Ehm перевод на английский

Ehm, görmek... Tarzan insanların canını sıkmayı sevmez, Başkalarını rahatsız ettiğimizi düşünür yani.

Well, you see, Tarzan doesn't like people to bother us, so he doesn't think we should bother other people.

Doktor istiyor, ehm... bilmem neye dayanarak...

Geneva Convention? It's called the Geneva Convention!

Ehm...

Well...

- 1100 işlemci saniyesi üstü.

Ehm, over eleven hundred CPU-Seconds.

Ama mahrem bir şekilde bu arada.

Ehm. In private though.

- Ehm, şey...

Well, you know...

- Çok teşekkür ederim.

Ehm, thank you very much.

Öyle değil.

Ehm... Not like that...

Ehm, bilmem bunu hiç düşünmedim.

Well, I don't know. I - I never thought about it.

Ehm, bunu bilemem.

Well, I wouldn't know that.

Ehm...

Ehm...

Neyse, macera tatillerimizle mi ilgileniyorsunuz? Evet, doğru.

Anyway, ehm, you're interested in one of our holidays, are you?

- Bayan Beumer, ben...

- Mrs. Beumer, I ehm...

- Ehm...

- Ehm...

Ehm bir? ey ar? yorsun?

Ehm are you looking for something?

Ben... çöpü ç? karmak için var, ehm.

I ehm, I've to take out the... garbage.

Ehm... bir parti.

Ehm... a party.

Ben Çince gibi, ehm.

I ehm, I like Chinese.

er... ehm baz? ekstralar ne dü? ünüyorsunuz?

What do you think of ehm... some extras?

Sen ehm... dersim var.

You have ehm... class.

- Jolanda biraz kal? yorum, ehm olacakt? r.

- Jolanda will be ehm, staying for a bit.

Koordinatlar... yedi.. ehm için.

To the coördinates... seven.. ehm.

Belki de gerçekten iyi... ehm var Say? n Ba? kan.

Maybe it's ehm... indeed better Mr. Chairman.

ehm.

ehm.

Ehm, tamam Herman, biz bunu kontrol edecek.

Ehm, okay Herman, we will check it out.

Ben, hemen geri Kees olacak, ehm.

I ehm, I will be right back, Kees.

Ehm, oldukça büyük bir parti olmal?

Ehm, must have been quite a party.

Buraya oturabilirsin.

Ehm.. sit here.

Peder, bana yardım et.

I think... Ehm...

Ehm,... hayat orada bir ritim içinde geçiyor.

Um, the days have kind of a nice rhythm to'em.

Bu sabah ne istersin Christopher?

Ehm... What'll you have this morning, Christopher?

Biraz daha kahve ister misin Chris?

Ehm, more coffee, Chris?

- Ve, ehm,...

- And um...

Sonra da şey vardı... ehm...

Then there was... er... er...

Şey!

Ehm!

Ehm!

Ehm!

Bu.....

Ehm, is this the, eh...

Peki.. sen ve Donald nasil tanistiniz.

- So, ehm how did you and Donald meet?

- Ehm..

- Um.

Ehm... Daha sonra ne yapıyorsun?

So... what are you doing later?

- Ehm...

- Um...

Şunu anla, bu iş Midge ile olmaz.

Let's see it was ehm it was no go with Midge.

Ehm, Dünyada bir zamanlar yamyamların olmasına alışkınız zaten.

Well, we used to have cannibals on Earth.

Ehm, aslında, algılıyoruz, fakat bunu davranışları inceleyerek, birisini tanıyarak yapıyoruz.

Well, actually, we do, but we do it through observing behaviour. Getting to know someone.

Ehm, lütfen bize katıl.

[FRASIER LAUGHS] Well, here, please join us.

Ve, ehm, son iki haftadır çıkıyor gibiyiz. - Harika, bize ondan bahset

And, uh, we've been kind of going out for the last couple of weeks.

- Ehm Nerde?

- Where we are?

Ne alayım?

Ehm, requests?

Ağaçlar, yağmur ormanı ve okyanus?

Ehm, forest, rain forest, ocean?

Ehm, ben, ah...

I'm...

Ehm, cinsel eğilimin benim sorunum değil.

I never even copped a feel in Grenada.