Electronics перевод на английский
979 параллельный перевод
Kendinizi elektriksel deneylere adamanız daha iyi olurdu.
I'd like to see you devote yourself entirely to experimental electronics.
Dunning adında bir adam, Reeves Elektronik Laboratuvarı'nda çalınmış bir televizyon projeksiyonu bulunduğunu bildirdi.
A man named Dunning reports tracing a stolen television projector... - to the Reeves Electronics Lab. - Think it's a tie-in with the Rowlins'case?
Elektronik dışında hiçbir şeyle ilgilenmiyordu.
He had no interest in anything but electronics.
Bir hafta boş zamanınız olunca Ernie size elektronik konusunu anlatır.
When you've got a week to spare, Ernie'll tell you all about electronics.
Peter Bronec, elektronik ve radar uzmanı.
Peter Bronec, electronics and radar specialist.
Uzmanlık alanınız, elektronik.
Electronics is your specialty.
Atomik enerjiyle elektroniği harmanlayana kadar değil.
Not until we can team up atomic energy with electronics.
Elektronik Servisi Yönetimi, 16. birim. "
Director Electronics Service, Unit 16. "
Elektronik bölümü, 16. birim.
Electronics Service, Unit 16.
Elektronik Bölümü.
" Electronics Service.
"İnterocitor parçalarının bir araya getirilmesi elektronik alanında, şimdiye kadar ulaşılmış en büyük kolaylıkları sağlar."
"Complete line of interocitor parts... incorporating greater advances than hitherto known in the field of electronics."
Bakın, Bayan Warriner bir elektronik uzmanıdır ve EMHAAH'ın sorumlusu o olacak.
Uh, well, you see, Miss Warriner is an expert in electronics, and she'll be in charge of EMMARAC.
Elektronik mucizesi bir çok yeni zevkleri mümkün kılıyor.
The miracle of electronics makes many new pleasures possible.
Bu günlerde elektroniğin kârlı bir iş olduğunun farkındayım.
I imagine electronics is a profitable field these days.
Sebep iki Delambre Elektroniği kontrol edebilmek için.
Motive two, to control Delambre Electronics.
Elektronik, roketler, uydular, ses üstü uçuş ve şimdi de bu.
Electronics, rockets, earth satellites, supersonic flight, and now this.
Kingby Elektronik Şirketi'nin batı satış müdürüyüm.
Western sales manager for Kingby Electronics.
Bir şeyi itiraf etmelisin, elektronikten anlıyorum.
Look, one thing you'll admit : I know about electronics.
Önde gelen elektronik firmaları ve kartellerle irtibata geçeceksin.
You get in touch with the leading electronics outfits, the big cartels.
Meslek okulunda elektronik okumak istiyor.
He's keen to study electronics at college.
Sinema, televizyon, elektronik, böyle dalgalar alacak yerlerini.
They'll be replaced by movies, TV, electronics, and the like
General Electronics mi?
General Electronics?
Güzel. Şimdi General Electronics'e dönelim.
Now we're back to General Electronics.
Hadi gidelim. - Seninle aynı fikirdeyim.. İnsan hayran oluyor.
I agree with you, Josef, all these fancy electronics.
Elektronik kısmı çoktan kızaran Sovyet Venera uzay mekikleri yavaşça Venüs'ün yüzeyinde aşınıyor.
The Soviet Venera spacecraft, their electronics long ago fried are slowly corroding on the surface of Venus.
General Bogan'ın yanında Birleşmiş Teknolojiler'den Bay Knapp ve parlamento üyesi Raskob var.
General Bogan has Mr. Knapp of Amalgamated Electronics... and Congressman Raskob with him.
- Connell Electronics'teyim.
I'm with Connell Electronics.
- Elektronikler, ve saire...
- Electronics, et cetera...
Şimdi elektronik alet işindeyim.
Now I'm in electronics.
- Elektronik mi?
- Electronics?
Yeteneğini elektronikte harcamamalısın.
You can ´ t waste your talent on electronics.
Nükleer elektrik laboratuvarının güç alanının belirli bölgeleri üstünde çalışarak yoğunlaşmasını istiyorum.
You'll take these equations to the nuclear electronics lab. I want them to work on the problem of negating the force field in selected areas.
- Elektronik.
- Electronics
Tokyo Üniversitesi Elektronik ve Optik Bilimler Bölümünden 1953'te mezun oldu.
Graduated in 1953 from Tokyo University of Electronics and Optics.
Bunlar çok yüksek donanımlı elektrikçiler, Senatör,... elektronik bir hata aramışlar.
These were highly-trained electronics men, Senator, looking for an electronic fault.
Patlayıcılar, petrol, elektronik, evler, havacılık.
Explosives, oil, electronics, houses, aviation.
Savaş esnasında, askeri alanda elektronik uygulamaları üzerine başarılı çalışmaları sayesinde hızla binbaşı rütbesine yükseldi.
During the war his vital research into the military application of electronics led to his rapid promotion to the rank of major.
Elektronikte bilgiye veya beceriye gerek duymadan.
Requiring no knowledge or skill in electronics.
Elektronik bilgin seni gayet uygun bir aday yapıyor.
Your skill in electronics makes you an obvious choice.
Dışarı çıkınca, Lamb onu Dunlop ile tanıştırdı ; bir elektronik dehası.
When they got out, Lamb introduced him to Dunlop, an electronics expert.
Bir elektronik şirketinde çalışıyorum.
I work on electronics company.
Elektronik eşyalar, bilgisayarlar, uzay taşıtı çöpleri...
Electronics, computers, aerospace junk.
Elektronik.
Electronics.
Uluslararası Elektronik onların ürünü satın almak Araplar rüşvet almaktadır.
International Electronics is bribing the Arabs to buy their product.
Onun sağında George McDuff, Uluslararası Elektronik başkanıdır.
On his right is George McDuff, president of International Electronics.
Bu da onun yapı mühendisliği, imha ve elektronik hakkında bilgi sahibi olduğunu gösterir.
That means knowledge of structural engineering,'demolition and electronics.
Paul, elektronik sektöründe liderliği ele geçirmemiz hakkında ne diyorsun?
Paul, what you're saying is that we should give up our leadership in electronics.
Benim raporuma göre Thorn Şirketi'nin asıl faaliyet alanı enerji ve elektroniktir.
My report says Thorn industries'main interest is in energy and electronics.
Bu hareketi başlattığında görevinden alındı.
A brilliant research engineer in the fields of acoustics, communications, and electronics on Tiburon. He was dismissed from his post when he started this movement.
Çünkü Armbruster Vakfı'yla ilgili soruşturma yürütülüyor. 1 hafta Washington'da kalacağım. Wisconsin'deki elektronik fabrikamızda grev var.
And there's that strike... at our electronics plant in Wisconsin.
Thorn Şirketi'nin elektronikten enerjiye yönelmesi şirketi daha güçIü bir hale getirdi.
Sex attractants - pheromones - are extracted from one sex, put into traps, to attract other insects of the opposite sex and kill them. Past policy has made a forceful case for Thorn's continued adherence to electronics, to energy.