Elim перевод на английский
3,141 параллельный перевод
Yaralı elim masanın altında kanlar içinde olsa bile yüzümde gülümseyen bir ifade olmalı.
Even if under the table my wounded hand bleeds my face still wears a smile.
Elim bileğimden koptu mu?
Did my hand fall from my wrist?
Üzgünüm, Will ama kendi gözümle bir şeyler görmeden "elim kolum" bağlı durumda.
Oh. I'm sorry, Will, but until I witness something personally, my hands are tied.
Elim kolum bağlı oturup sivil hedeflere saldırmasına göz yumacak değilim.
I can't in good conscience allow him to continue to attack civilian targets.
Artık elim kolum bağlı oturamayacağım.
I can't just sit back and watch anymore.
Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum Vic ama elim kolum bağlı durumda.
My hands are tied. Come on...
Elim gözünde.
My hand is in her eye.
Elim kolum bağlı.
My hands are tied.
Oldukça ağır talim yapıyorduk ve dördüncü rauntta elim uyuştu.
We've hit the drills pretty hard, and by the fourth round, my hand went numb.
Bu durumda, elim kolum bağlı.
In this position, actually, my hands are tied
Benim aslında beş elim var.
I actually do have five hands.
Bir elim burda.
I keep my hand in.
Onunla evlenmenize yetecek sürede elim kolum bağlı oturayım yani.
By which time, you've got her all married like a trussed-up hog.
Kötü, yayı tutan elim.
Bad one, my bow hand.
Uçak çarptığında elim kaymış olmalı.
My hand must have slipped when the plane crashed.
Bisikletime yeni fren takıyordum ve elim zincire sıkıştı.
I was putting new brake pads on my bike and scraped my hand on the chain.
Doğru... ben de burda elim kolum bağiı durayım...
Right. And I'm just... standing here with my thumb up my...
Elim için geldim, ultrason için değil.
We're here for my hand, not for an ultrasound.
Elim çocuk eline benziyor mu? - Düğme nerde?
Do I look like I have children's hands?
"vurunca elim çok acıyor."
"It hurts my hand when I punch."
Keşke elim hünerli olsaydı.
I wish I was handy.
Elim boş gelemezdim, öyle değil mi?
Couldn't come empty-handed, could I?
Arkadaşlarım olayı araştırmaya devam edecek ancak kanıt bulunana dek ve kurban uyanıp bir şikayet başvurusunda bulunana dek benim de elim kolum bağlı.
My department will continue to investigate this. But without evidence, until the victim wakes up and files a complaint... My hands are tied.
Yardım et oğlum, kızı görünce elim ayağıma dolaşıyor.
I'm getting all nervous around her and...
Onlara elim boş gidemem.
I can't go back to them with nothing.
Böyle bir zamanda elim kolum bağlı.
Times like this, I'm out of bullet...
Elim kesildi.
I got a blister.
Elim kolum bağlı kraliyet ailesinin tehlikede oluşunu izleyemezdim. Tek amacım ve umudum Majesteleri Kraliçe Hazretlerini koruyabilmektir.
Because I am unable to watch helplessly the safety of the royal family at jeopardy.
Bir elim yağda bir elimde balda değil mi?
Well, ain't this a pig living in muck, eh?
Ben, bir kaç hafta öncespor salonunda oldu pec güverte, elim kaymış, vebar göğsüme düştü.
I was at the gym a couple weeks ago, on the pec deck, when my hand slipped, and the bar fell on my chest.
Vay anasini be. Elim iyilesiyor.
Fucking A. I'm healing.
Elim lazım bana.
I need my hand.
İki elim arkadan bağlı olsa bile, dürüst polis işi yapmaya çalışıyorum.
I'm trying to do honest police work with both my hands tied behind my back.
Elim kolum bağlı.
Now, my hands are tied.
Şu anda elim biraz sıkışık ama ama güce ulaşmana yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
Now, I'm a little light on money right now, but I believe I might be able to get you access to power.
Senin yüzünden elim çürüyecek.
My hand's all bruised because of you.
Elim mi?
From my hand?
- Bu konuda elim kolum bağlı.
My hands are tied.
Elim kolum bağlandı.
I'm cut off.
Ama benim de elim kolum bağlı.
But my hands are tied.
Sen bu kadar içmişken, elim kolum bağlanmış ne yapabilirim?
What I'll be doing while you drink upstairs?
Gözümle görmemiş olsaydım, kendi elim olduğuna yemin ederdim.
If I didn't know any better, I'd swear it was my own hand.
Ülkedeki en iyi yün fuarından elim boş dönmek istemem en azından köprüyü geçerken harcadığım zamana değsin.
I'd like to go home with something from the best fleece fair in the country, since it took me nearly a lifetime to get across that bridge.
Sikimle elim kanka oldu.
My dick and my hand are intimate.
Hindi elim!
My hand turkey!
Elim kolum bağlı oturup olanların tekerrür etmesine seyirci kalacak değilim.
There's no way I could sit around and watch it happen again.
Çok güzel ama oraya elim boş olarak gireceğimi sanıyorsan kıçıma tekmeyi atabilirsin.
Fine, but if you think I'm going up in there empty-handed, you can swing on my black shillelagh.
- Elim üzerindeydi.
- I had my hand on it
Onunla elim sende oynamana şaşmamalı.
No wonder you're playing handsies with her.
Elim kolum bağlı, evlat.
I'm bound and gagged by this one, son.
Elim iyi. Mesajı aldım.
I got the message loud and clear.
elimi tut 171
elimizde 40
elimden gelen bu 16
elimde değil 220
elimi sık 16
elimde 58
elimizden bir şey gelmez 16
elimden geleni yapacağım 192
elimi bırak 19
elimden bir şey gelmiyor 23
elimizde 40
elimden gelen bu 16
elimde değil 220
elimi sık 16
elimde 58
elimizden bir şey gelmez 16
elimden geleni yapacağım 192
elimi bırak 19
elimden bir şey gelmiyor 23