Dungeons перевод на английский
326 параллельный перевод
" Çatışma sırasında, Omdurman zindanlarındaki mahkumlar... gardiyanlarını alt edip cephaneliği ele geçirerek İngiliz-Mısır güçleri tarafından...
" During the battle, the prisoners in the Omdurman dungeons... overwhelmed their guards, captured the arsenal and held it...
Kimi darağacında ölüyor, kimi hapislerde canlı canlı yakılıyor.
Some die on the gallows, others are buried alive in dungeons.
Kalenin zindanlarında tanıştık.
We met in the dungeons of the citadel.
Zindanlarda kimse bu kadar zaman yaşayamaz.
No one could live so long in the dungeons.
Aşağıda çalışırdı, lordum. Zindanlarda.
Used to work below, my lord, in the dungeons.
Zindanlarda, ha?
In the dungeons, huh?
Peki ya Dona Chimene ve çocuklarını en kuytu zindanlarımıza atarsam?
What if we were to place Dona Chimene and her children in our deepest dungeons?
Karım ve çocuklarımın zindanlarında ölmesine izin vereceğimi mi?
That I would let my wife and children die in his dungeons? No!
Tepedeki Ev'de zindanlar, gizli odalar yok.
There are no dungeons, no secret chambers in Hill House.
Zindana inen yoldakiler?
The way through to the dungeons?
Cephanelikte ve zindanda bulundun.
You've been to the armory and to the dungeons.
Siz de Prospero'nun zindanlarını görmemişsiniz.
You've not seen the dungeons of Prospero.
40 yıl boyunca, sihirli güçlerin hazırlamak ve bu zindanın kapılarını açmak karanlık sırlarını istiyorum.
Forty years have I dedicated to the preparation of magic powders that'd open the gates of dungeons and reveal the darkest secrets.
Zindanlar, lanetler, iskeletler ve demir bakireler.
Dungeons curses.
Zindanlar, kaleler ve siyah kediler.
And dungeons, and castles, and black cats.
Bu eski zindanlar hep aynı.
All these old dungeons are the same.
Zindanlarda yaptıklarımız gün ışığına muhtaçtır.
What we do in dungeons needs the shades of day.
Kendi derin ve cansız zindanlarımızda nasıl da çürüyoruz.
How we languish in the deep and lifeless dungeons of ourselves.
Hayal gördüren zindanlar Her sokakta karşımızda
Psychedelic dungeons Popping up on every street
Hapisler, zindanlar, sürgünler, kaybettiğimiz arkadaşlar.
Prisons, dungeons and good friends we lost.
Hapishaneler, zindanlar, kelepçeler, kimseyi affetmedik.
Prisons, dungeons and handcuffs, we forgave nobody.
Ama Bastil'e gönderilmek istemiyorum, çünkü derin zindanları ve kocaman işkence aletleri var, çok korkunç adamlar çalışıyor.
But I don't wish to be sent to the Bastille, because they got very deep dungeons and terrible instruments of torture, operated by very unsympathetic men.
Zindanlar ve hapisler yapmak için!
Make dungeons and jails!
Ben zindan ve hapishane yapacağımı söyledim.
I told you to build dungeons and jails.
Söyle kardeşime, zindan ve hapishaneler inşa edilmeyecek!
Tell my brother not to build dungeons and jails.
Kardeşin zindanların ve hapishanelerin inşa edilmeyeceğini söyledi!
Your brother told you not to build dungeons and jails!
Zindanlar, zincirler, kamçılar... daha kötüleri kulağıma geldi.
I heard of dungeons, chains, whips... even worse.
" Gotik toprağın yedi sütunu var, Chillon zindanlarının eski derinliklerinde
" There are seven pillars of Gothic mould In Chillon's dungeons deep and old
Son olarak, Resuli'ye sadakat yemini eden Mogador mahkumları Resuli'ye bırakılacak.
And last, all those held in the dungeons of Mogador who swear fealty to Raisuli shall be placed under Raisuli's care.
Sivil Hapishaneler, Zindanlar, Katakomplar.
Civil Imprisonment, Dungeons and Catacombs
- Brian, bu gece Zindanlar ve Ejderhalar oyunu?
- Brian, Dungeons and Dragons tonight?
Cromwell'in zindanında.
He's in Cromwell's dungeons.
Seninle bir gece geçirmem karşılığında, kardeşini kralın zindanından kaçırmamı mı istiyorsun?
You want me to snatch your brother from the king's dungeons for one night with you?
Bu haritaya göre, buradan direk zindanlara çıkılıyor.
According to this map, it will lead us right into the dungeons.
- Zindana giden tek yol burası mı?
Is this the only way into the dungeons?
" Donanımlı zindanlar.
" Fully equipped dungeons.
Aquila zindanlarından kimse kaçamaz.
No one ever escapes from the dungeons of Aquila, Marquet.
Aquila zindanlarında yatıp da hikayesini anlatacak kadar yaşayan bir adama.
Someone who has been inside the dungeons of Aquila and lived to tell the tale.
Ben o zindanları gördüm.
I've seen those dungeons.
Aquila zindanlarında daha rahattım.
I was better off in the dungeons of Aquila.
Hazineler hazine odasına, esirler zindana!
Treasure to the vaults, prisoners to the dungeons.
Bayıldı. Tıpkı bir kadın gibi. Onu zindanlara götür FurFace!
she is fainted just like a woman take her to the dungeons fur face
Hem de nasıl, Sayısız dehlizleri, mahzenleri, delikleriyle, en kötülerinin başındadır Danimarka.
A goodly one, in which there are many confines, wards and dungeons, Denmark begin one of the worst.
Bütün iyi zindanların Avrupa'da olduğunu sanıyordum.
i thought all the really good dungeons were in Europe.
"Londra Zindanları". Canım korkunç bir şeyler görmek istiyor.
"The London Dungeons." I wanna see something scary.
Bütün o yeraltı trenleri ve herşey, şehrin iç organları... ve sikik yeraltı kanalları ve kablo yarıkları ve kolonlar... ve sığınaklar ve zindanlar ve mezarlarla ilgili herşey.
What with all the tube trains and everything, the city's viscera... and the subterranean fucking fistulas and conduits and colons... and bunkers and dungeons and tombs and all that.
3 saat boyunca Zindan ve Ejderha'yı oynadık.
We played Dungeons and Dragons for three hours.
Dungeons and Dragons oynardım.
I played Dungeons and Dragons.
Karım ve çocuklarımın zindanlarında ölmesine izin vereceğimi mi?
Let my wife and children die in his dungeons?
Zindanları bulmalıyız.
We must find the dungeons.
Lanet.
, that was the last person were in the dungeons we need more power! blast!