- Tepeden tırnağa çamura.
- Covered under his fingers.
Bedenin anlam veremediğin simgeler ve dövmelerle kaplı.
Your body is covered in tattoos, symbols you don't understand.
Bu et suyu kaplanmış bir mukavva.
It's cardboard covered with gravy.
Oradan da hızlıca Odda'nın malikânesine geçeriz.
And from there, across covered ground to Odda's.
Vücudunda her zaman çürükler vardır ama bu sefer kötü düştü.
She's always covered in bruises, but this fall she just took.
Her tarafında çürükler vardı ama motosiklet kazaları yüzünden olduğunu sandım.
She was covered in bruises, but I thought it was from the motorcycle accident.
Emin ellerdesin.
You're totally covered.
Yosun kaplı geyiğe benziyorsun.
You look like a deer covered in moss.
İki ceset, batarya asidiyle kaplanmışlar.
It's two bodies. They've been covered in battery acid.
Gizli bir rüşvet fonu varsa bile, kontrol eden kişi üstünü örtmek için Dave'i öldürttü ve parayı sakladı.
Even if there is a secret slush fund, the person controlling it killed Dave to cover it up, buried the money deep, covered his tracks.
Akşam yemeğinde gevrek yiyorsun. Masan oyuncaklarla dolu.
You eat cereal for dinner, and your desk is covered with toys.
- Örtbas ettiler.
- They covered it up.
15 dakikadır arama yapıyorlar ve hedef alanın yalnızda % 3'ünü taradılar.
They've been searching 15 minutes and only covered three percent of the target zone.
Program başarısız olduktan sonra her şeyin üstünü örttüler.
They covered it all up after the program fell.
- Sana halledeceğim dedim.
I said I've got it covered.
Bu bloğun her yerinde kameralar var.
Okay, so that block is covered with cameras.
Tüm çıkışları kapattılar.
They've covered all the exits.
Her yeri kanla kaplıymış, ama bu sabah bahanesinin doğru olduğu kanıtlanmış ve kan da karısını hayata döndürmeye çalıştığı içinmiş.
He was covered in her blood, but his alibi checked out this morning, and the blood was because he was trying to resuscitate her.
Kostüm kurbanın kanıyla kaplı, ama kumaşta bıçak darbesi yok.
The costume is covered in the victim's blood, but there aren't any knife perforations in the fabric.
Çok önemli bir toplantım var ve ofise üstüm keten tohumuna bulanmış şekilde gidemem.
I've got an important meeting, and I can't go into the office covered in flaxseed.
10 dakika içinde kıçımızdan tut kaşımıza kadar çamura bulanacağız.
In about ten mines, we're gonna be covered in schmutz from our asses to our eyebrows.
Ayrıca o güzel tişörtlerinizin çamurlu halini görmek istemezsiniz.
Besides, you don't want everyone to see that beautiful mug of yours all covered in mud.
Geceleri, üzeri beyaz örtüyle kapalı bir ceset görüldüğü söylenir.
It is said that at night one can see a dead body on it covered in white.
Bakın, porno ile doyurulmuş bir kültürün içinde yaşıyoruz ve hepimiz oldukça hassasız ancak bu fotoğrafın ahlaksızmış gibi üstünün örtülmesinden nefret ediyorum.
Look, I know we live in a culture saturated with porn and we're all highly sensitive, but... I hate that that photo is covered up like it's dirty.
O dosyada Pennsylvanialı kızın kaybolup vücuduna gizli bilgiler kaplanarak nasıl silah haline geldiği yazmıyor.
No, there's nothing in that file that tells me how a missing girl from Pennsylvania wound up a human weapon covered in confidential information.
Emlak kralının salonu grafiti ve savaş yanlısı sloganlarla kaplanmış. Faillerin birlik karşıtı radikaller olduğu spekülasyonları artıyor.
The real estate mogul's living room was covered in anti-capitalist graffiti and violent class warfare slogans, fueling speculation that the perpetrators are anti-corporate radicals.
Avukat, müvekkil gizliliği ile korunuyorsun.
You're covered by attorney-client privilege.
Her yer kanla kaplıydı.
The place is covered in blood.
Yerde kanlar içinde yatan bir kadın gördü.
He found a woman covered in blood on the floor.
Böcek gibi kapana kısıldım. Pis bir böcek gibi. Hastalık taşıyormuşum gibi.
I am trapped like a bug, like some kind of nasty bug, and I'm covered in disease.
Hayır, ben hallettim.
Oh, no, no. I got it covered.
Bir de sana direktörü yeniden bağladım.
And I covered for you with the director.
Onu öldürdünüz, sonra da tweetleri silerek izlerinizi kapattınız.
So, you killed him and then you covered your tracks by deleting the tweets. No.
Sonra da cesedi ormana atıp üzerini jambonla kapladın o da vahşi hayvanları çekti.
Then you dumped the body in the woods and you covered it with ham, so it would attract the wild animals.
Seni şuraya sokalım.
I've got you covered.
Tek bilmedikleri beni dövdüğüydü çünkü her defasında pisliğini örttüm.
What they didn't know is that he was beating me, because I covered up for him again and again.
Onun örtbas ettiğini anlatacağım.
I want to tell the D.A. that he covered this all up.
- Hazırlıklı geldim.
Got you covered.
Donmuş ve karla kaplanmıştı.
Stick Man is frozen and covered in frost.
O zaman bira için 10 dolar çikolata kaplı fıstıklar için 4.20 dolar filet mignons için 26 dolar ve dünyadaki aç çocuklar için de 1 dolar.
So, that's $ 10 for the beer, $ 4.20 in chocolate-covered peanuts, $ 26 in filet mignons,
Çikolata kaplı badem Sangria şarabı...
And some chocolate-covered almonds... Vanderpump sangria mix...
Korkulukları asma kilitlerle dolu olan bir yerden fırlattı.
Over a railing covered in padlocks.
Ben seni idare derim.
I got you covered.
Arka kapılarını koruduklarını sanmaya başlamıştım.
I would have thought those boys would have the back door covered.
Ve bunlardan her yerimde var. Ama ben bunların ne anlama geldiğini ya da bunlar yüzünden neler olduğunu bilmiyorum.
And I'm covered in these, but I have no control over what they mean or what happens because of them.
Bilim altyapımız sağlam.
So, um, we've got science covered.
Cinayetin, diplomatik dokunulmazlık dışında olması şansınızı tüketiyor Büyükelçi çünkü her şeyi buradaki kasete çektim. - Sayısal.
Since murder isn't covered under diplomatic immunity, you're out of luck, Ambassador, because I've captured it all right here on tape.
Seni korurum!
I got you covered!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]