Diyebilirsin перевод на английский
3,925 параллельный перевод
Ev hediyesi diyebilirsin.
It is a housewarming gift, you might say.
Bana deli diyebilirsin ama bardaki tavrına göre... yani, biliyorum Dyson ve sen...
Call me crazy, but based on your little display at the bar... I mean, I do know that you and Dyson...
İstersen bana deli diyebilirsin.
You can call me crazy all you like.
Çok istiyorsan bana Nao diyebilirsin.
Call me that if you must.
Bana "Harlan" diyebilirsin. George öyle yapıyor.
Oh, call me "Harlan." George does.
- Ne diyebilirsin ki?
- What are you gonna say?
Özel antrenör olabilirsin, Abercrombie'de insanlara hoş geldiniz diyebilirsin.
You could be a personal trainer. You could... be a greeter at Abercrombie.
Abercrombie'nin merkezinde hoş geldiniz diyebilirsin.
You could be a greeter at Abercrombie's corporate headquarters...
İstersen oyunun mesajına "arzularınızdan sakının" diyebilirsin.
I guess the play says beware what you wish for
Eğer şanslıysan, onun saçtığı tehlikeye dur diyebilirsin.
If you're lucky, you will stay off his radar.
Öyle de diyebilirsin.
You could say that.
Belki bana Nancy diyebilirsin?
Perhaps you could call me Nancy?
Bana Kester diyebilirsin.
You can call me Kester.
Kısaca J-bird diyebilirsin.
You can call me J-bird.
Tamam, bana deli diyebilirsin belki ama her gün yemek de çok değil mi sence?
Okay, call me crazy but eating every day is a bit much, don't you think?
- Nasıl diyebilirsin?
How can you tell?
Evet öyle de diyebilirsin.
Yeah, you could say that.
İkimizde yetişkin olduğumuza göre bana Jonathan diyebilirsin.
Feel free to use my first name, Jonathan, seeing as we're both adults.
Kendine üfürükçü diyebilirsin, ama tam bir yalancısın.
You call yourself a healer, well you sir, are a quack.
Eğer seni mutlu edecekse, bana Suzan diyebilirsin.
You can call me Susan if it makes you happy.
Ne demek istersen diyebilirsin.
You can call it what you will.
Ama bana Mike diyebilirsin.. Mike.
But you can call me "Mike."
- Sen diyebilirsin ama.
Okay.
Devam et bebeğim, bana anne diyebilirsin.
Go ahead, baby, you can call me Mommy.
Bana garipsin diyebilirsin ben buyum
Call me strange but this is who I am
Bana eski kafalı diyebilirsin ama adil dövüşe inanırım.
Yeah, well, call me old-fashioned, but I believe in a fair fight.
Bana kaçak damat da diyebilirsin.
I guess you could say I was a runaway groom.
Bana E-Train diyebilirsin.
What's up, bro?
... diyebilirsin. Ya da bunun gibi bir şeyler işte.
Summat like that.
Öyle de diyebilirsin.
You might say that.
Yanımda oturmanı istiyorum. Ayrıca bana Nick diyebilirsin.
I'd like you to sit in with me, and you can call me Nick.
Bana David diyebilirsin.
You can call me David.
Bize ne diyebilirsin?
What can you tell us?
Sen de tahmin edilemezsin. Baban gibi sen de her şeyi yapar her şeyi diyebilirsin.
You're also unpredictable, and you'll do anything and say anything, like your old man.
Yumurta diyebilirsin Francesca.
You can say eggs, Francesca.
Bana bencil diyebilirsin.
Call me selfish.
Bana Salem Cadısı diyebilirsin.
You may call me Salem's Witch.
Ama bana hala Jim diyebilirsin.
But you can still call me Jim.
Öyle de diyebilirsin.
You might call it that. Well done.
Samimi olsun istiyorsan, bana başkan diyebilirsin.
For simplicity's sake, you may call me Mayor.
Bana Laeta diyebilirsin.
You may call me Laeta.
- Tabi ki diyebilirsin.
- You can say Charlotte.
- Şöyle diyebilirsin...
- Go with the story that...
Kendine böyle diyebilirsin ama John Ross'la görüşmenin tıpkı benim babasıyla aramdaki gibi bir şey olduğunu biliyordun.
Well, you can tell yourself that, but you knew what you were getting into with John Ross, just like I did with his father.
Metalik katlı bir kek diyebilirsin.
A metallic layer cake, if you will.
İstersen, ona 1000 yada 100000 insanın çığlığının duyulduğu, bir yarış pisti diyebilirsin.
You call it, like it's the racetrack, like there's 1,000 people screaming, like there's 100,000 people screaming.
Bana Vince diyebilirsin.
But you can call me Vince.
İstersen öyle de diyebilirsin tabii.
You mean he was drunk.
Bana Amy ya da doktor diyebilirsin.
You can call me Amy or doctor.
Öyle de diyebilirsin.
A bad lover? You could say that.
Bana Agathe diyebilirsin.
Call me Agathe.