Cyrus перевод на английский
2,111 параллельный перевод
Cyrus'ın fikriydi.
It was Cyrus.
Her şeyi Cyrus düşündü ve planladı. Bizi de planına zorla ortak etti.
Cyrus... pushed and he plotted and he planned and he dug his heels in, and he made us.
Seçimleri Cyrus çaldı.
Cyrus... stole the election.
Her şey Cyrus'ın başının altından çıktı.
He got me. It was Cyrus.
Doğru olanı yapıyorsun bence çünkü her şeyi Cyrus yaptı.
I think you're right. Because... It was Cyrus.
Son zamanlarda bana hiçbir şey söylediği yok ki.
He didn't tell you? He doesn't tell me anything these days. - Ah, Cyrus...
- Cyrus... - Bu iş, konuşmalarla olmaz.
- Words won't be enough.
- Mellie onu avucunun içine aldı.
- Cyrus. She's got him. He looks to her.
- Cyrus. - Biliyorum.
Cyrus.
Kullandıkları silahları sizin silah kaçakçınız olan Cyrus'tan almıştım.
The weapons they're using are the last few I purchased from Cyrus, your former arms dealer.
Bay Beene'le "first lady" sizinle görüşmek istiyorlar, efendim.
Mr. Beene and the First Lady both here to see you, sir. Cyrus!
Cevabımız ağır olacak.
- Cyrus?
Cyrus, elinden geleni ardına koyma.
- Yes? Do your best.
- Beni biraz yalnız bırak, Cyrus. - Efendim...
I need a minute, Cyrus.
Cyrus değil, benim.
It's not Cyrus.
Cyrus...
Cyrus?
- Cyrus.
- Cyrus.
Unuttun mu? - Hoşça kal Cyrus.
Good-bye, Cyrus.
Cyrus'la ben de dahil Beyaz Saray'daki herkes gözüne girmek için etrafında pervane oluyor ama gözünün kimseyi gördüğü yok!
Everybody in this White House... Cyrus and me included... tiptoe around, trying to figure out how to get on your good side, but you don't have a good side!
Cyrus, güvenlik ihlali Osborne'dan kaynaklanmadı.
Cyrus, he wasn't your security breach.
Cyrus...
- Cyrus... - Come on.
- Cyrus, beni dinlemiyorsun!
- Cyrus, you're not listening to me!
Cyrus Beene.
Cyrus Beene.
Sana bir yetişkin gibi davranmanı söylüyorum!
( Cyrus ) I'm asking you to be an adult!
Evet, Cyrus?
Yes, Cyrus?
Cyrus...
Cyrus...
Cyrus'un Charlie'si.
Cyrus'Charlie.
- Köstebek Cyrus Beene olabilir.
- We think Cyrus Beene may be the mole.
Eğer eşinizden gelen bu nükleer atak için bir şey yapmazsanız, ülkeyi yönetmeye devam edemeyeceksiniz. - Cyrus...
You won't be running a country if you don't do something about the incoming nuclear winter that is your wife.
- Mutlu et beni.
- Cyrus...
Cyrus?
Cyrus?
Cyrus benim arkadaşım.
Cyrus is my friend.
Cyrus'un köstebek olduğunu düşünüyorsun.
You think Cyrus is the mole.
- Cyrus'un köstebek olduğunu düşünüyorum.
- I think Cyrus is the mole.
- Cyrus benim arkadaşım.
- Cyrus is my friend.
Sende Cyrus'un köstebek olduğunu düşünüyorsun.
You think Cyrus is the mole, too.
Cyrus'un köstebek olabileceğine katılıyorum, ama bunu kavramaya çalışamam.
I agree it's possible that Cyrus is the mole, but I can't wrap my head around it.
Cyrus bir çok şey olabilir, ama bunu kim yapıyorsa Başkan'a sadık olmayan biri, ve Cyrus hiç bir zaman Fitz'e sadakatsizlik yapmaz.
Cyrus is many things, but whoever's doing this is disloyal to the President, and Cyrus would never be disloyal to Fitz.
Cyrus nerede olduğunu biliyor mu?
Does Cyrus know where you are?
Bu Cyrus köstebek değil demek.
Which means the mole isn't Cyrus.
Cyrus.
Cyrus.
Ne var Cyrus?
What is it?
Bana o adamın temiz olduğunu söylemiştiniz.
I have American citizens who are about to get their heads chopped off by terrorists, Cyrus.
Cyrus, daha önce de söyledim...
Cyrus, I already told you...
- Cyrus, şu anda konuşamam.
Cyrus, I can't talk.
Hoşça kal Cyrus.
Good-bye, Cyrus.
Cyrus, biz bu oyunu 20 yıldır oynuyoruz.
Cyrus, we've been doing this circus act for 20 years.
Hepimiz James'le senin gibi olamayız Cyrus.
We can't all be you and James, Cyrus.
Ne oldu Cyrus?
What is it, Cyrus?
Cyrus!
- Cyrus!
Cyrus'un telefonunu hacklemeyeceğiz.
We're not hacking into Cyrus'phone.