Dukes перевод на английский
350 параллельный перевод
Bu bütün çevreyi tamamen mahveder.
It could ruin the place utterly, besides cutting us off from the dukes.
O koşulla satın aldım ve Dük'ten daha çok toprak istedim.
I bought on the understanding i'd get some more land from the dukes.
Dükler ve Hillcristler arasında bulunuyor.
Lies between the dukes and squire hillcrist's.
Prensler, kontlar, dükler, krallar...
Princes and counts and dukes and kings.
Dükler ve leydiler.
Dukes and ladies.
Ona ancak kontlar, dükler ve kraliyet ailesi dokunabilir.
That should be touched only by royalty, dukes or earls.
O zümrütleri bulsaydık, ordudan ayrılır... ve dükler gibi yaşardık.
If we'd found them emeralds, we could've left the army... and lived like dukes. See?
Daha önce bir melekle dövüşmedim ama ceketini çıkarıp yumruklarını kaldırmanı öneriyorum.
I've never fought an angel, but take off your coat and put up your dukes.
Muhtemel dükler dahi, karınlarını doyurmak zorundadır.
Even potential dukes have to eat.
Biz Aquitaine dükleriydik. Louergue, Gercy ve Albi kontlarıydık. Narbonne ve Gothea'nın markileriydik.
We were dukes of Aquitaine... counts of Louergue, Gercy, Albi... marquises of Narbonne, Gothea, viscounts of Lautrec.
Dükler, kontlar, lordlar, beyler, hepinizle.
that all without desert have frowned on me - dukes, earls, lords, gentlemen... indeed, of all.
Yüce Gloucester ve Buckingham Dükleri.
The mighty dukes Gloucester and Buckingham.
Komik, bana sıradan yumruklar gibi geldi.
Funny, they look just like any other pair of ordinary dukes to me.
Bunu bir de aşağıyı tıklım tıklım dolduran ve bu sıradan yumrukların sıradan bir hergelenin kafasını dağıtmasını bekleyen seyircilere söyle.
Go tell that to the crowd hanging from the rafters downstairs waiting to see these ordinary dukes knock some ordinary bum's brains out.
"Rusya'da dört grandük aynı anda öldürüldü."
In Russia they've shot four grand dukes.
Şu oda onu görmek için bekleyen insanlarla dolu. Paskalya'dan beri bekleyen İngiliz kontu ve... Rus çarının iki oğlu da aralarında.
That room is full of people waiting to see him... including a British earl and two Russian grand dukes... who have been here since Easter.
'Büyük Dük've çocukları susamadan içki içerler miydi?
'The Grand Dukes'and'the guys that drink without thirst'?
- Büyük Dük'mü?
The Grand Dukes?
Haydi, kaldır yumruğunu.
Come on, get your dukes up.
Dükler ve mihraceler bütün günü benimle geçirirlerdi
When dukes and maharajahs passed the time of day with me
Şu yumrukları da tepside tut.
Keep those dukes on the platter.
Yumruklarını görelim!
Put up your dukes!
Bunlar, Bjornsstrand diyarının dükleriydi.
These were the dukes of the land of bjornsstrand.
- Dükler ve düşesler...
- And dukes and duchesses.
Düklerimle ben çok meşgulüz.
My dukes and I are very busy men.
Grand Dük'ler bala üşüşen sinekler gibi, seni dışlamaya can atıyorlar.
The Grand Dukes gather like flies to honey, eager to push you away.
Grand Dük'ler gitmem için milyonlar vermeye hazırlar.
The Grand Dukes are willing to pay me millions if I go away.
Grand Dük'ler, Rasputin'in Romanov Hanedanı'nı lanetlediğini söylediler.
The Grand Dukes told me he's put a curse on the Romanov house.
Biz de öyle sanırdık ; ama şimdi krallığı paylaştırırken hangi düke daha çok değer verdiği anlaşılmıyor.
It did always seem so to us, but in the division of the kingdom it appears not which of the dukes he values most.
Sıradan vatandaşlar yumruk gösterip, dövüşüyorlar.
Ordinary citizens putting up their dukes and slugging it out.
Duke'lar bizi deney hayvanı olarak kullandılar.
The Dukes used us as guinea pigs.
Yani Duke'lar hayatımı, bir bahis için mi mahvettiler?
The Dukes ruined my life over a bet? - For how much?
- Duke'lar ona 10 bin papel verdi.
- The Dukes gave him 10 grand.
Duke'lar tüm bir donmuş portakal suyu piyasasını ele geçirecekler.
Oh my God, the Dukes will corner the entire frozen orange juice market.
Duke'lerin adamı başlangıçtan itibaren deli gibi satın almaya başlayacak.
The Dukes'trader is going to be buying like crazy right from the opening.
Duke'lar pazarı tümüyle ele geçirmeye çalışıyor.
The Dukes are trying to corner the market.
Anladım. "Hazır yumruklu dük" gibi?
Gotcha. Like "Put up your dukes," right?
Tuttuğum beysbol takımı Dukes!
My baseball team is called the Dukes! - ( terrified gasps )
Gözlerimi dört açtım. Kulağım yerde.
Dukes up, eyes peeled, ears to the ground.
Özel ellerim vardı with my dukes too, ve adalet için savaşıyordum, fakat on yaşımdayken... bu çocuk ve ben kavgaya girdik.
Oh, God, no. No, these are just the neighbors. They live in the empty lot next door.
Yumruklarımız ne güne duruyor.
We always got our dukes.
Tamam, Nelson, yumruklarını hazırla!
Okay, Nelson, put up your dukes!
- Gardını al, Homer.
- Put up your dukes, Homer.
Helen Dukes'un urları varmış.
Helen Dukes had vaginal tumours.
Masada iki dük, bir düşes. ve bir Rus Kontesi varmış.
Two Dukes, a Duchess and some Russian Countess'round the table.
Dükler, Düşesler, Lordlar ve Ladylerle görüştüler, ama kendilerine tek bir soruyu sormayı unuttular hep.
Well, they see the Dukes and the Duchesses, and the Lords and the Ladies, but they are fail to ask the one simple question.
Bakacaklar ki tehlike geçmiş. Sturgess gitmiş. Kavgalarından vazgeçecekler.
And they're gonna take a look around, see if the coast is clear, no more sturg, then they drop their Dukes.
Kaldır yumruklarını.
Put up your dukes, eh.
Mücadeleden vazgeçme Arty.
Arty, keep your dukes up.
Yerli halk, astığı astık kestiği kestik düklerin..... boyunduruğu altında yaşıyordu.
'Powerful dukes exerted life-and-death control over their primitive subjects.
Peg'in haberi olmadan ikinci bir iş daha bulmalımıyım? İşte bu, ondan daha iyi bir satıcıyım. Öyle olduğumu göstereceğim.
I was pretty handy with my dukes too, and I fought for the right, but then, when I was 10... this guy and I got into it.