Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ D ] / Dances

Dances перевод на английский

1,273 параллельный перевод
İyi dans ediyorsun.
Who dances very well.
- Dansları.
- Dances.
- Danslara gitmedin mi?
- You didn't go to dances?
Kurtlarla dans motifi kullanmışsın.
This lovely Dances With Wolves motif.
Silvana Mangano önce rahibeydi sonra dans etmeye başladı.
Silvana Mangano was a nun. Then she dances in the middle...
Sevgili babacığım, gereken durumlar durumların getirdiği...
Dear Daddy. Due to circus dances... - Due to circumst- -
Dans ediyor.
She dances.
Çok normal görünen kıyafetlerinin altına çok dar ve gergin deri iç çamaşırını giyiyor. Bu yüzden dans ederken...
Under the normal clothes he wears are narrow leather straps, drawn taut, so when he dances...
- Partilerde dans edilir sanırdım.
- I thought it was dances at parties.
Hızla dans eden bir adamdan hoşlanırım.
I like a man who dances with speed.
Onun dansedişinden bahsetmen güzeldi çünkü... ona kendi dans hareketlerimden birkaçını öğretmiştim.
It's funny you mention he dances because... I taught him a couple of dance moves myself.
Perşembe akşamı şu tropik ada dans gösterilerinden biri var.
There is one of these tropical island dances on Thursday night.
- "Kurtlarla Dans" var mı "?
Do you have "Dances With Wolves"?
"Viskiyle Dans."
"Dances With Whiskey."
Burada dans etmeye ve giysilerini kasılarak yürütmeye geldiler.
They come here to dances, and to strut their stuff.
Bu o danslardan biridir işte. "
"This is one of those dances."
"İç Çamaşırıyla Dans Eden" demek istedim.
I mean, Dances in Underwear.
# Kadınlar yönetti....... ülkesini #
Father Finnegan got one. You know him, the Dancing Priest - dances for peace.
- Kamyon gibi dans ediyor!
She dances like a truck.
Şu çamurda dans eden
That dances in the mud
- Dans edenlere para ödeme zamanı.
- Well, time to pay the dances.
" Sevdiğin ölümle dans ederken inancın sınanacak.
" Your faith will be tested as a loved one dances with death.
sweet sixteenler, okul dansları, belki de bir sokak konseri.
sweet sixteens, school dances, maybe even a gig on the road.
İ ayak ucunda dans eder, ve minik kafası kopmuş gibidir.
"I" dances on the tip of its feet, and its little head comes off.
Bayan Bennet'in başkasına verilmiş bir sözü yoksa sonraki iki dansı bana lütfetmesi talebinde bulunabilir miyim?
If Miss Bennet is not otherwise engaged, may I be so bold as to claim the next two dances?
Bu fırsattan istifade sizden ilk iki dansı rica edeceğim, Bayan Elizabeth.
And I take this opportunity of soliciting yours..... Miss Elizabeth, for the first two dances!
Mr Darcy'i ilk gördüğümde sadece dört kere dans ettiği bir balo salonundaydık. Erkek sayısı azdı ve birden fazla bayan eş arayışındaydı.
The first time I ever saw Mr Darcy was at a ball, where he danced only four dances, though gentlemen were scarce, and more than one lady was in want of a partner.
Yarı fiyata kucak dansı.
And lap dances are half price
Kızlar gibi dans ediyor!
He dances like girls!
Ve bütün dansları ediyorum
And dance all the dances
- Bütün partilere gelir onlar.
- They come to all the dances.
Ve öğretmen ve öğrenciler birlikte dansa gidemezler.
And teachers and students don't go to dances together.
O sadece benimle dans eder Albay Dent.
He only dances with me.
Hem de ne zıtlık baş aşağı dans ediyorsunuz.
Like the Antipodeans... he dances upside down.
Sen onları dans ederken ve piyano çekilişinde göreceksin.
You'll see them about dances, raffles.
Hemen koğuşlara geri dönün ve herşeyi dansları, gösterileri, piyangoları her şeyi iptal edin.
Let's get back to the barracks and cancel everything-dances, raffles, everything.
Bu, küçük bir kızken gittiğim dansları hatırlattı.
This reminds me of dances I used to go to... when I was a girl.
Foreman dans ediyor...
Foreman dances...
Ve Bayan Woodhouse, ilk iki dansı bana ayırmanızı istemek için çok erken davranmamışımdır umarım.
And, Miss Woodhouse, I hope it is not too soon, to secure you for the first two dances of the evening.
İlk iki dans!
The first two dances!
Tanırsın onu ; Dansçı Peder, barış için dans eder.
You know him, the Dancing Priest — dances for peace.
Hayır, sorun değil. Başka bir dansa gideriz.
Well, er, no no it's alright, there'll be other dances.
Ben dansçıyım, dansçıyım!
I'm a dancer, a dancer dances!
Bay D'Arcy kucak dansına devam etmek için eşiniz kartından çekim yapmalıyım.
Mr. D'Arcy should I continue to charge the lap dances on your wife's credit card?
Raphael senin bin kere ölmeni onun iğrenç müziğinde dans etmeye tercih eder.
Raphael would rather have you die a thousand deaths before he dances to her trashy music.
Beş sente dans eder.
He dances for nickels.
Sihirbaz Duga, sadece inci giymiş ve alevler içinde dans ediyor.
Duga the magician, who's wearing only pearls and dances in the flames.
- Kız dansçı.
- She dances.
- Asla dans etmez!
He never dances.
- Nasıl?
You gonna wrangle us Up some dances
Her gece frak giyip herkesle dans eden dansçılardan.
I always wanted to be a ballroom dancer... you know, the kind that dons a tux every night and... dances the world.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]