Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ D ] / Deny

Deny перевод на английский

5,707 параллельный перевод
Neden daha fazlamız için varoluşu inkar etmedin ki?
Why would you deny existence to more of us?
Ya da bunu da mi inkar edeceksin, ajan Neal?
Or are you going to deny it, agent Neal?
- Tamam. - Bu fırsatı kullanırım.
- I won't deny that.
- İnkar etti mi?
Did he deny it? No.
Normalde izin verip inkar etmeni izlemek isterdim ama olayı saklamak için küçük bir çocuğu kaçırttın.
See, normally, I'd let you squirm and deny it. But you had to kidnap a little boy to cover it up.
Ne kadar inkâr edersen, o kadar güçlenir.
The more you deny it, the stronger it gets.
Sakın inkâr etme.
Don't try and deny it.
Ama sen de biliyorsun, her ne kadar sürekli "sadece arkadaşız" desek de ikimizin de inkar edemeyeceği bir şey var aramızda ve bu düşüncede olan bir tek ben değilim.
But you can't deny the fact that no matter how many times we say "we're just friends," there's something else between us, and I'm not the only one who thinks that.
Eski bir İngiliz istihbarat ajanı, ama yine de... onlardan kayıtlarını isterseniz... onun hiç var olmadığını iddia edeceklerdir.
He's former British military intelligence. And yet, were you to ask for his records, they would deny that he ever existed.
İnkâr mı ediyorsun?
Do you deny it?
Bu yaptığımızdan birine bahsedecek olursan ben de yalanlarım.
If you say a word of this to anyone, I'll deny it.
Şimdi, bu davanın çözümünde bir çeşit araç olduğunuzu inkâr edersem terbiyesizlik etmiş olurdum.
Now, it would be churlish of me to deny you've been of some facility in the solving of this case...
Hiç kimse, ancak inkar edemez bu hazırlanmaktadır onu sorumlu bir cinsel partner yapar.
No one can deny, however, that being prepared makes him a responsible sexual partner.
Tabi Cessna'nın lastiklerindeki taze çamur yüzünden inkar etmeleri zor olurdu.
Of course with fresh mud on the tyres of the Cessna they could hardly deny it.
Orada hissetiğin tüm gariplikleri inkâr edemezsin.
You can not deny that all felt strange things there.
İnkâr edemem Bay Swain.
Well, I can't deny that, Mr Swain.
Onu asla unutamadığını inkâr edebilir misin?
Can you deny that you have never forgotten her?
Evliliğini, hayatını mahvettiğini inkâr edebilir misin?
Can you deny that she screwed up your marriage and your life.
Kendini ona kanıtlama isteğini inkâr edebilir misin?
Can you deny that you want to prove yourself before her.
Laf aramızda içinin bir parça da olsa rahatladığını inkâr etmiyorsun herhalde?
But, between you and me... You can't deny that some part inside you was relieved, correct?
Lobna Şerif'in Basma'yı tecavüz ettikten sonra öldürmüş olmasını inkâr edemeyiz.
See, Lobna. We can't deny that Sherif killed Basma after he rapped her.
Ruhsal değil de zihinsel sorunu olduğuna dair bir delil bulursak kurtulur.
Finding an evidence for a mental not a psychological disorder that will deny his responsibility for the murder.
Sana başta bunu sorduğumda neden inkâr ettin?
Why did you deny it when I asked you?
İki Savunma Bakanlığı sözleşmesi hatalı kurşun geçirmez yelek yapıldığını yalanlıyor.
The two with DoD contracts deny making faulty vests.
Hasta kızınızın tedavisini reddedin ve onu eve götürün eğer velilik hakkında fikriniz buysa, sizi durduramam.
Deny your ill daughter treatment and take her home if that is your idea of guardianship, I can't stop you.
Bunu inkar etmek sadece ona güç verir.
To deny it simply gives it power.
Bir şeyin sizi birbirinize çektiğini inkar edemezsin. Tekrar tekrar.
You can't deny that something is drawing you to each other... repeatedly.
Bir vitae cupido büyüsü yaparız. Sonra da onu şehirde içeri girmesine izin verilmeyecek tek yere yollarız.
A spell of vitae cupido, and then we send him to the one place in town that will certainly deny him entrance.
Gerçekleri inkar edemem.
I can't really deny that.
Aşkı sonsuza kadar reddedemezsin. Hiçbirşey bundan daha güzel değil.
You can't deny love forever.
Sana yalvarıyorum inkar etmek javier Acosta kefalet, , başlık sekiz çağırarak bölüm 813 vatansever hareket. - İtiraz!
I implore you to deny javier acosta bail, invoking title eight, section 813 of the patriot act.
Her ne kadar inkar etse de öyle.
In all but name, though he'd deny it.
Reddetmelisin, ne pahasına olursa olsun.
You have to deny it, no matter what.
Şu anda bunu inkar ediyorlarsa, kendi mizaçlarıyla yüzleşemedikleri içindir.
If they deny that now, it's because they can't face their real natures.
Mahvetmezsen seni yataksız bırakamazlar.
They can't deny you a bed if you don't fuck up.
Ama her şeyi reddetti.
Well, he did deny everything.
Ve bunu inkar etmeyeceğim bazı şeyler vardır arasında dizildi almak için kendimi... ve Joel.
And I will not deny that there are some things to get sorted out between myself... and Joel.
Ederim, ve son nefesime kadar da edeceğim.
You cannot deny that humanity within you. I can and I do with my every breath.
Onu baştan çıkardığınızı inkar mı ediyorsunuz?
Do you deny seducing him?
Ona büyü yaptığınızı inkar mı ediyorsunuz?
Deny bewitching him?
Şahit olduklarımızdan sonra bunu nasıl söylersin?
Can you deny that given what we are witnessing?
Ve eğer bunu anlatırsan burada olduğumu inkâr ederim.
And if you repeat this, I'll deny I was ever here.
Katolik Komplosu'nun gerçek olduğunu inkar etmek ağır ihanettir.
It's high treason to deny the Popish Plot was real.
Katolik komplosunu reddetmek ağır hainliktir.
It's high treason to deny the popish plot.
Katolik komplosunu inkar etmeniz için sizi kışkırtıyorlar.
They provoke you to deny the Popish plot. Burn!
Sonunda sen ve ben vazgeçeceğiz.
You deny me and yourself to the end.
Eduard'ı reddedersen, Francis ile yüksek bir bedel ödersiniz.
Deny eduard, And you and francis will pay a very high price.
- Avukatın açık bir duruşmada durup bilerek bir telefon kaydının varlığını reddetmesi mantık dışı.
- To suggest that a U.S. Attorney would stand in open court and knowingly deny the existence of a wiretap is preposterous.
Sakınma emirini reddedeceğim çünkü ortada sakınacak bir şey yok.
I'm gonna deny the preservation order because there's nothing to preserve.
- Bu isteği de geri çevirmek durumundayım.
Another request I must deny.
Kral O'nun merasimle idam edilmesini istiyor.
Will you be the one to deny him that?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]