Eksik перевод на английский
8,524 параллельный перевод
200 eksik bu.
This is short 200.
Biri eksik.
Someone's missing.
Merkez kesici dişin kenarı eksik diğerinin üzerinde bir çentik var.
The central incisor's got a corner missing. The other central incisor has a groove in it.
Sahip olmam gereken oğul sensin. Ne eksik ne fazla.
You're the son that I was meant to have, more or less.
Wade, sen her zaman eksik kalan parçamsın.
Wade, you are the piece of me that's always been missing.
Bildiğiniz üzere, bir yarışmacımız eksik, ama dert değil.
As you know, we are missing a contender, but you do not to worry.
Yoksa bir şeyler eksik kalacak.
Otherwise, the case might not stick.
- Senin siparişlerin parası hem eksik çıktı.
All your orders came up short.
Ve bir adamım eksik.
And, I appear to be missing a man.
Barmenlerden ikisi Bruce'a kelek atmış bu yüzden eksik varmış ben de buraya çalışmaya geldim.
Bruce got boned by a couple of his bartenders, and he's short, so I just got here to pick up a shift.
Gerçekten de senin bir tahtan eksik.
You really have a screw loose.
- Eksik var mı?
Is anyone missing?
Seyir defterinde bir sayfa eksik.
A page is missing from this logbook.
"Bay Destro, eksik teminat sebebiyle başvurunuzu tekrar reddetmek durumundayız."
"Mr. Destro, once again, we must deny your application, due to inadequate collateral."
Adamı eksik.
He's a man down.
Sanırım süper güç kazanmak için eksik planlanmış bir girişim.
I think it's an ill-conceived attempt at super strength.
Kaptan haricindeki her girişim eksik planlanmıştı.
Other than cap, every attempt has been ill-conceived. Will he survive it?
Bir kamyon eksik.
There's a truck missing.
Tek eksik şey kelimeler.
Only thing missing are words.
Bu yüzden bana Steve'in kim olduğunu hatırlattığın ve kime özendiğimi hatırlattığın için eksik olma.
So thank you, howard, for reminding me Who steve was and what I aspire to be.
Ellerim yeterince kana bulandı, senin kanın eksik kalsın.
I don't need yours, as well.
Büyük bir parça eksik.
There's a big piece missing.
Birkaç tahtasının eksik olduğunu biliyorum.
I know she's got a screw loose.
Eksik olma.
Thanks.
Roman'dan geriye kalanlara bakıyordum da, bir şey eksik...
I was going through some of Roman's belongings, and something is missing...
Adamlarında eksik var mıydı?
Any of your guys go missing?
O güzel yüzlerinizden gülümsemeyi eksik etmezseniz olanların hiçbirinden haberi olmaz.
If you guys want to keep that smile on that pretty face, she doesn't hear about any of this.
Eksik olma.
Thank you.
Mayıs 15 yaş civarında eksik gitti.
Police at the time determined that she was not kidnapped.
Ama sensiz bir yanım hep eksik.
I'm not whole unless I'm with you.
Laboratuar kayıtlarına göre, iki şey eksik :
[roars] According to the lab's records, two things are missing :
- Bir araba eksik.
Well, it appears we're a car short.
Son birkaç haftada eksik patlayıcı çıktı mı?
Have you had any explosives come up missing last few weeks?
Ben de ne eksik diyordum.
I knew I was missing something.
- Üç olacak. Eksik olma.
Thank you very much.
Birbirinizden teması eksik etmeyin, konuşun dedim.
I told them to keep in touch. Talk.
Asker adam seni, kesinlikle kafanda tahta eksik belli.
You G.I. Joe. You definitely have a screw loose.
Neredeyse başarıyorduk da, eksik malzeme sen olabilirsin.
Almost had it, but you... you might be the missing ingredient.
Eksik parçaları varsa, kafası cidden kıçına sokulmuşsa dizleri tersine kıvrılmışsa, cesedi asitte çözündürülmüşse.
Pieces missing, head literally shoved up the ass, knees bent backwards, body dissolved in acid...
"Hükümet, çoğu üniversiteye yaptığı öğrenci yardımlarını kısacağını..." "... ve eksik kısmın şirketler tarafından kapatılmasını istediğini söyledi. "
"The government is cutting back on student aid to most colleges and wants corporations to make up the difference."
Eksik kalmadığından emin olun.
Make sure nothing is missing.
# Gariplikler hiç eksik olmaz #
♪ Our quirks are on display together ♪
- Eksik bağlantı.
The missing link.
- Hangi eksik bağlantı?
What missing link?
Şu anda hayatımda eksik olan tek bir şey var.
There's only one thing missing from my life right now.
1 kg uranyumun aynı miktarda normal patlayıcılara göre iki katı patlayıcı güce sahip olduğunu söylemek ciddi bir eksik değerlendirmedir.
In comparison, to say 1 kilo uranium equals double the force of other explosives is underestimated.
- Kaç kasa eksik?
- How many containers are missing?
Buraya listeyi atmaya değil, eksik olduğunu söylemeye geldim.
I did not come here to scrap the list, okay? I came here because I think it is incomplete.
- Eksik olma.
Uh, thanks.
İlk kızlar eksik gitti Aslında, verilen olaylar, bu bir aile iş olabilir şimdi nasıl
In fact, when the first girls went missing,
- Bir şey eksik.
Oh, yeah. One thing is missing.