Doğal davran перевод на английский
324 параллельный перевод
Çok doğal davran, gülümse anladın mı?
- You must act natural. - Yes.
Lütfen doğal davran Ann.
Please behave naturally, Ann.
Doğal davranın.
Act natural.
Doğal davran.
Behave naturally.
Polisler yolda, doğal davranın.
Cops are on the way. Act natural.
Doğal davran ve tüm konuşmayı bana bırak.
So be natural, and leave all the talking to me.
- Doğal davranırsanız sorun çıkmaz.
- Well sure, you do what you done before, that'd be fine.
Hepsi gayet doğal davranıyordu.
They all acted as normal as apple pie.
Aynı anda hem doğal davranıp hem de seninle flört etmemi mi istiyorsun?
You want me to act natural and flirt with you at the same time?
Doğal davran.
Act naturally.
Olabildiğince doğal davran, mümkün olduğunca uzun bir süre.
Act as normal as possible, for as long as possible.
Doğal davran.
If they'd only behave naturally.
Doris, doğal davran.
Doris, act natural.
Çok doğal davran, sanki sana az önce zam yapmışım gibi.
Act very natural, as if I've just given you a big raise. - Thanks, Mr. Duchemin.
Konuşmaya devam edin ve doğal davranın.
Keep talking and act natural.
Doğal davran.
Act natural.
Şu tarafa ve doğal davranın.
That way and act natural.
Doğal davranırsan, her şey yoluna girecektir.
You just act naturally and everything will be fine.
Oraya gittiğimizde, sadece doğal davran.
When we get there tonight, just act naturally.
Tamam, millet. Doğal davranın.
Alright, everybody, just act natural.
Doğal davranın.
Let's act naturally.
- Doğal davran.
Act natural.
Doğal davran.
Just be natural.
Geri döndüğünüzde, büyük ihtimal sizi filmlere konu edecekler bu yüzden sizin için önce. "Doğal Davran." isimli parçayı çalacağız.
Now when you get back, they're probably gonna put you in the movies, so the first thing we're gonna do for ya... is to play a little song called "Act Naturally."
Şimdi, doğal davran.
Now, act natural.
Doğal davranın.
Just act natural.
Doğal davran.
- Now act natural.
Doğal davranıyorum.
I am being myself.
Doğal davran! direk bakma!
Let's react accordingly.
Doğal davran, tamamen doğal ol.
Act natural, totally natural.
Gerçekçilik gibi görünüyordu ama aslında insanların doğal davranışlarını ortaya çıkarıyordu. O davranışlardaki gerçeği daha önce sinemada hiç görmemiştim.
It had the appearance of realism, but actually it revealed the natural behavior of people... and the truth in that behavior that I'd never seen before on the screen.
Bunun haricindeki davranışı gösterene kadar bu yaşam formlarının davranışlarını toplumlarının doğal davranış olarak tanımlanacaktır.
Until then, they're all to be treated as indigenous life-forms behaving normally in their natural habitat.
Rahatlayın, konuşun, doğal davranın.
Just- - just relax. Interact naturally.
Yaptığı gerçekten çok doğal ve cesurca bir davranıştı.
Certainly it was. But that has nothing to do with it.
Doğal olarak polis Wallace'ı tutukladı ve kibar olmayan davranışının karşılığını ödedi.
Naturally the police apprehended Wallace and he paid for his ungentlemanly conduct.
Evet, bir karınca için doğal bir davranış saldırıya uğrarsa, yumurtalarını güvende tutar.
Yes, well that's natural behaviour for an ant, when it's attacked, take the eggs to safety.
Üvey babana olan husumetin çok doğal. Gayet normal bir davranış.
Your hostility towards your step-father is only natural... a normal reaction
Doğal davran.
Be natural.And smile.
Temkinli davranıyor, doğal olarak.
He is cautious, naturally.
Dogal davran.
Act normal.
Doğal bir davranış değildi.
It wasn't a natural act.
- Bence onun davranışı daha doğal.
- I think his behaviour is more natural.
Doğal olarak çete öncülerini asacağım ama cömert davranıp haydutların ve ailelerinin yaşamlarını bağışlayacağım.
I shall hang the ringleaders, of course, but I'll be generous and give you the lives of the woodsmen and their families.
- O zaman doğal davran.
- Then be yourself.
Doğal olarak, özel zamanı için çok korumacı davranıyor.
Naturally, he's very protective of his private time.
Suçluların davranış modellerini belirlemede doğal bir yeteneğim var gibiydi.
Seems I had a natural aptitude for applying behavioral models to criminal cases.
Ben hep doğal davranırım.
Be natural, all right?
- Doğal bir feromon gibi davranıyor.
- It acts as a natural pheromone.
Sizi ve doğal olmayan davranışlarınızı çok iyi biliyorum!
I know everything about your unnatural activities!
Lütfen doğal olun ve burada yokmuşum gibi davranın.
Just act natural and pretend I'm not here.
Bu doğal ergenlik davranış kalıbıdır.
It's a natural teen behaviour pattern.