Darrin перевод на английский
432 параллельный перевод
Ben Darrin'e büyü yapmayacağıma dair söz verdim ve izin vermediği sürece de yapmayacağım.
I promised Darrin no witchcraft, and no witchcraft is what he's gonna get.
Darrin mükemmel bir koca.
Darrin is a marvellous human being.
Darrin böyle değil.
Darrin's not like that.
Onun ismi Darrin, anne.
His name is Darrin, Mother.
Pekala, anne, eğer Darrin heyecan duyuyorsa böyle olacak.
Well, now, Mother, if Darrin's this excited, there must be something to it.
Darrin haklıymış.
Darrin was right.
- Darrin, anne.
- Darrin, Mother.
Ben burada kalıp Darrin'i bekliyorum ve evi baştan dekore ediyorum.
I'm gonna stay here and wait for Darrin and do it all over again.
Darrin olmalı.
Now, that must be Darrin.
- Şimdi, Darrin annem ilk bakışta biraz değişik görünebilir.
- Now, Darrin Mother may seem a bit different at first.
Darrin, aslında seninle evlenmemeliydim, ama seni çok seviyorum.
Darrin, I suppose I shouldn't have married you, but I love you so much.
Oh, Darrin seni seviyorum, hem de çok.
Oh, Darrin I love you so much.
Darrin, ben bu nedenle varım.
Darrin, that's what I'm here for.
Darrin.
Darrin.
Darrin, senin adına çok sevindim.
Darrin, I couldn't be happier for you.
Saçmalama, Darrin.
Don't be silly, Darrin.
Darrin, kıyafetim uygun olduğuna eminmisin?
Darrin, you sure I'm dressed all right?
- Darrin, sevgilim.
- Darrin, darling.
- Sevgili, Darrin, çok tatlı biri.
- Why, Darrin, she's sweet.
Darrin, eminim iyi daktilo kullanıyor yemek yapıyor, bütün ev işlerinile ilgileniyor, elbette harika golf oynuyordur.
Darrin, I bet she's good at typing cooking, taking care of the household accounts and playing golf.
Millet, Darrin'in eşi ile tanışmanızı istiyorum.
Folks, I'd like you to meet Darrin's little bride.
Samantha için endişelenme, Darrin.
Now, don't worry about Samantha, Darrin.
- Söz başka ülkelerden açılmışken hatırlıyormusun, Darrin, seninle Paris'te tanışmıştığımızda bana demiştin ki telgraf gönderdiğimde...?
- Speaking of travelling remember, Darrin, that time we met in Paris and you said when I sent you a telegram...?
Darrin, Harry daha dün akşam, bana senin reklam sektörindeki en genç ve en yetenekli isimlerden biri olduğunu söylüyordu.
Darrin, only last night at dinner, Harry was telling me that you were the brightest young prospect in the agency business.
Darrin, Kontessa ve Maxim'le birlikte ne kadar çok eğlendiğimizi hatırlıyormusun?
Darrin, do you remember that delightful time we had with the contessa at Maxim's? - I won't.
- Birlikte şöminenin başında geçirdiğimiz dakikaları hatırlıyormusun, Darrin?
- Remember how cozy it was sitting by the fire, Darrin?
Darrin, telefon sana.
Darrin, it's for you.
- Ve ben de sana Darrin derim.
- And I'll call you Darrin.
- Sabah a, Darrin.
- See you in the morning, Darrin.
Darrin...?
- Is Darrin...?
Söyleyeyim de Darrin hemen buraya gelsin.
It'll only be a minute. I'll tell Mr. Steph... Darrin that you're here.
- Günaydın, Darrin.
- Good morning, Darrin.
Bay Johnson, bu sabah Darrin Stephens ı gördünüz mü?
Mr. Johnson, have you seen Darrin Stephens this morning?
Darrin, bu Marvin Grogan.
Darrin, this is Marvin Grogan.
Onu dikkate alma, Darrin.
Pay no attention to him, Darrin.
Bu sersemin laflarına aldırma, Darrin.
Don't let this big clod bother you, Darrin.
- Ama, Darrin.
- But, Darrin...
Oh, Darrin.
Oh, Darrin.
Oh, Darrin, ne?
Oh, Darrin, what?
Oh, Darrin, değilsin... yani...
Oh, Darrin, you're not... I mean...
- Şimdi, Darrin, onunla kavga etme.
- Now, Darrin, don't fight with him.
Darrin, hayır.
Darrin, no.
Eğlence Başkanımız Bayan Darrin Stephens sayesinde bu gece sürprizlerle dolu özel bir gösterimiz var.
Thanks to our entertainment chairman, Mrs. Darrin Stephens we have a special magic act tonight that is full of surprises.
- Darrin.
- Darrin.
Darrin, bu hiç adil değil.
Darrin, that's not fair.
Darrin, uykum var.
Darrin, I'm sleepy.
Yani, iki tane Darrin Stevens var, Dick York, Dick Sargent.
I mean, there's two Darrin Stevens, Dick York, Dick Sargent.
Bence, Darren sana aşık.
- l think Darrin loves you!
Kim?
- Who? - Darrin.
Hey, Darrin, buraya gel.
Hey, Darrin, come over here.
Gerçekten mi, Darrin?
Really, Darrin?