Creation перевод на английский
2,350 параллельный перевод
Tanrıların eski mitlerdeki yarattıklarına çok yakın.
It's closer to what the gods did in the old creation myths.
Bu sıradağların oluşumu, Arktik'e buzulların dönmesine yardım etti.
The creation of this mountain range helped return ice to the Arctic.
Bilim, gerçekte yaradılış anında cereyan edenin bu olduğunu söylüyor.
That is what science says actually happened at the moment of creation.
Bu yaradılışın hikayesi ve bu hikaye bir patlamayla başlar.
It's the story of creation and it starts with a bang.
Bu yaradılış hikayesi, bilimdeki en önemli araçla inşa edildi.
This story of creation has been built with the most important tool in science.
Teoriler tamamlanmamış ve ıspatsız. Fakat onlarsız kozmolojinin yaradılış öyküsü, sadece diğer bir hikayedir.
Theories that are incomplete and unproven but without which, cosmology's story of creation is just another story.
İsmi Alan Guth, parçacık fiziği profesörü "Şişme Teori" si O'nun yaratımıdır. dir.
His name is Alan Guth, professor of particle physics, and his creation was the theory of inflation.
Yaradılışın yeni hikayesi, halen patlamayla başlıyor.
The new story of creation still begins with a bang.
Ve O standart modele ait yaradılış hikayesinin takılan kasedini tekrar çalıştırandır.
And it puts the standard model story of creation back on track.
Yaradılış bir patlamayla başlar,
Creation starts with a bang,
Evren sezgilere aykırı gelse de, Elimizdeki en iyi model bu, yaradılışın şimdiye kadarki en eksiksiz tarifi...
However counterintuitive the universe now is, it's the best model that we have, the most complete description of creation there's ever been.
13,7 Milyar yıl sonra, kozmologlar gökyüzüne bakar. ve yaradılışın hikayesini anlar.
After 13.7 billion years, cosmologists look up at the sky and understand the story of creation.
Aristo, doğanın sonsuza dek ; gerçek "yokluğun" yaratımına karşı savaşacağına inandı.
He came to believe that nature would forever fight against the creation of true nothingness.
Dolayısıyla vakum, "hiçbir şey" olmaktan kesinlikle madde, anti-madde yaratımı ile dolu bir yer olmaya geçer.
So, the vacuum goes from being nothing to being a place absolutely teeming with matter, anti-matter creation.
S-11 benim eserim.
S-11 is my creation.
Furthermore it depicts that the male-female element is the source of creation of the universe.
Furthermore it depicts that the male-female element is the source of creation of the universe.
Karşınızda, Homo Farnsworth yaratılış anında dinozorlarla oynarken.
Behold! Homo Farnsworth frolicking with dinosaurs at the moment of creation.
Hani o yaratılışın temellerini inceleyip sonra da... "Merhaba evrenin yaratıcısı ne yaptığını anladım."
You know, one of those guys who examines the building blocks of creation and says, " Hello, maker of the universe.
Elimizdeki tek rakam, 4. Ki bu da numeroloji de "yaratılışı" simgeliyor.
The only number we have is four, which represents "creation" in numerology.
Bu da "yaratılış" ile uyuşuyor.
That would fit with "creation."
Ne müthiş bir eser.
Such an inspired creation.
"Tüm yıkım ve varoluşun kaynağı" olarak tanımlamışlar.
The vacuum as in "the source of all creation and destruction."
- Var olmanın ve yok olmanın sonsuz döngüsü.
An endless cycle of creation and destruction.
Var oluş ve yok oluş...
Creation and destruction...
Ama yazana göre Barret'in çalışmaları hücresel düzeyde sentetik yaşamın önünü açmış.
But according to this, Barrett's research contributed to the "creation of synthetic life on the cellular level."
Herkesin konuştuğu Dr. Frankenstein'ın eserini gördün mü?
Have you seen Dr. Frankenstein's creation that they all speak of?
Babam, huzur içinde yatsın, vefat etti ve ben dünyanın onun yaptığı şeyin tadına bakmasını istiyorum.
My father, may he rest in peace, has gone, and I want the world to taste his creation.
6-6-6. En azından epey eski bir şey yaradılıştan, Cennet ve Cehennem'den beri var.
Well, at least the primordial variety- - the stuff of creation, Heaven and Hell.
Hem seyirciyim hem de eser.
I am audience and creation.
Ama gerçek şu ki zavallı çocuğu her yere sürüklemek yazları New York'da, sonra çocuğu buraya bırakıp Avrupa'ya gitmesi çocuk için iyi değil.
But the truth is, she's been dragging that poor boy all over creation- - summers in New York, then she moves him back here, and she goes to Europe. It's not good.
Benim oluşturma
My creation
O sizin eseriniz.
He was your creation.
Eğer bizi yaradılışın başına veya evrimin tepesine koyarsanız, kendimizi en gelişmiş, en büyük olarak görürüz.
ERICH VON DANIKEN : If you take us as the crown of creation, or the top of evolution, we look at ourselves as the greatest, the biggest.
Efsane ayrıca, Nommo'nun yaratılışından kısa süre sonra, bir kaç parçaya ayrıldığını onlardan birinin Amma'ya karşı isyan ettiğini söyler.
The legend also says that shortly after his creation, Nommo multiplied into several parts, one of which rebelled against Amma.
Zuni'lerin yaratılış hikayesine göre, katçina tanrıları semadan yeryüzüne indi özel bir geçitten Zuni'lerin dünyaya gelişini sağladı.
According to the Zunis'creation story, the kachina gods came down from the heavens to lead the Zunis to Earth through a special portal. The sipapu- - that's the entrance to the fourth world, or the underworld. MAHOOTY :
Gerçek şu ki... Kendi İncil kitabımızdaki yaradılış hiikayesi tüm dünya kültürlerinde mevcut.
The fact is, the story of creation in our own Bible is the story of creation in cultures around the world.
"eğer biz yapamıyorsak, başka ileri bir medeniyette bunu başaramaz," öyleyse, bilirsiniz, kendimizi yaradılışın en üst basamağında görmemeliyiz çünkü orda değiliz.
"Just because we can't do it, another more advanced civilization can't do it either." So, you know, we have to stop looking at us that we are the pinnacle of creation,'cause we're not. NARRATOR :
Acaba ilk insan uygarlığının yaradılşışa dair kutsal mit ve efsanelerinden dünyadışı varlıklar mı sorumludur?
Are extraterrestrials responsible for the sacred creation myths of the first human civilizations?
- A.A. Milne'ın eseri. Rivayete göre o da sahilde eğlenmeyi severmiş.
He's a creation of A.A. Milne, who, reputedly, also liked a good romp on the beach.
Her şeyi açıklayan tek bir matematiksel teori yaratılışımızı anlamak için bilimi hiç olmadığı kadar yaklaştırabilir.
A single mathematical theory to explain everything could bring science closer than ever to understanding our creation.
Harika bir düzenin olduğu bir dünyada olduğumuzu gösteren başka bir önemli faktör olabilir ve bu çok düşündürücüdür çünkü bunun arkasında ilahi bir zihin ile bir yaratım olabilir.
It would be another important factor showing us that we live in a world of wonderful order, and that is highly suggestive that that is because it is a creation with a divine mind behind it.
Garrett Lisi yaratımın matematiğini ilk keşfeden adam olabilir Einstein gibi zihinlerin başarısız olduğunu başardı.
Garrett Lisi may be the first man to discover the mathematics of creation, succeeding where great minds like Einstein failed.
Yaratılış anından bir mesaj arayışı.
In search of a message from the moment of creation.
Orada yıldızların doğuşunu ve ölüşünü gördük yaratılışın fısıldamasını duyduk.
Out there, we have seen the birth and death of stars, heard the whisper of creation.
Benim için bu hikaye Prag'da 17. yüzyılın ilk günlerinde modern bilimin yaratılışını belirleyen an ile başlıyor.
For me, the story begins in Prague, in the opening days of the 17th century, a defining moment in the creation of modern science.
Kainatın başladığı andan dünyamızın ve içindeki her şeyin yaratılışına kadar ve ötesine, çok çok uzaklara ve evrenin kendisinin sonuna kadar.
To the creation of our world and everything in it... And beyond, to the far, far future And the end of the universe itself...
Bu kopyada mağaranın tarihöncesine ait içinin kokusu dahi tekrar yaratılabilir.
This replica may even contain a re-creation of the odor of the prehistoric interior.
Çoğu insan cevabı zaten bildiğini düşünüyordu. Dini metinler ve yaratılış hikayeleriyle cevap bizlere sunulmuştu.
Most people believed they already knew the answer, handed down in religious text or in creation stories.
Tanrı'nın yarattıklarının zirvesindeydiler.
The pinnacle of God's creation.
Bu ilgi, Tanrı'nın yaratılışının güzelliğe ve inanılmaz miktardaki çeşitliliğin getirdiği bulmacaya karşı dünyanın gözünü açacaktı.
This interest would open the world's eyes to the beauty of God's creation and crucially to the puzzle of its incredible diversity.
Eserime iyi bakın!
Behold my creation! Behold my creation!