Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ E ] / Eczane

Eczane перевод на английский

574 параллельный перевод
ECZANE
PHARMACY
Evet, eczane büyük bir ipoteğin altında olmasaydı!
Yes, if the pharmacy weren't so heavily mortgaged -!
Eczane henüz açık artırma ile satılmayacak.
Here the pharmacy won't be auctioned off to you just yet.
Fakat binalar, hastane, eczane... gün boyunca yoksulları ağırladığımız odalar harap durumdalar.
But the buildings are in ruins... the hospital, the pharmacy, the room where we host the poor during the day.
- 1,5 kilometre ileride eczane var.
- There's a drugstore about a mile up the road.
Gençsin, sağlıklısın, hırslısın. Muhtemelen eczane işini de baştan aşağı biliyorsun.
You're young, healthy, ambitious... and you probably know the drug business upside down.
Fakat bu sefer bir eczane kasası önünde azarlıyorsun.
Only this time, in front of a drugstore counter.
- Son eczane son hapını.. .. satana kadar ölmeyeceksiniz.
- Not until the last drugstore has sold its last pill.
Bilmiyorum ama yakınlarda bir yerde eczane var.
I don't know. There's a chemist's shop not far from here.
- Bay Shields onlar eczane için geldiler
They're for the drugstore bit.
Bu yazdığım ilacı hazırlatmanız gerekecek. Ama korkarım, gecenin bu geç saatinde, açık eczane bulamazsınız.
The medicine which I require must be prepared... and I'm afraid you will not find the chemist shop open so late at night.
Beni bir saat sonra eczane önünden alır mısın, lütfen?
Will you pick me up at the drugstore in about an hour, please?
Eczane ile anlaşma yaptım.
Deal with a drug store.
Eczane kapanmadan önce.
Before the drugstore closes.
Adamlarından biri oldum. Şu eczane meselesinin de çözümü çok kolay.
And that drugstore situation, it'll clear up just like that.
Biz parayı alacağız. Sen de eczane olayını düzeltmiş olacaksın.
We get the money, you get this drugstore situation sorted.
Alabileceğim 200'den fazla eczane var.
I got 200 drugstores to choose from.
Ta eskiden okulu kırıp, boş boş gezindiğimiz o vakitler Hongo'da bir eczane vardı.
When we were in college, there was a drugstore near Hongou Third Street.
Eczane. Sargı bezini hep oradan alırdın, değil mi?
Hongou 3rd street, you always bought medicine there, didn't you?
Bu sabah Arjantin'de gösterdikleri yeni nitrat kullanımı metodu. Altı saat içinde toprakta bir eczane zincirinden daha çok vitamin oluştu. O ülkeyi bilirim.
That new nitrate use they demonstrated in argentina this morning - that soil had more vitamins in it six hours later than a drugstore chain.
Burası eczane.
The pharmacy.
Belki de biz size yardımcı olabiliriz. Hemen köşede gece boyu açık bir eczane var.
Perhaps we can have it made up at the chemist just around the corner.
Doğru ama bazen ilaçlar aylarca eczane raflarında kalır ve etkilerini kaybederler.
True, but pills can sit for months on a druggist's shelf - and lose their original potency.
- "O" kim? - Eczane müfettişi.
– Who is "he?" – The pharmacy inspector.
Ve eczane de açıktır.
And a drugstore open.
- Açık eczane var mı?
- Is there a drugstore open?
Eczane.
Pharmacy
- Eczane.
- Pharmacy.
- Nöbetçi eczane açıktır.
- You might find a chemist's.
Biraz geç ama, bildiğiniz nöbetçi bir eczane var mı acaba?
I know it's a bit late, do you know if there's a chemist still open?
Nöbetçi bir eczane biliyor musunuz?
Do you know if there's a chemist still open?
Tam teşekküllü paket servis hizmetiyle ; restoranlar, tuhafiye, şarküteri, butik, eczane, kuru temizleme, hepsi size hizmet için buradalar.
A restaurant complete with take-out service, a variety store, delicatessen, boutique, drugstore, dry cleaning service. They're here to serve you.
- Nöbetçi eczane var.
- There's an all-night drugstore.
Eczane
PHARMAC Y
Siz en iyisi bu şovları bırakıp bir eczane açmalısınız. Ben gidiyorum.
You should abandon the show and open a pharmaceutical house.
Yaşlı ördekler yarım eczane yollamışlar.
The old ducks have sent half a chemists'.
Merkezde bir sinema var. Eczane ve birkaç da bar var herhalde.
There's a movie theater downtown, a drugstore and a couple of bars, I guess.
Eczane de.
No drugstores.
İyi de, aşırı doz da olabilir. Kızın banyosu eczane gibiymiş... kokain, yatıştırıcılar, Nembutal.
Well, it could've been an O.D. They found a regular pharmacy in her bathroom... coke,'ludes, Nembutal.
- Ne diye bir eczane dolusu ilaç yuttun?
- What did you do? Swallow a drugstore?
Eczane nerde?
Uh, where's the pharmacy?
Bir eczane.
A pharmacy.
Senin içinse bu yanan bir eczane.
For you, it's a burning pharmacy.
- Eczane neden yanmıştı?
- Why did the pharmacy burn down?
Eczane
Drugstore
Tanrım, burası eczane gibi.
God, this looks like a drugstore.
- Oradaki eczane açık mı?
- The drugstore's open there?
- Eczane mi?
- Drugstore?
Eskiden orada eczane vardı.
There used to be a big drugstore on the corner there.
Eczane mi?
A drug store?
Eczane, bar tenis kortu.
- really?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]