Dumont перевод на английский
183 параллельный перевод
- Dumont'ların kızı, derse gelmiş.
- The Dumont girl, for her lesson.
Dumont, Cumhurbaşkanının etrafında fark ettirmeden... kalabalık yapacak birkaç uzun boylu memur seçmiş.
Dumont has drafted a number of very tall officers to hedge around the President without him noticing.
Paris'te yaşayan genç bir Brezilyalı Alberto Santos-Dumont dahiyane bir fikirle sepete iki silindirli benzinli bir motor takarak büyük bir atılım yaptı.
Alberto Santos-Dumont, a young Brazilian in Paris... achieved a major breakthrough... when he hooked a two-cylinder gasoline motor to the basket.
- Buradayım, Bay Dumont.
- Over here, Mr. Dumont.
ve eğer Dumont sızlanırsa, daha çok topalla.
And if Dumont squawks, limp a lot.
Bay Dumont, hazırız efendim.
Mr. Dumont, we're ready for you, sir.
Güverteye çıkmama izin var mı Bay Dumont?
Permission to come aboard, Mr. Dumont?
Bay Dumont'un aklı bokuna... Bay Dumont çok korktu.
You scared the shit out- - You scared Mr. Dumont very badly.
Kaptan Dumont'a fırtına nedeniyle telsizi açık tutmasını söyle.
You tell Captain Dumont to keep the radio on because of the storms.
- Sen Dumont musun?
- Are you Dumont?
- Dumont.
- Dumont.
Dumont!
Dumont!
- Lütfen, Dumont?
- Please, Dumont!
- Teşekkürler, Dumont.
- Thank you, Dumont.
Dumont?
Dumont?
Çok komik, Dumont.
Very funny, Dumont.
- Dumont!
- Dumont!
- Bu bir Kullanıcı, Dumont.
- That is a User, Dumont.
- Dumont!
Dumont!
- Dumont'un üstündeydi.
It was in Dumont's things.
Burdasın. Dumont döndümü.
Dumont got through.
Dumont, nasıl?
And Dumont, how's he?
Dumont eyaletinden muhterem papaz Jackson Pete Sayer.
Reverend Jackson Pete Sayer of Dumont county.
Dün gece DuMont'u izledim ve Rommel ile ilgili büyüleyici bir belgesel edindim.
I was watching the DuMont last night and I caught a documentary on Rommel.
Asteğmen Dumont.
Ensign Dumont.
Dumont'la aranızda bir şeyler olabileceğini düşünmüyorsun değil mi?
You don't really think anything will happen with Dumont?
Dr Dumont zaman alacağını söyledi, ama sende adım atmalısın.
Dr Dumont said this would take time, but you've got to meet them halfway.
Dr Dumpont işe yarayacağını söylemişti!
Dr Dumont said it would work out!
Onu yok ettiğinde Dumont'un makalesini okudunuz mu?
Did you read Dumont's article when he destroyed him?
Bununla bir oyuncak tren alabilirsiniz.
You can probably get the DuMont Network on this thing.
M. Barthélémy, Richard Dumont'la birlikte.
M. Barthélémy, with Richard Dumont.
Nathalie Dumont'la bağlanmakta küçük bir sorunumuz olacak sanırım. İşte.
We're having trouble with our link to Nathalie Dumont.
Shellie Dumont.
Shellie dumont.
Mösyö Dumont, aracınızı derhal çekmeniz gerek.
Monsieur Dumont, you must move your vehicle immediately.
Kompozitör Charles Dumont ve söz yazarı Michel Vaucaire buradalar.
The composer Charles Dumont and the lyricist Michel Vaucaire are here.
İç Gelir Servisi'nden Frank Dumont
Internal Revenue Service, Frank Dumont.
Santos Dumont havaalanı, lütfen.
Santos Dumont airport, please.
Görüşmeleri Margaret Dumont kadar büyük bir felâketmiş.
Telling me that the meeting was a Margaret Dumont-sized disaster,
Bu, Limoux Viventi Cabernet Dumont.
This is the Limox Viventi Cabernet Dumont.
Şarap uzmanlığınız var mı bilmem, Bay Spencer ama bence, Dumont'u hem delice hem de utangaç bulacaksınız.
I don't know how much of a wine connoisseur you are, Mr. Spencer, but I think you will find the Dumont both nutty and shy.
Madeleine DuMont tarafından yönetilen küçük bir yayınevi.
It's a boutique publishing house run by Madeleine DuMont.
Bayan DuMont'u.
Ms. DuMont.
Kitap dünyasından değilim Bayan DuMont.
I am not in the book world, Ms. DuMont.
Bayan Dumont bu kitap bir cinayet davasını aydınlatabilir.
Ms. DuMont, this book may be related to a murder we're investigating.
Madeleine DuMont aradı.
Madeleine DuMont just called.
Bayan DuMont kitabın yazarını söyleyin, hemen.
Ms. DuMont, I need that author's name... now.
Bayan DuMont, DIA taslağa el koyunca beni aradı.
Ms. DuMont called me after DIA confiscated the manuscript.
Patrick ve Elise'e kopyaları yollamasını ben söyledim.
I told DuMont to send the manuscript to Patrick and Elise.
- Dumont, beni çok dikkatli dinle.
- Dumont, listen to me very carefully.
Dumont'a.
Dumont?
Transparan değilsin.
Nathalie Dumont?