Derken перевод на английский
12,049 параллельный перевод
Kaş yapayım derken göz çıkarıyorsun.
You're adding insult to injury.
Pratisyen olmayan derken ne demek istedin, ne ki o?
Non-practicing? What do you mean? What's that?
- Eskiden derken?
Was?
- İyi şeyler derken?
What good are you doing?
- Şifre derken neyi kastediyorsun?
- What you... what you mean by "code?" - MOSES :
"Odaklamıştım" derken?
What you talking about, "had?"
- Gevezelikler derken nasıldım?
Was I alright with the mutterings,
- Kolay derken?
- Easy?
Zorlama derken ne kastediyorsunuz?
What do you mean by compel?
Biz derken, ben ve senin Ev İşi Maymunun.
Oh, um... By "we," I mean me and your chore monkey.
"Onlar" derken kimi kastediyorsun?
Who's "they," Shecky?
Bir kısmı derken?
- What do you mean, some of it?
Her şey bitti derken karşımdaydı işte.
Just when I thought it was over, there she was.
Mahsul derken... Soyadır, mısırdır, kenevirdir, sorgumdur.
Oh, crops... soy, corn, hemp, sorghum.
Biz derken, ben yani.
And by us, I mean me.
- Kısa derken?
Soon?
- "Tüm bunlar" derken?
And what is "all of this?"
Kayıp derken?
Define "missing."
Peki, "özgür" derken ne demek istiyorsun?
So, when you say "free," what is it you mean?
Sonuç derken?
Well what?
Onun yerine derken?
What do you mean "instead"?
İhtiyar derken annemden mi bahsediyorsun? - Evet.
The old lady, meaning my mother?
Skype'taki o barışmamız, Gabi'nin nişanı falan derken harika bir Anneler Günü sürprizi olur diye düşündük. - Hem de birkaç gün öncesinden.
I thought with us making up on the Skype and all and Gabi's engagement, what a great Mother's Day surprise, a couple of days early.
Bekle biraz. Yan gemi derken?
Wait, Jumpship?
Savage'i öldürmeye çalıştın derken?
What did he mean you already ried to kill Savage?
Sarsıntılı iniş derken mecburi inişi kastetmiştim.
When I said, "bumpy," I meant, "Prepare for crash landing."
Fred, "Son gelişmeler" derken ne demek istedi?
Fred, what did he mean, "With the way things are"?
Etki etmek derken. Zihin kontrolü gibi mi?
like mind control?
"Tatlı" derken, "çok ezik" mi demek istedin?
By "cute" you mean, "lame as fuck."
- Hizmet derken?
- His services?
"Tüm bunlar" derken?
And what is "all of this?"
Farklı derken? Mesafeli.
Distant.
Buralı derken, nere... Artık ne zaman Amsterdam'a gitsek, bize krallar gibi davranıyorlar.
Like, from here or what do you... so now, whenever we roll to Amsterdam, we get treated like fucking royalty.
Hakkında konuşuyorduk derken, belli bir neden için konuşuyorduk.
When I said we were just talking about you, it was for a specific reason.
"Şey" derken, "yaratık" mı demek istedin?
By "thing," you mean a creature thing?
Reynolds bu yer tarihi derken şaka yapmıyormuş.
Reynolds said this place was historic ; he wasn't kidding.
- Başka bir şey derken?
What do you mean other?
- Böyle derken?
- Like this?
Belki de Tanner, polis her zaman her iddia ile hemen ilgilenmez derken bunu kastediyordu.
Maybe that's what Tanner meant when she said the police don't always act on every accusation right away.
Rol yapmayı derken?
Pretending?
- Şimdilik derken?
What do you mean for now?
Başkası derken tekerlekli sandalyede olmayan birini kastediyorsunuz galiba.
And by "someone else," you mean someone not in a wheelchair.
- Yüklüyor derken?
Installing?
- Bu akşam derken?
Tonight?
Veremeyiz derken?
"We"?
Derken başka birinin gözlüğünü takmaktan dolayı olan o şiddetli baş ağrısı gelir.
And there's the splitting headache from wearing someone else's glasses.
- İki derken? - Birincisi, seni yine görmem. İkincisi de güzeller güzeli içkiyi taşıyor olman.
- One, that I'd see you again, and two, that you'd be carrying a jug of that crazy beautiful shine.
Kimse gidemez derken ne demek istedin?
What does that mean?
Garip derken?
Strange how?
- "Çarpık" derken?
- "Irregular" meaning...?
Derken burada oturan insanlar çıkagelir.
I share so many common interests... ( door opens ) and here come the people who live here.