Daya перевод на английский
565 параллельный перевод
Namluyu şakağına daya ve tetiği çek.
Put the barrel against your temple and shoot.
Şimdi bunu ağzına daya ve kanı em.
Now stick that in your face and suck blood out.
Kulağına iyice daya, York Ana.
Put it up to your ear, Mother York.
Şu direğe daya!
Over against the mast.
Omzunu kapıya daya.
Put your shoulder to the door.
Yerleştir onu Çeneni üzerine daya
Lay right on it Rest your chin upon it
- Daya iyi gruplar dinlemişliğim oldu.
- I've heard better.
Onun yanına daya.
Stand it on it's side.
- Düşündü ki, ki ben de katıIıyorum... ... o burada oImazsa birbirimizi daya iyi tanıyabiIiriz.
- She felt, and I have to agree with her we'd have a better chance of getting to know each other if she weren't here.
Daya iyi, teşekkürler.
Much better, thanks.
İstersen başını General'in omzuna daya ve ağla.
Cry on the General's shoulder if you want.
Söyle bana Daya.
Tell me, Daya.
dinle, Daya.
Listen, Daya.
Hayır de bir kez Daya, Başka hiçbir şeye ihtiyacım yok.
Just say no, once, Daya. I don't need anything else.
Kaçacağız, Daya.
We'll elope, Daya.
Hadi, hadi Daya.
C'mon. C'mon, Daya.
Hadi, Daya.
C'mon, Daya.
Sen de mi aklını yitirdin, Daya?
Have you, too, gone mad, Daya?
Dinle, Daya.
Listen, Daya.
Her şeyi mi unuttun, Daya?
Have you forgotten everything, Daya?
Sensiz yaşayamam ben Daya.
I won't be able to live without you, Daya.
Dinle Daya.
Listen, Daya.
Hadi Daya.
C'mon, Daya.
Ağlama Daya.
Don't cry, Daya.
Daya!
Daya!
Nereye gitmen gerek Daya?
Where do you have to go, Daya?
Bir bahçenin sessizliği kimi seslerden oluşur. Kulağını bir ağaca daya ve dinle.
A garden's silence is made of sounds, press your ear to a tree and listen.
Gel tatlım, kafanı göğüslerime daya.
Come on, darling, rest your head on my breast.
Böylece her yıl, büyük babam Lukas, bir yerlerde daya yiyecekti.
So every year grandpa Lukas would get beaten somewhere.
Eller yukarıda, daya duvara!
Get them hands high!
Çünkü siyahlar gibi bakıma, gıdaya ve terbiyeye ihtiyaçları vardır.
Because, like the Negro, they need care and feeding'and cultivating'.
Yüzünü benim yüzüme daya.
Put your face against mine.
Kulağını şuraya daya.
Put your ear to that thing.
Kulağını gövdeme daya, kalbimin atışını dinle.
Put your ear on my trunk and you'll hear my heart beating.
Bıçağımı al, demir kısmını oka daya ve sonra silahla vur.
Take the knife, put the flat part over the end... and hit it with the gun.
Ne oluyor ya? - Ellerini duvara daya.
What's the matter, man?
İş gıdaya geldiği zaman, herkes kendisinin erkeği oldu.
When it came to food, it was every man for himself.
Al, silahı kafasına daya.
Here, hold that on him.
Unutma, ayaklarını sabit tut, silahı omzuna daya, nişan al,
Remember, get your feet set, haul her up to your shoulder, bunker your head down,
Buraya getir ve ana odanın büyük penceresine doğru daya böylece üst kata giriş yapabilirsin, anladın mı?
In the far corner you'll find a shed. In the shed you'll find a ladder. Bring it back here and lean it up against the great window in the main room... so that you can break in on the upper landing - understanding?
Umarım ki, kalede daya iyi şartlar altında yeniden karşılaşırız.
I hope to meet you in Fort Lowell under happier circumstances.
Bir duvara ayaklarını, öbürüne sırtını daya.
His feet against one wall, his back against the other.
Güney-batıdaya doğru ha.
South by south-west.
Ölesiye kοrkarsιn. "Εllerini duνara daya."
You be scared to death. "Put your hands against the wall!"
Omzuna daya, çünkü çok pis teper.
Hold it against your shoulder, because it has a good kick.
Sonra silahı kaldır, omzuna daya.
Then bring the gun up against your shoulder.
Kendini aşka adayamazsa, ölse daya iyi olur.
If he cannot resign himself, he might as well be dead.
- O silahı memura daya.
Put that shotgun on this officer so's he knows where you're at.
Binbaşı bana bi eskort verirse, at arabasını durdurursun tamam... silahını şakağıma daya, ve de ki, "Kımıldama yoksa vururum!"
If Cabot gives me an escort, you're gonna stop the coach... shove the gun into my Adam's apple, and say, "Don't move or I shoot!"
Ayağını karnıma daya, geriye doğru çekil, eğil.
Put your foot right on the stomach, then raise backward, bend down.
" Bıçağı boğazıma daya.
" Put the knife to my throat. Wait.
dayan 712
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayanamayacağım 24
dayan biraz 56
dayanın 97
dayanmalısın 17
dayanamıyorum 241
dayanamadım 49
dayanamıyorum artık 51
dayanılmaz 25
dayan dostum 17
dayanamayacağım 24
dayan biraz 56
dayanın 97
dayanmalısın 17