Detroit перевод на английский
1,903 параллельный перевод
# Geleceğini kana bula!
DMC, meaning Detroit Metal City. Stain your future with blood!
- Detroit'e.
- Detroit.
Bak, iki saat sonra Detroit'e bir otobüs kalkıyor.
Look, there's a bus to Detroit in two hours.
Lex beni Detroit'de kurtarmaya çalıştı.
I mean, lex tried to save me in detroit.
Evet, bahse girerim Detroit'teki... ailene ve arkadaşlarına dönmeye can atıyorsun.
Yeah, I bet you can't wait to get to your family and friends in Detroit.
Güneybatı Detroit, zorlu bir şehir.
Southwest Detroit, a tough town.
Detroit'de, Kurtuluş Ordusu tadında bir yerdi.
It's like a Salvation Army kind of store in Detroit.
Detroit, Michigan.
Detroit, Michigan.
Annem Detroit'te.
My mom's in Detroit.
Mesela, Detroit veya Baltimore'de arabanı kilitler ve park edip gidebilirsin. Yani döndüğünde, hiçbir boka dokunmamış olurlar. Arabanı hiç düşünmeden, tüm gününü solaryumda bile geçirebilirsin, değil mi?
I mean, you park your unlocked car in Detroit or Baltimore, I mean, your shit's gonna be there guaranteed when you get back from the day spa with your skin all exfoliated and shit, right?
Detroit uçuşunda ki tıp öğrencisi James.
The medical student from your flight to Detroit... James.
Çıktığın, Detroitli tıp öğrencisi?
The medical student from Detroit you were dating?
Quantico dışına yeni çıkmıştım, ve beni Detroit'e yolladılar.
I was just out of Quantico, and they sent me to Detroit.
Bugün Detroit'ten bir haberle başlıyoruz... Detroit'te, devasa boyuttaki amerikan Otomotiv sektörü 2004 model arabalara boyun kemeri taktı.
We begin today with news from Detroit... where automaking giant, American Automotive... announced a safety recall of all 2004 cars containing neck belts.
Cuma sabahı Detroit'e gitmeni ve otelde bir adamı görmeni istiyorum.
I'd just like to go to Detroit and see a man in the hotel Friday morning.
Mafya için çalışan bir kiralık katil
He's a Contract killer for the Detroit Mafia.
Detroit mafyasının bizimle ne işi olabilir?
What does the Detroit Mafia have to do with us?
Ailenin reisi geçen hafta, Detroit'de bir otel odasında öldürüldü.
Last week the head of the family was shot dead in a Detroit hotel room.
- Detroit, Way.
- Detroit way.
- Detroit'i bilirim.
- I know Detroit.
Polislerin beni yakalamasını istemezsin. Her nasılsa Detroit'te yaşlı adamı öldürüldükten sonra beni aramaya başladılar.
You don't want the cops picking me up, if for some reason, they start asking me was I in Detroit... when the old man's killed.
N.Y.P.D. Takımı son iki yıl içerisinde sadece bir maç kaybetti fakat karşılarında Detroit Metro'dan sıkı polisler var.
N.Y.P.D team had only one loss in the past two years but these are some tough cops from Detroit Metro.
New York, 14 - 10 önde, süre Detroit aleyhine işliyor.
New York leads 14-10, with time running out for Detroit.
GURUR VE ZAFER Detroit'den Terror neredeyse karşı kaleye ulaşacaktı... -... 50 yard ilerlemişti.
Terror from Detroit almost took it to the house... –... with a return of 50 yards.
Top, Detroit'de.
Standing by now for Detroit.
- Detroit'e mi?
- To Detroit?
- Detroit Uluslararası Havaalanı olarak, sizden çantalarınızı her zaman yanınızda taşımanız rica olunur.
- Detroit International Airport asks you... to keep your bags in your possession at all times.
Detroit'e dönüyorum!
I'm going back to Detroit!
Melos adasının Venüsü, Detroitli Venüsümle tanış.
Venus de Milo meet my Venus Detroit.
Detroit'te doğdum.
I was born in Detroit.
Detroit'te, çamurda bulamadığımızı, pasla telafi ederdik.
In Detroit, what we lack in dirt, we make up for in filth.
Ben de Detroit'in zorlu bir şehir olduğunu sanmıştım.
And I thought Detroit was a tough town.
Oku! "Detroit Haberleri".
Read! "The Detroit News".
Detroit, Michigan'lı Bayan Tom Morley.
Mrs Tom Morley of Detroit, Michigan.
Hâlâ Detroit'te mi yaşıyorsun?
You still in Detroit?
Elimde Detroit'den ; "Sheffields" "Five Emprees" ve "Rational" plakları var...
I've got the Plagues... The Sheffields, The Five Emprees, The Rationals from Detroit...
Geçen hafta Detroit'te evrak işleri yaparken sence kimin müzik dükkânına gitmişimdir?
It just so happens I was in Detroit last week... doing a piece of paper, and who do you think I bumped into at a record shop?
Motown, o Detroit müzik kutusu kılıklı kıllı poponu bu boktan helikoptere sok! Derhal!
Motown, get your Detroit jukebox Jheri curl ass in this chickenshit chop-chop!
Detroit Pistons ile mi anlaşmıştın?
Drafted by the Detroit Pistons?
Japonların bizden daha fazla araba satmalarının tek nedeni, Detroit gaza bastı mı yakıt tüketen otomobiller üretirken, onların yakıt tasarruflu otomobiller yapmaları.
The reason that the Japanese outsell us is because they make more fuel-efficient vehicles while Detroit insists on pushing gas-guzzling SUVs.
Hamilton'ın Detroit'te 34 yaşında bir kız kardeşi var.
Hamilton has a 34-year-old sister in Detroit.
Bak, bu Detroitliler sert olabilir.
Now, listen, these Detroit guys can be tough.
Detroit'e hoş geldiniz.
Hey, welcome to Detroit.
O kadar geri zekalıyız ki bunu sanat zannediyoruz Daha kötüsü de olabilirdi, en azından Detroit değiliz
We're so retarded that we think this is art lt could be worse, though, at least we're not Detroit
Detroit değiliz.
We're not Detroit.
General Motors Merkezi 20 yıl boyunca General Motors'u ve diğerlerini bugünün geleceği konusunda uyardım.
No, they're not Detroit. For 20 years I tried to warn GM and others that this day was coming, but to no avail.
Bu sistemin, refahı tüm insanlara eşit olarak sağlayamadığı görülüyor. Piskopos Thomas Gumbleton Detroit Başpiskoposluğu Ve bu da, neredeyse kendi özünde Hz.
The system doesn't seem to be providing for the well being of all the people.
Tıpkı insanlara yardım etmek amacıyla kanunu çiğnemenin zamanı geldiğine kanaat getiren, Detroit'deki şerif gibi.
Like the sheriff in Detroit who decided it was time to break the law in order to help the people.
DMC, yani Detroit Metal City.
Kill them, kill them! DMC, meaning Detroit Metal City. Kill them, kill them!
Ne bu işte, ne Detroit'te, ne de hayatında! Sen bir eziksin Tanya.
¶ trouble in mind ¶
Evet, Detroit değiller.
Moore :