Danced перевод на английский
1,815 параллельный перевод
Seninle veya başka bir adamla hayatımda hiç dans etmedim.
I ain't never danced with no man in my life.
Birlikte geldiler, birlikte dans ettiler ve birlikte gittiler.
They came together, they danced together, and they left together.
Sadece benimle dans ettiler.
Some girl just danced up on me.
Ben en son böyle dans ettiğimde ikizlere hamile kalmıştım.
Last time I danced like that I ended up with twins.
İşte burada bayanlar baylar Küçük Mısır, Harem Kraliçesi... 1893'te Chicago'da Colombian Exposition'da dans etmiştir
Here she is, ladies and gentlemen, Little Egypt, Queen of the Harem... who danced at the Colombian Exposition in Chicago in 1893.
- Dansetmedik uçtuk adeta.
- We danced off our feet.
- Uçtunuz demek.
- You danced off your feet.
dans ettik... ve aynı yatakta uyuduk.
We danced... and we slept in the same bed.
Biz... dans ettik.
We... danced.
Beraber dans ettik.
We danced with one another.
Biz dans ettik.
We danced.
Beğendin?
You liked the way I danced?
Dans ettik, oyunlar oynadık, şarkılar söyledik.
And we danced and played games and sang songs.
Dickens'la dans ettim.
And I danced with Dickens.
Gecenin çoğunda seninle dans etti, kalan kısmında sana baktı.
He danced with you most of the night, and stared at you the rest.
- Bütün gece Bn. Lucas'la dans etti.
He danced with Miss Lucas.
Sizin dans etmediğinizi sanıyordum Bay Collins.
I did not think you danced, Mr. Collins.
Onu ilk gördüğümde kimseyle dans etmedi, halbuki beyefendi sayısı azdı ve eşi olmayan birçok hanım vardı.
The first time I saw him, he danced with nobody, though gentlemen were scarce and there was more than one lady without a partner.
Onlara sor... Çünkü o erkeklerle dans yaptım?
You ask... because I danced with these guys?
Sonra dans ettik.
And uh... then we danced, right?
Tüm gece dans ettik.
We danced all night.
Onunla bir keresinde dans etmiştim.
I danced with her once.
Roosevelt öldüğünden beri... annen yerine ilk defa başkası ile dans ettim?
That was the first time since Roosevelt died that I danced with someone besides your mother?
Hepsini dinledim ama hiçbirinde dans etmedim.
I've listened to them all, but I've never danced to any of them.
Eskiden çok dans ederdim. Yani 25 yaşıma girmeden önce.
I used to danced quite often before I... well, 20 or 25.
İki gün dansetmeyip krump buluşmasına gelecek olursan, bunu anlarız.
And if you haven't danced in two days... if you come to a krump session, we're gonna know.
Oraya çıkıp kafamdan dansettim... ve onlar güzel bir gösteri hazırlamışlar, bebeğim.
I came out there, danced off my head... and came up with a beautiful show, baby.
Dans edip yürüdük Oturduk konuştuk
We danced and had a walk And sat down for a talk
Yoksa dans ederdi.
Else, he'd have danced too
Randy o ince kalas üzerinde yürürken, biraz endişeleniyordum, çünkü onun yaya kaldırımından bile düştüğünü görmüştüm ama bu Catalina'yı kurtarma anlamına geliyorsa toplu iğnenin ucunda bile dans edebilirdi.
I was a little worried about Randy walking on that thin plank,'cause I had seen him fall off sidewalks before, but if it meant rescuing Catalina, he could have danced on the head of a pin.
Bütün teyzelerimle, annemin arkadaşlarıyla dans ettim...
I danced with all my aunts, and my Mom's friends...
Young-sae'yi bırakıp Hyun-soo'un partneri olarak dans etti.
She left Young-sae and danced as Hyun-soo's partner.
Daha önce hiç bu şekilde dans etmemiştim.
I haven't danced with such emotions before.
Sadece sizin dediklerinize göre dans ediyordum.
I just danced trusting your lead.
Daha önce hiç aşık olduğunuz biriyle dans ettiniz mi?
Have you ever danced with someone you loved?
- Biz ilk önce dans ettik.
- First time where we danced.
Bu ayakkabı önemli yerlerde mermer üzerinde dans etmiş.
This shoe has danced on the marbled floors of Exeter.
Notre Dame Katedrali kuleleri arasında bir halat gerip dans etmemiş miydi? Kendi evi olan Paris'tekiler ona hayran değil miydi?
Hadn't he danced on a wire between the steeples of Notre Dame Cathedral above his amazed home city, Paris?
Nerdeyse bir saat boyunca, ileriye ve geriye doğru, o yürüdü dans etti koştu ve halat üzerine eğilerek selam verdi.
For almost an hour, back and forth, he walked, danced, ran, and knelt in a salute upon the wire.
Günde bir buçuk, iki ton taşıyorsun, dans etmekten geberiyorsun.
You haul 1.5 to 2 tons a day and you're all danced out.
Sonra da develerimize binip dans etti!
And then she climbed up onto our camel... - and... danced. - [All Gasp]
Dans ettiğini ve yüzdüğünü nereden biliyorsunuz?
How do you know she danced and swam?
Loving'de bizimle dans eden küçük meksikalı?
That little chili-pepper that danced the kootch in Loving?
Ve sonra dans ettik, ve beni yere doğru yatırdı.
and then we danced, and he dipped me.
Herhangi bir zamanda, dans ettiğimi farz edebileceğini düşünüyorum.
I think you can assume at some point I've danced.
- Meşrubat içtim, hamburger yedim. Mücevher taktım. Dans ettim.
I drank soda, ate hamburgers, I wore jewelry, I danced.
Sen gerçek bir uzaylıyla baş ettin adamım.
You danced with a real live extraterrestrial, my man.
Sadece bir balıktı.
He danced with a fish.
- Üzgünüm. - Sorun değil.
My mom and dad danced to one of your songs at their wedding, so...
Hadi!
# Took me in your arms, and we danced all night #
Hani şu zayıf, uzun boylu sarışın. Şöyle dans eden.
The skinny blond guy who danced like this?