Dağılın перевод на английский
2,593 параллельный перевод
"Kırılın kırılın pastırmayla dağılın" ismini verdim bu numaraya. Yapma!
I call it "the wakey-wakey eggs and bakey."
Hadi dağılın evlerinize.
Go back to your homes.
Dağılın.
Let's go.
Dağılın, dağılın!
Split up, split up!
Puckett yaptığı şeyi izlemekten zevk alıyor, bu yüzden dağılın ve etrafa iyice bakın.
Puckett likes to watch. All right? So let's spread out and see if we can find him, okay?
Uzak durun beynini dağıtırım. Dağılın lan.
Get away.
Adam haklı beyler dağılın.
Yeah, he's got that right.
Dağılın millet.
Go on, everybody.
Dağılın.
Go on.
Zaman doldu, dağılın.
Times up, let's go, jumping jacks.
Dağılın!
Let's break it up here!
Beyler, hemen dağılın!
Guys, split up now.
Tamam, tamam, dağılın!
Okay, okay, fan out!
Dağılın ve onu bulun.
Spread out and find her.
O zaman erken kaçabiliriz. Dağılın beyler!
Great, then we can knock off early.
Dağılın!
Split up!
Dağılın hadi, caddeyi tutalım!
Let's split up, let's get the alleys.
Dağılın!
Fan out.
Bu noktadan sonra başka seçeneğimiz yok. Pekâlâ, beyler, dağılın.
At this point, we've no choice.
Dağılın!
Fall out!
Dağılın.
Fan out.
Çabuk, alana dağılın!
Quick, get to the field!
Dağılıp aramaya başlayın.
Let's tear it apart.
N.F.L.'e gelince seninle iletişime geçmeye, aramaya, e-posta atmaya çalışıyordum ki tekrar işinin başına dön diye ama sanırım benim göğüs çatalım hakkında düşünmekten ötürü dikkatin çok dağıldı ve cidden sana önerecek bir şey olduğunu düşünmedin.
And as for the NFL, I've been trying to contact you, call you, email you, to get you back involved, but I guess you were too distracted thinking about, I don't know, my cleavage to think that I actually had something to offer you.
Dağılın. Dağılın.
Fan out.
Nasıl yaptınız, bilmiyorum ama Kaminsky'nin sevkiyatı dağıtılamadan yakalandı.
I don't know how you did it, but Kaminsky's shipment was intercepted before it could be distributed.
Destiny'nin bilgisayarında bu dağılımların grafiğini çizecek bir program çalıştırıyorum umarım o zaman neler olduğunu daha iyi anlarız.
I'm having Destiny's computer run a program that'll plot back some of these dispersion patterns. Hopefully then we'll get a better idea of what's going on here.
Altı ay önce, dağın metan seviyesi kontrol ettim, bir önceki yılın iki katıydı.
Six months ago, when I checked the mountain's methane levels, they had doubled from the prior year.
Aslında, bunlar dağıtılınca yapılan, zorunlu güvenlik toplantısına katılsaydın bunları öğrenecektin.
In fact, you would have learned if you had attended the mandatory safety meeting when they were handed out.
Dağılımın deseni molekülün şeklini hesaplamada kullanılabilir.
The pattern of the scattering can be used to calculate the shape of the molecule.
Bu gecikme ve dördümüze, bize takıl, biz bazı başkalarını davet eder, karşılıklı dağıtırız ve sarhoş oluruz.
Delay it and the four of us can hang out, we can invite some others, mess around and get drunk.
Ayak oyunlarının ve planlarının sarayı ve Kral'ı nasıl dağıtacağından.
How their plots and plans swirl about the Court and the King.
Senin işini yapıyordum. Görev dağılımını.
I was doing your job, delegating.
Bu kadar dağınıklık nasıl mümkün olabilir?
How is it possible to make this much mess?
Jethro, yaraların dağılımı ve hacmi patlayıcı bir cihazın izlerine daha çok benziyor.
You know, Jethro, the dispersal pattern and the volume, they more closely resemble an improvised explosive device.
Üstünden geçen 20 yıl içinde bütün oyuncular dünyanın dört bir yanına dağıldı.
In the almost 20 years since, all of the players have scattered around the globe.
Kızıl gezegenin dört bir tarafında dağınık durumdaki bu manyetik kayalar, Mars'a, yeryüzü kuzey ışıklarının kendi versiyonunu sağlıyorlar. 2008 de keşfedildiği üzere, ve her nekadar insan gözü tarafından görünür olmasalar da...
These magnetic rocks, scattered across the Red Planet, give Mars its own version of Earth's northern lights, as discovered in 2008, although it may not register as visible light to human eyes.
Noel Baba'ya bir yıl daha inansın diye Magnus'un dikkatini dağıtmam gerekti.
I managed to distract Magnus enough to keep Santa alive for another year.
Sorumluluk dağılımını değiştirmek için bir sebep görmüyorum.
Don't see any reason to change anything.
Cartagena'nın 300 km batısı, Kolombiya dağılık yöresi.
300 klicks West of cartagena in the colombian highlands.
# Olduğun yere yığıl, dağıt... # #... suratını #
Face
Öyleyse etrafa dağılıp, aldığın izleri buradakilerle karşılaştıralım.
Why don't we fan out and start eliminating shoe prints.
ve yüz milyonlarca yıl sonra.. Dağ oluşumu tüm deniz seviyesinin yükselmeye zorlayarak Canada kıyısının günümüzdeki halini almasına neden oldu.
And then, over hundreds of millions of years, mountain-building forces thrust the whole sea-floor upwards to its present position on the coast of Canada.
Damlaların dağılımı... yolun karşısından geldiğini gösteriyor, da peki trafiği nasıl... durduracağız?
The distribution of each drop is consistent, leading us across the road. But how are we going to stop traffic?
Ortalığı dağıtmış gibi. Kadını nasıl buldun?
Well, it looks like he made a mess to me.
Mammoth dağının her yıl yaklaşık 1,5 milyon ziyaretçisi olur, ve herkes aynı anda burada sanki.
Mammoth gets nearly a million and a half visitors each year, and they all seem to be here right now.
Eğer uzaylılar, 33ncü enlem hattını bir işaret noktası, yeryüzüne inişte bir yaklaşma hattı olarak kullanıyorlardıysa, İncil insanlarının binlerce ama binlerce yıl önce Hermon dağında gördükleri şey, gökyüzünden varlıkların yeryüzüne gelmeleriydi.
Birnes : If aliens use the 33rd latitudinal line as a way point, as a landing point for planet earth, what biblical people saw thousands and thousands of years ago on mount Hermon were entities that came down from the sky.
Galaksilerin, yıldızların dağılımı evrende gördüğümüz elementlerin oluşumlarının temellerini hatta fizik kanunlarının da yaratılış anında oluştuğuna inanıyoruz.
"What's in it for me?" The Big Bang gave us everything we see around us... the distribution of galaxies and stars. It set into motion the creation of elements that we see in the universe.
Astronomlar galaksilerin dağınık yıldız kümeleri halinden bugün gördüğümüz düzgün yapılarına nasıl dönüştüğünü görebiliyorlar.
How did they compare with modern-day galaxies? How have they grown?
Galaksilerin doğuşunu başlatır. Ve dağılıp yok olmalarını engeller.
It triggers the birth of galaxies and keeps them from falling apart.
Karanlık madde olmaksızın evrenin tüm yapısı basitçe dağılır giderdi.
The thing is, they never stop changing.