Deste перевод на английский
482 параллельный перевод
Size yeni deste açacağım.
I'll high-card you.
- Tony, taze bir deste getir.
Tony, bring a fresh deck.
O sana hileli deste verdi, ben de ona maça asını gösterdim.
No, it wasn't, Lucky. He pulled a cold deck on you, and I palmed the ace of spades on him.
Ver bakayım bir deste.
Give me a pack of those.
Ve sizi de, bir deste as kadar güzel bayan.
- And the lady pretty as a pack of aces.
- Bu gece bir deste para yapacağız, ha?
We're gonna divvy up a stack of money tonight, huh?
- 40 deste oyun kağıdı.
40 packs of playing cards!
Karıştırmak için bir deste A4 kağıdı. 5 keskin uçlu kalem ve çizip durman için karalama kağıtları. Kenarına gelişigüzel yazılar yazılan.
Just a pile of papers to shuffle around, and five sharp pencils... and a scratch pad to make figures on, maybe a little doodling on the side.
Gel. Lütfen bize bir deste kağıt ver.
Give us, please, a deck of cards.
- Bu nasıl bir deste?
- What kind of deck is this?
- Bir deste çingene kartı işte.
- It's nothing but a deck of gypsy cards.
- Keşke bir deste kâğıt getirseydim.
Perhaps I should've brought a deck of cards.
Yepyeni ve pürüzsüz bir deste.
They're new, and they're smooth to touch.
Deste karışsın!
[commander] Shuffle deck!
Bir deste iskambil kağıdından başka birşey değilsiniz.
Why, you're nothing but a pack of cards.
Keşke yanımda mayo yerine bir deste kağıt getirseymişim.
I guess I should have brought along a deck of cards instead of a swimming suit.
- Tabii efendim. Bir beyefendinin acilen ihtiyacı olur diye üzerimde hep bir deste taşırım.
Yes sir, I always carry a deck on me, in case a gentleman needs some in a hurry.
Üstelik bir deste kağıtta çok kağıt vardır.
After all, there's just so many hands in a deck of cards.
Fiske, bir deste kâğıtla yapılabilecekleri bilirsin, değil mi?
Fiske, you know what you can do with a deck of cards?
- 4 deste puanı ve bir skopa.
- 4 deck points and a scopa [one point].
"Yolculuklarından birinde bir adam... "... yepyeni bir deste kağıtla karşına çıkacak. " Destenin paketi henüz açılmamış olacak.
"One of these days, a guy is going to show you a brand-new deck of cards on which the seal is not yet broken."
Yeni bir deste aç.
Give us a fresh deck.
Bu masada yeni deste açılmasına ben karar veririm.
I decide when we need a fresh deck at this table.
O hileli bir deste kağıt ile, dürüst bir oyun oynamak istiyor.
He's trying to play an honest game with a crooked deck.
Çeyrek şişe içki ya da bir deste kartla bahse giremezsin.
You can't fool a quart of liquor or a deck of cards.
Ed, bana bir deste kağıt versene.
Ed, give me a fresh deck of cards.
Sadece eklem ağrılarım ve bir deste kağıt.
Just my arthritis and a deck of cards.
Birini bir deste kağıt için yollarız ve burada böyle her şeyi endişeyle bekleriz.
Someone send for a pinochle deck and we'll just sweat the whole thing out right here.
- Sana yeni bir deste almanı söylemiştim.
- I thought I told you to get new cards.
Nerede bir deste kart görsem Yatırıveririm tüm paramı.
Whenever I see a deck of cards I lay my money down
Teşekkürler. Sana güzel görünecek tek şeyin işaretlenmiş bir deste iskambil olduğunu sanırdım.
I thought the only thing that looked good to you was a marked deck.
Yeni bir deste lazım bize.
I think we need a new deck.
Eski sayılardan deste deste var.
I've got stacks of old copies.
Bana yeni bir deste ver.
Give me a new deck of cards.
Her boşanma yıldönümünde, kocam mutlaka bana bir deste sarı gül gönderir. Bu Temmuz'da, 19 yıl olacak.
On the anniversary of our divorce, my husband always sends me..... one potted yellow rose, and it'll be 19 years in July.
Bana bir deste kağıt verin lütfen.
Give me a deck of cards, please.
Bu, hileli deste denilen şeydir sevgili kızım.
This is what is known, my dear girl, as a forced deck.
Sadece bir deste kağıt verin.
Just give me a pack of cards.
L.A. da kaç deste paran var?
You got a bundle waiting in L.A.?
Belki 40 ya da 50 deste.
Maybe 40 or 50 wads of bills.
- Farkındamısınız, deste hafif gibi.
- You know, that deck feels light.
Yeni deste.
A new deck.
3 kartla ve kötü bir deste kağıtla kaybettim.
3 card money and a cold deck.
Altı deste.
Six stacks.
Yeni deste lütfen.
New deck, please.
Aynı deste uygundur.
Same deck is good enough.
Hayır, yeni deste alayım.
No, I'll take a new deck.
Ona yeni deste ver.
Give him a new deck.
- Dağıtıcı her zaman yeni bir deste isteyebilir.
- Dealer can call for a new deck any time.
Bir deste oyun kağıdı lütfen.
A deck of cards, please.
Yeni deste lütfen.
New ones, please.