Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ D ] / Derinden

Derinden перевод на английский

1,723 параллельный перевод
Şu anda derinden sevdiğim insanın gülümsemesi ve geçmişte derinden sevdiğim insanın gülümsemesi.
The smiles of the people I love now and those of the ones I loved before.
Denediği her seferde derinden yaralandı.
And each time, it would hurt him, profoundly.
Gödel için bu çıkmazdan çıkış, Einstein gibi, mantığın sınırları dışında şeyler bilebilmemizi sağlayan "ilham" a derinden inanmaktı.
The way he gets out of it, is that Gödel, like Einstein, believes deeply in intuition. That we can know things, outside of logic, because we just... intuit them.
Matematiği kullanarak matematiğin sınırlarını göstermek... psikolojik olarak derinden çelişkilidir.
Using mathematics, to show the limits of mathematics, is... is psychologically very contradictory.
Orası öyle, ama bir zamanlar bir hikaye anlatıcısı sıfatıyla derinden önem verdiğiniz toplumsal adalet, eşitlik gibi şeyleri hâlâ insan olarak önemsiyorsunuzdur.
- It's all I am. - Well, certainly. But as someone who once cared deeply, as a storyteller, as... for social justice, equality...
Beni ta derinden sarstılar.
They have rocked me to my core.
"... dişi kırlangıcınki, derinden gelen ve insanın içine işleyen bir şehvet çığlığıdır! "
"... the female utters a loud, piercing cry "of ecstasy."
Bu adamın alarmı onu son üç gündür derinden etkiledi.
This man's alarm brought on an attack that lasted three days.
"Oğlun Brent'in, trajedik ölümünü duymak beni derinden sarstı." "Şahsım ve ailemin, ne kadar üzgün olduğunu bilmeni isterim."
I was deeply shocked to hear of the tragic death of your beloved son Brent and on behalf of myself and my family, I send you our sincerest sympathy.
Acınızı derinden paylaşıyorum.
My deepest sympathy.
Sadakat konusunda çok feci şekilde derinden bağlanmışsın birine.
Okay, so generally, the deeper and stronger the line... the warmer and steadier the devotion.
Kanunun heybetine derinden âşıktım.
I was deeply in love with the majesty of the law.
Düşük bir emekli maaşı bağlanacak. Derinden incelenmesi gereken bir durum.
I shall retire to a hearty pat on the back and a not-to-hearty pension, a situation in dire need of attention.
Olabilir, ama... hala çok genç ve bilgisiz, ama... yine de onda farklı bir... hayal gücü var... ve bu insanları derinden etkiliyor.
- Well, they very well may, but, um... Look, I know she's still very young and ignorant. But I think there's a kind of... power and imagination there that might just possibly touch people.
Çok derinden.
It's gonna hurt deep.
Beyefendi yüreğime dokundunuz hem de çok derinden.
Oh Sir, you've touched me deeply.
Tam yapamıyorum ama inanın bana, onu derinden etkilediniz.
I can't do it, but believe me, it touched her deeply.
Bunu her an derinden hissediyorum ve bu bana büyük mutluluk veriyor.
I feel it every moment, deeply and it gives me so much happiness.
Birini kalben, derinden sevdiğinde yanına bile gidemiyorsan bu nasıl bir histir, bilir misin?
When you love someone so dearly And yet you can't even come near him Do you know how that feels?
Umarım bu kurumu derinden sarsacak bir mesaj.
One that I hope will shak e this department to its core.
Harville'in kızkardeşi çok üstün nitelikli bir kadındı, ve Benwick ona aslında, çok derinden bağlıydı.
Harville's sister was a very superior woman, and Benwick's attachment to her was, indeed, profound.
Ama sizi temin ederim, derinden ilgilendiği yazı karakterlerinde onun zihninin izlerini görebiliyordunuz.
But boy could you see his mind at work on the faces where he was deeply involved.
Hep hödüklere kızdıklarını söylerler,... ama her biri de derinden derinden, onları beyinleri fırlayasıya becerecek hayvanı düşlerler.
They always say that they're annoyed by yobs, but each one of them quietly dreams of meeting an animal who'll fuck her brains out.
Üzgünüm, seni derinden yaraladıysam üzgünüm.
I'm sorry. I'm sorry if I've hurt you deeply.
- İnsan kaybını derinden düşündük.
We thought deeply about the human cost when we were planning this strategy.
Çalışmaları doğayla, onun farklı yüzleri ve değişen iklimleriyle derinden bağlantılıdır.
His work is intimately linked to nature, its intimately varied terrain and ever changing climate.
İnce değil ama derinden etkiliyor.
Ain't refined, but it hits you deep down.
Son birkaç haftaki olaylar, hepimizi derinden üzmüştür.
The events of these past few weeks are deeply distressing for all of us.
Öyküleri beni derinden etkiledi.
Well, I was moved by their stories.
Meera Krishna'nın aşkını derinden hissederdi.
Meera immersed herself in krishna's love.
'Meera Krishna'nın aşkını derinden hisserdi.'
'Meera immersed herself in krishna's love.'
Şu an en çok ihtiyacım olan sensin ama beni en derinden yaralayan da sen oldun.
You screwed me worse than anybody'cause I need someone right now.
O kadar derinden bile, bizi arayan gemilerinin seslerini duyabiliyorduk.
Even from deep underground, we could hear their ships searching for us.
Tanrı sizlerle derinden ilgileniyor.
The Lord cares deeply about you.
Kemiği derinden kestiğinde, izler de gitmiş.
Traces are left when the weapon cuts deeply into the bone.
Derinden gelen nefes alışlarını duyuyordum.
I heard your deep breathing.
18-yard, derinden. Tamam mı?
Eighteen-yard deep out, okay?
Eğer böyle hissediyorsanız.. Leydim beni derinden yaraladınız.
Well, if that's the way you feel, my lady, then you have hurt me greatly.
- Derinden!
Greatly.
Bizi derinden yaralayan bu konuları tekrar tartışacağız.
To discuss those matters which remain close to our hearts.
Derinden iç çekiyorum. Zavallı aşkım yüzünden,
# I sigh deeply # because of my poor love.
Hayır, aslında berbat durumdayım. Yani içten, herkesin göremeyeceği kadar derinden. Anlıyorum.
Oh, no, no.I'm a mess- you know, on the inside, where the mascara can't run.
Biz Chihuahualar farklı renkte ya da şekilde olabiliriz... Ama onlara daha derinden baktığında, ruhunla baktığında, hepsinin aynı olduğunu göreceksin.
We Chihuahuas come in many shapes and colors... but when you look not with your eyes, but with your soul, there we're all the same.
Hayatında seni çok derinden etkilemiş bir kadın vardı, ve bir elveda bile demeden çekip gitti.
There was a woman in your life Who affected you very deeply, And she left before you could say good-bye.
Ve ona yeterince derinden bakarsanız, benim gördüklerimi görebilirsiniz.
And maybe if you look at her deeply enough, you'll see what I see in her.
Kardeşinizin başına gelen kaza arkadaşı olduğum için kalbimi derinden yaraladı.
The incident with your brother breaks my heart. I'm sad since I was his friend.
Bu hikaye beni derinden yaralıyor.
This story pains me deeply.
Dört, beş saat süren surat, burun ve göz dokusunu derinden kesen bu tür bir ameliyatta bu acıya dayanamazmışsın.
She said a job like that, four, five hours under the knife cutting that deep into the tissue of the face, the nose, the eyes you can't take that kind of pain. It's impossible.
Yemin ederim, derinden hissediyorum bunu.
I swear, I feel it deep inside.
Ve yılbaşı beni çok derinden etkiledi.
It really moves me.
Kira, Yotsuba'nın bir parçası mı yoksa Yotsuba'yı sadece kullanıyor mu? Daha bilmiyoruz. Kira'nın hareketlerini daha derinden inceleyelim.
I haven't figured that out yet, but let's investigate this with the assumption that this is Kira's doing.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]