Drift перевод на английский
1,542 параллельный перевод
Kavga etmeyen, birbirinin sinirine dokunmayan çiftler, birbirinden uzaklaşır.
... there's usually passion. Couples that don't fight, the ones... ... who don't get under each other's skin are the ones who drift apart.
Dylan, Dilykos kolonisinden gelen bir mesaj aldık.
Dylan, I've just intercepted a message from Dilykos Drift.
Yaklaşık 3.7 dakika sonra koloni alanı yıkılacak.
I estimate 3.7 minutes until this drift buckles.
Koloni saldırıya uğramış.
The drift was attacked.
Dylan, koloni alanı yok edildi.
Dylan, the drift has been destroyed.
Kazazedeleri gemiye alarak Tahn'ın yapmak istediğini kendimiz yapmış olmadık mı?
By taking the survivors of the drift onboard, haven't we done the than's work for them?
Than koloniye Bokor'un yayılmasını engellemek için saldırdı.
The than attacked the drift to stop the spread of the bokor...
Koloniye rota çizin.
set a course for that drift.
Birincil sensör verilerine göre koloni tamamen yok edilmiş. Kurtulan yok.
Preliminary sensor data indicates the drift was completely destroyed, no survivors.
Çocuğun DNA'sını Desideratum kolonisine gönderdim. Genetik bilim adamları var olan kayıtlarla karşılaştırdılar.
I messengered the child's DNA to desideratum drift so that the genetic scientists could compare it to the best-known extant records.
Tamam ama efsane üç kişiye ihtiyacımız olduğunu söylüyor. Harper Rommie ile beraber Albuquerque kolonisine eğitim gezisine gittiği için başka seçeneğimiz yok.
Okay, but the legend still says we need three people, and since harper took rommie on that "educational" field trip to Albuquerque drift,
Son olarak gezimizin son durağında Haukon Tau kolonisini ziyaret edeceğiz. Bir nebuladan daha inanılmaz olan nadir yerlerden biri. Çok güzel hatunlarla tanışabilirsiniz.
And finally, the last stop of our tour will take a visit to the Haukon Tau drift, where the only thing more unbelievable than a nebula... are the barg's you can pick up and sugar gal [chicks]
Dylan'la beraber Fehrar Kalinka'yla buluşmak için Haukon Tau kolonisine gittik.
Dylan and I went to Haukon Tau drift to meet with Fehrar Kalinka.
Haukon Tau kolonisine yaklaşıyoruz.
Approaching Haukon tau drift.
Tur gemisi Haukon Tau kolonisine yaklaşıyor.
This is the tour ship head to the Haukon Tau drift.
Bu parçaları alabileceğimiz tek yer Haukon Tau kolonisi.
And there is only one place to get those parts and it is Haukon Tau drift.
Haukon Tau kolonisinde iyi karşılandığım günler resmi olarak bitti. Teşekkürler.
So I guess that officially ends my welcome back to Haukon Tau drift.
Eylem Çağrısı, Nightsiderların işlettiği eski bir kumarhaneden başka bir şey değil.
The clarion's call is just a beat-up old casino drift run by the nightsiders.
Fellenhoff kolonisi. Tam bir kara delik.
Fellenhoff drift...
Dylan'la Harper az önce Fellenhoff koloni hapishanesinden kaçmışlar.
Dylan and harper just escaped From the fellenhoff drift prison,
Zempf kolonisindeki gulaş kafeye getir.
To the goulash cafe on the zempf drift.
Harper, koloniye yaklaş. Yalnız gideceğim.
Harper, approaching the drift.
Sonra da uzağa sürüklenmesine izin veririz.
Let it drift away?
EM-33 gibi değil Elini savurmana gerek yok.
Unlike the EM-33, you don't have to compensate for particle drift.
Frekans kaymasını telafi ettiniz mi?
- Did you compensate for frequency drift?
Sen şansa bel bağlıyorsun, sürüklenerek biteceksin. yakıt yok, umut yok... Alliance'ın bir şey yapmamasını istiyoruz.
You depend on luck, you end up on the drift - no fuel, no prospects... beggin'for Alliance make-work, gettin'towed out to the scrap belt.
Yatağa kıvrılıp uyuya kalana dek televizyon izleyeceğiz.
We're gonna cuddle up in bed. We're gonna watch TV until we just drift off to sleep.
Konuşurken kendini dinliyor musun, yoksa sadece kulak misafiri mi oluyorsun?
Do you actually listen to yourself when you speak, or do you find you drift in and out?
Onun babasıyla olduğu...
I don't want you to drift apart...
Bard'da üç yıldan sonra aniden bu büyük değişim neden?
Three years at Bard and suddenly now as a senior this epic drift.
- Bir yığında takıldı.
- It's stuck in a drift.
Yani ayrı okullara gitsek de, ayrılsak da Ted adlı çocuklarla sevişsek de -
So if that means we're gonna go to separate schools and drift apart... and make out with guys named Ted, then -
Anladın mı, Koca "D"?
Get my drift, Big "D"? ( Clicks Tongue, Groans )
Bazen konuşuyorduk ve biraz dalgındı.
Sometimes we'd be talking, and she'd sort of drift off.
Bunu nasıl söyleyeceğim bilemiyorum Fry ama Bender uzayın derinliklerinde sürüklenecek.
I don't know how to say this... But Bender is doomed to drift through space.
Hep sonsuza dek bir yerlerde olmak istemişti ama bu şekilde değil.
He always wanted to drift forever... But through the American Southwest.
Kaderde yer çekiminin oyuncağı olarak sonsuza dek sürüklenmek de varmış.
Fated to drift forever through the void as gravity's plaything.
Manie Maritz, gönüllü olarak Almanlara katılmak için Ekim 1914'de, Turuncu Irmağı geçerek Alman toprağı olan Schuit Drift'e geldi.
In October 1914, Manie Maritz crossed the Orange River into German territory at Schuit Drift to enlist German support.
Tom'un babası doktordu ve şimdi mütevazı bir emekli aylığı alıyordu. Bu sayede Tom'un çalışmadan aylaklık etmesi fazla sorun olmuyordu.
Tom's father had been a doctor and now received a modest pension, so it was no great disaster for Tom to drift about not doing anything in particular.
Yükü götürdükten sonra fazla pazarlık şansın kalmaz da.
"Once you deliver a load you ain't got much to bargain with, if you catch my drift." Of course.
Çok acı çekiyor. Ve ilaç onun kendinden geçmesine sebep oluyor.
He's in some pain and the medication makes him drift away.
Neyse, demek istediğimi anlamaya başladın, değil mi babalık?
In any event, you're starting to follow my drift here, papi?
Akıntı kıyıya sürüklenmene yardımcı olur.
The current will help you drift to the coast.
Yorgun olsa da drift zaman Dalai Lama görüntülenir onu karakterize eden bir dostu ile.
Despite being tired and evidently jet-lagged, the Dalai Lama still radiates his characteristic warmth and kindness.
- Ne dediğini anladığımdan emin değilim.
- I'm not sure I'm catching your drift.
# Sanırım o yüzecek gölün üzerinde... # Mavi ay ve beyaz bulutlar, yavaşça süzülecek uzaklara...
I bet it's floating in a pond, where the blue moon and white clouds drift lazily away.
Çok karanlık ve karlıydı, tekrar buzulda olduğumu düşündüm, Kendimi araba parkındaki bir külüstür gibi hissediyordum, Ve sonra tekrar süründüm.
It was pitch black and snowing, and I'd think I was back on the glacier, or I'd think I was in a public car park, and had been beaten up again, and then I'd just drift off again.
Tayfundan dolayı yanlışlıkla buraya sürüklendim. Biliyorum.
All I did wrong was drift here from a typhoon.
Rotamızda gidersek sorun çıkacağını sanmıyorum. Yine de isterseniz fahişelerin ot gibi yerden bittiği Yuker sisteminde bir koloniye de götürebilirim.
there should no obstructions in the way of your route, and if you buy that, i've got a drift to sell you in the yuker system, where jade grows like weeds.
Singapur kolonisinden kargo aracı geldi.
Incoming courier drone from singapore drift.
5.000 üstüne çıkmasına izin vermeyin.
Don't let it drift above 5,000.