Edıyorsun перевод на английский
102 параллельный перевод
Yoksa seni ve Ed'i çağırırdım. Anlıyorsun değil mi?
Otherwise, I'd love to have you and Ed, you understand?
Ed, bunu ciddiye aldığımı sanmıyorsun herhâlde?
Ed, for heaven's sakes, you don't think I'd take that thing seriously, do you?
- Ed, canımı acıtıyorsun!
Ed, you're hurting me!
Onu tanıyorsun, Amy.
YOU KNOW HIM, AMY! ED!
Ed'in eşyalarına ne yapıyorsun?
Always.
Stanley Ed Sullivan'a çıkıyorsun.
Stanley, you're gonna be on The Ed Sullivan Show.
- Ama Ed, sen sürekli yapıyorsun.
- But, Ed, you do it all the time.
Ed, aşırı dikkatli davranıyorsun.
Now, Ed, you're being too careful.
Yanılıyorsun, Ed.
You're wrong, Ed.
Neden benimle bu yolculuklara katılıyorsun?
Why do you go on these trips with me, Ed?
Kızıl saçlı Olga mı alıyorsun.
You are taking my r ed-hair ed Olga with you.
Ed, neden gidip ana kapıyı kapatmıyorsun?
Ed, why don't you go close the gate?
Ed, sanırım Albay Keel'ı tanıyorsun.
Oh, Ed, I see you've already met Colonel Keel.
Aklını kaçırıyorsun, Ed.
You're losing your mind, Ed.
Ed'den hoşlanıyorsun, değil mi?
You're fond of Ed, yes?
- Ed Zacharias için mi çalışıyorsun?
- You work for Ed Zacharias?
- Ed, anlamıyorsun.
- You don't understand.
- Ne yapıyorsun?
- What are you doing, Ed?
- Biriyle karıştırıyorsun.
- You mix ed me up with somebody else.
Ne yapıyorsun Ed?
Who you calling, Ed? 911. Yeah.
Seni dışarı bırakacaklarını mı sanıyorsun?
Boy, I hope you appreciate this woman, Ed.
- Ed burada ne yapıyorsun?
Ed, what are you doin'here?
Ed neden kendi evini kullanmıyorsun?
Ed, why didn't you use your apartment?
- Ed, ne yapıyorsun burada?
- Ed, what are you doing here?
Koca Ed, ne zamandır Norma'yla aşk yaşıyorsun?
Big Ed, how long have youbeen in love with Norma?
Acayip el sıkışıyorsun, Ed.
That's a heck of a handshake you got there, Ed.
Tipini beğeniyor muyum sanıyorsun? Ya da Ed'in tipini?
You think I like the way you look?
Ed, sen çok ciddiye alıyorsun!
Ed, you are so serious.
Ne yapıyorsun Ed?
Fleischman having fun? What a concept.
Garajda mı çalışıyorsun?
Yes, it's Ed. Do you really work at a garage?
- Ed, ne yapıyorsun?
- Ed, what are you doing?
Buna karar verecek konumda olduğunu mu sanıyorsun?
Do you think you're in any position to judge that, Ed?
- Ed'e bağırıyorsun.
- Nothing. - You're yelling at Ed.
- Ed'i ne zamandır tanıyorsun?
DANNY : How long have you known Ed?
- Ed, madem ki şu an çalışmıyorsun, biraz temizlik yapabilir misin?
- Ed... since you're not working at the moment could you please clean up a bit?
Ed, sen hatırlıyorsun değil mi?
Ed, you remember, don't you?
Evet, şey, Spielberg seni çağırana kadar hâlâ Ed için çalışıyorsun.
Yeah, well, until Spielberg calls, you still work for Ed.
Ed, şaka mı yapıyorsun?
Anytime.
Mike, ne yapıyorsun?
ED : Mike, what the hell are you doing?
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, what'd you do now?
Burada yanılıyorsun, Ed.
Well, that's where you're going wrong, Ed.
- Hey Ed, ne yapıyorsun?
- What are you doing? - Going home.
Ed, ne yapıyorsun?
- Ed, what are you doing?
Canımı acıtıyorsun Ed.
- Go get some shuteye.
Doğru olanı yapıyorsun, Ed. Küçük Mindy için.
You're doing the right thing, Ed, for little Mindy.
Ed Deline için çalışıyorsun.
You work for Ed Deline.
Bana, oldukça Ed'i hatırlatıyorsun.
You just remind me a lot of Ed.
Ed'i mi arıyorsun? - Hayır.
Are you looking for Ed?
Haydi, Ed, bize fotoğraf yollayabiliyorsan, neden aramıyorsun ki?
Come on, Ed, if you can send us a picture, why can't you call us?
Ne yapıyorsun?
Ed, what are you doing?
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, what are you doing?