Diğer taraf перевод на английский
3,709 параллельный перевод
Yeni bir beceeri öğrenmeye çalışmak için... çiftliğin diğer tarafına gitme vakti geldi artık.
Now it's time to mosey on over to the other side of the farm to try to master a new skill.
Çiftlikte sürüye katılacak yeterince büyümüş... birkaç tane 3 aylık buzağılar vardı. Bu yüzden onları arazinin... diğer tarafına götürmeliydik.
The farm had some 3-month-old calves that were old enough to join the herd, so we needed to move them to the other side of the property.
Bak, kapının diğer tarafında kiramız için 600 Dolar kazanmamızı sağlayacak iş var.
Look, on the other side of this door is money to help us make the $ 600 more we need for rent.
Her zaman huzursuzdurlar ama onlar nehrin bir tarafında kalır, bense diğer tarafında.
They're always restless, but they keep to their side of the river, and I keep to mine.
Masanın diğer tarafındaki ilk kişi Eugene W. Biscailuz Los Angeles şehri kıdemli şerifi.
On this side of the table, one Eugene W. Biscailuz... the high sheriff of Los Angeles County.
Bebeğim, bunu... diğer taraf için taşıman gerek.
Baby, you need... to move that to the other side.
lütfen, efendim, ağacın diğer tarafında.
Please, sir, the other side of the tree.
Sonraki gün, diğer tarafın haklı olduğuna inanırdım.
The other day, I would be convinced the other side was right.
Köprünün diğer tarafında olmaktan mutluyum.
I like being across the bridge.
Niye dildonun diğer tarafında da benim adım yazmasın ki?
Why wouldn't I want my name on the side of a dildo?
Mükemmel kuvvetli göğüs kaslarımı ve kalça kaslarımı kullanarak seni duvarın diğer tarafına fırlatacağım.
I'm going to use my incredibly toned pecs and buttocks - to throw you over the wall. Go!
Lanet sayıların diğer tarafındasın.
You're on the other side of the fucking numbers.
Burası bir kapı aralığı, ve diğer taraf ise şeytan.
This place is a doorway, and on the other side is evil.
Harrington lütfen cevap ver. Lane, Irwin, diğer tarafı kontrol edin.
Harrington, please respond.
Diğer tarafı kilitlememiş.
He hasn't sealed the other end.
Silahını kılıfından çıkarmadan ve ateşlemeden oyunun sonuna kadar kapının diğer tarafında bekleyeceksin.
Then you will remain just inside the gate with your weapon undrawn and unfired, until the game ends.
Çıkarılan görüntüler diğer tarafın eline geçti mi?
Other side have those outtakes?
Ben sadece işin diğer tarafı da iyidir diye umuyorum.
I just hope the other part of this is all good.
O hâlde beni oraya gönder, sana diğer tarafın nasıl olduğunu anlatayım.
Then send me there, and I'll tell you what it's like on the other side.
Bu gözler tıpkı tehlikeli yollar gibidir bir tarafında uçurum, diğer tarafında ise sarp tepe var. Sakın düşeyim deme.
These eyes are like avenues of peril... on one side you have an abyss and on the other, a steep hill... try not to fall.
- Diğer tarafından tutun, buradan.
- Take him on the other side, here.
- Karım trenin diğer tarafında
- Hell, no. My wife is right beside that tunnel.
Tesis 1992'de kapatılmış olmasına rağmen, nehrin diğer tarafından hâlâ kahve kokusunu duyabileceğinizi söyleyen insanlar var.
There are some people who say you can still smell the coffee from the other side of the river even though the plant closed in 1992.
Bir tarafı, parıltılı, aydınlık... diğer tarafı karanlık ve bilinçsiz... gizemli, derin.
One side is brilliant, light. And the other side who is black, the unconscious what is mysterious, what is deep.
Bu Parisli burjuvazinin büyük bir buluşması oldu... ve odanın diğer tarafında, büyük bir oda... Bilmiyorum, belki de 150 metrekare... Mick Jagger vardı.
It was a big gathering of the Parisian bourgeoisie and at the other side of the room, a big room I don't know, maybe 150 square meters was Mick Jagger.
Beynimin bir tarafını kapatıp diğer tarafını açıyorum.
Turning one side of a brain off and other one on.
Layton odanın diğer tarafına uçtu.
Layton flew across the room.
Bir tarafın diğer tarafına insanlığını sorgulatır.
One side is making the other side question your basic humanity.
Kızların, ülkenin diğer tarafında yaşamalarını senden daha çok istemiyorum.
I don't want them living on the other side of the country anymore than you do.
Ben dünyanın diğer tarafından geldim!
Please. I've come from the other end of the world!
Dünyanın diğer tarafından yeni gelenimizin kafası nasıl?
And how's the head of our new arrival from across the earth?
Ancak, Dedem benim kaderim yazma edilir ve orada diğer tarafında, mina kaderini, mina babası.
however, My grandpa is writting my destiny and there on other side, mina's destiny, mina's father.
Ama çöplüğün diğer tarafında işler hiç de komik değildi.
Oh, DeBrie. But on the other side of the Dumpster, things hadn't been so laughable.
Kapının diğer tarafında onu ne bekliyor?
What's waiting for her on the other side of that door?
Diğer taraf mı?
The other side?
Diğer taraf yok.
There is no other side.
* Paris'ten, Hindistan'dan ve okyanusun diğer tarafından *
♪ from India ♪ and Paris ♪ and from just across the pond ♪
* Paris'ten, Hindistan'dan ve okyanusun diğer tarafından *
From India And Paris And from just across the pond
Masanın bir tarafında siz olacaksınız... diğer tarafında ise ben.
On one side of the table will be you.. ... and on the other side will be me.
Ülkenin diğer tarafına kadar otostop çekeceğim, milli olacağım.
I'm gonna hitchhike across the country, lose my virginity.
Sen de aynı kapıdan geçeceksen diğer tarafında ne olduğunu bulmalıyız.
If you're gonna go through the same door, we need to figure out what's on the other of it.
- Diğer tarafında ne olduğunu bulmalıyız.
We have to figure out what's on the other side of it.
Kendine çok güveniyor ama kapının diğer tarafında ne olduğunu bilmiyor.
He's so confident, but he has no idea what's on the other side of that door.
Kafanın bu tarafını diğer tarafı ile birleştirmemi ister misin?
You want me to match this side with the other?
Sadece kapının diğer tarafında var olurlar.
They only exist on the other side of the doors.
Sizden rica etsem masanın diğer tarafına geçebilir misiniz? O açıdan daha iyi çıkarsınız.
Now, if you wouldn't mind moving to the other side of the table, that angle favors you.
Hitler 30 Nisan 1945'de gün batımından önce kendini öldürdü. Cesedi diğer Naziler tarafından alınarak Başbakanlık konutu bahçesinde yakıldı.
Hitler had killed himself the day before, on 30th April 1945 and his body was taken by other Nazis and burnt here, in what was then the garden of the Reich Chancellery.
O yüzden, lütfen siz ve sistemde bulunan diğer herkesin sisteme dokunmadığından emin olun, vardiya müdürü tarafından onaylanmadıkça, tamam mı?
So please be absolutely sure that you yourself and everybody in your system is not touching the system, unless it's been agreed by the shift leader, yeah?
Biraz denize açılmayı düşündüm diğer dünyanın su dolu tarafını görmek istedim. "
I thought I would sail about a little and see the watery part otherworld. "
- Yani kapının diğer tarafı mı?
Tells the other side of the door?
Eğer su kabileleri savaşırsa, diğer uluslar da taraf tutar.
If the water tribes were at war, the other nations would take sides.
diğer tarafa 33
diğer taraftan 148
diğer tarafta 43
tarafsız bölge 32
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149
diğer taraftan 148
diğer tarafta 43
tarafsız bölge 32
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğerleri nerede 149