Eclair перевод на английский
54 параллельный перевод
Yolda durup Mimi için karışık sandviç ve çikolatalı frigo almam lazım.
I got to stop off and get Mimi a hero sandwich and a frozen eclair.
Üstelik çikolatalı pasta safirden daha ucuz!
Furthermore, a chocolate eclair costs less than a sapphire.
Yaşasın! diyelim buna ve ikimize de birer pasta!
Well, vive to that and an eclair for both of us!
Odanda oturup otelin tatlı menüsüyle aşk yaşayacaksın.
Now put down that eclair and get downstairs.
Eklere mi?
That damn eclair?
Annie, olabildiğince hızlı bir şekilde şehir merkezine gitmeni Southern Cross restoranını bulup bana alabildiğin kadar karamelli ekler almanı rica ediyorum.
Annie, I need you to get downtown as fast as you can to this restaurant called the'Southern Cross and get me as many caramel eclair thingies as possible.
Işte, Bay Eclair dağıtım
Here he goes, Mr. Lightning Dealer.
Bana da bir ekler, bok kafa.
Eclair for me, shit stick.
Kruasan, elmalı turta ve çikolatalı eklerinden deneyebilir miyim?
Could I try your croissant, apple pie, and chocolate eclair?
Birer dilim ekler daha.
One more bite of eclair each.
Nord-Eclair'de son oyununla alakalı övgü dolu bir yazı vardı.
There was a glowing review of your latest play in the Nord-elair.
- ¶ çikolatalı pasta gibiydi... ¶
# She looked like a chocolate eclair... #
Ekleri denemek istemediğine emin misin?
You surely don't wanna try the eclair?
Kek?
Eclair?
Ekler için ve kaçmam gerektiği için üzgünüm bayanlar ama bugün bir görüşmem var ve konuşmamın üzerinden geçmem lazım.
Sorry to eclair and run, ladies, but I have an interview today, and I need to go over my talking points.
L şeklinde pasta!
It's an L-shaped eclair!
Ağlamaya başladım çünkü bana pasta yaptırmış.
Well, I started crying because he gave me an eclair.
Bana pasta yaptırmış, Ann!
He gave me an eclair, Ann!
Metopia twitter : @ birtemmuz
Subtitles ECLAIR GROUP - PARIS corrected resynced ♪ ♪ by AsifAkheirESL @ teachers.org
Bu hafta bir kez daha ekler yersem, herhalde çığlık atarım.
If I eat one more eclair this week I think I might scream.
Sağ ol, ekler.
Thanks, Eclair.
Çikolata eclair.
Chocolate eclair.
Ben son kullanma tarihi dolan bir kekim ama onun sevdiği kız süslü, çikolatalı ekler tarzında.
I'm like an Expired Twinkie, and the girl he loves is a fancy Chocolate Eclair.
Benim için çikolatalı eklerimi tutmaya ne dersin?
Why don't you hold my chocolate eclair for me?
Yvonne ve ben Paris'teyken menüdeki ekleri işaret ettiğimi zannediyordum.
When Yvonne and I were in Paris, and I-I thought I was pointing to an eclair on the menu.
Krem şantili ve çikolatalı ekler ister misin?
- Ooh! - A chocolate éclair with whip cream?
Pastanda yeterince krema mı yoktu?
Not enough cream in your éclair?
Kutu içerisinde ekler görüyorsun ve kendi kendine düşünüyorsun :
You see an éclair in the receptacle and you think to yourself :
Arkasından pasta yok, söz mü?
Promise not to chase it with an éclair?
Pasta.
Éclair.
"Ekler pastası o kadar günah kokuyor ki, sizi günahlarınızın affı için pedere koşturacak."
And I quote : "His amaretto éclair is so sinful, it will send you scurrying to your local padre for absolution." No, thank you, Gil.
Biraz un, biraz şeker al sana tatlı.
A little flour, a little sugar, baboom - you got yourself an éclair. Give me a break.
- Bu ekler pastanın sahibi var mı?
- Is this éclair spoken for?
Bu ekler pastada bir milyon kalori var.
This éclair has over one million calories.
Dev eklerim Homer'ı yemek sayfasından ölüm ilanlarına taşıyacak.
The giant éclair will knock Homer off the food page... and into the obituaries.
- Burada bir ekler vardı.
- There was an éclair in there.
Ne var, ben de çöpteki ekleri yedim!
So what, I ate an éclair out of a garbage can!
Ekler pastası gibi hani, ya da hayvanat bahçesinde bir gün gibi.
Like an éclair or... a day at the zoo.
Kremalı pastanın yanında asla.
Never with an éclair.
Anlaşıldı. Karşılığında bir ekler isterim.
In exchange, I'll take an éclair.
Bu bana hep "kap silahını çünkü ekler sezonu başladı" yı hatırlatır.
Which reminds me, grab your gun because it's éclair season.
- Bir eklere daha yeriniz kaldı mı?
Anybody have room for another éclair?
Soğanlı ton balığı, kapari, kırmızı şarap ve çikolatalı pasta.
Herring with onions, capers, glass of red wine, chocolate éclair.
Kelimeler arasında çok bekliyor.
The only one who showed up was Tuttle. I thought it was an éclair party.
İyi, ekler pasta yaparım ben de.
Well, I do éclair.
Ekler arası ekler yedim.
I had an éclair inside an éclair.
Deney tüpünde çilekli ekler yemeden mi?
No strawberry éclair in a test tube?
Ekler sipariş vermiştim, profiterol değil.
I ordered an éclair not a Twinkie.
Çikolatalı ekler yer gibi yalayıp yuttular.
They gobbled it up, like a chocolate éclair.
Montclair St. Claire Éclair.
Montclair St. Claire Éclair.
Tam olarak nerede satıldıklarını bulamadım çikolatalı eklerin üzerinde füme balık var.
Although, full disclosure, I couldn't find where they sold them, so that's just a chocolate éclair with lox on it.