Elixir перевод на английский
322 параллельный перевод
O Nosferatu ki, gece olunca pençelerini kurbanlarına geçirir ve onların kanlarının cehennemî iksirini emer.
At night that same Nosferatu digs his claws into his victims and suckles himself on the hellish elixir of their bloode.
"Beni kurtar, ölüm iksiri!"
"Deliver me, elixir of death!"
100 yıldan fazla yaşamaya kararlıyım... yeni iksirin, iddia ettiği şeyi yapıyorsa.
- It would. Good. I am determined to live 100 years and more, if your new elixir does what you promise.
Tüm suları tükenince, Bay Peachtree kovayı yıldırım iksiriyle doldurup katırlarına içirmiş.
And so with their water all gone, Mr. Peachtree here poured a couple of quarts of this lightning elixir into a bucket and gave it to their mule.
"Dr. A. Locksley Hall'ün Kickapoo numarası ve yıldırım iksiri" yazıyor.
"Dr. A. Locksley Hall Kickapoo snake oil," and "lightning elixir."
Yıldırım İksiri'nden içmek ister misin, Elder?
Want a drink of lightning elixir, elder?
Tabii ki, yararlı iksirleri de içtik.
Sure did, and drank some of that good elixir.
Oraya vardığımda halkın arasına karıştım ve, onlara her derde deva olacak bu yılanı anlatmaya başladım. Evet, bu yılan sayesinde bütün rahatsızlıklarınızdan kurtulabilirsiniz.
In good time I shall offer to the public my secret herbal elixir, the certain cure for aches and shakes, for languishments of the limbs and troubles of the trunk.
İksir!
Elixir!
" İksir!
" Elixir!
" Hollanda iksiri!
Elixir of Holland!
"İksir! Beş peniye!" diye bağırmaktan bıktım usandım.
I'm so sick of shouting " Elixir!
Her iki şekilde de, sorununuzu çözmenize yardım edecektir, Bay Denton.
You might call it that, or an elixir. Either way, it'll help solve your problem, Mr. Denton.
Yaşam iksirini mi araştırıyorsun?
In search for the elixir of life?
"İdrar Tedavisi." "Doğanın sunduğu iksir..." Müşterilerim bundan eminler.
"Urine Therapy." "Nature's Elixir..."
Aşk iksirine ihtiyacınız varsa...
If I do need your elixir for the love... it is bad to me made.
Mutluluk iksirimin etkisinde.
My elixir already has an effect on her.
Mutluluk iksiri, falan, filan...
That elixir and all that.
- Choctaw bitkisel iksiri.
- Choctaw herbal elixir.
Senin aşkına layık olmaya çok hevesli olan sevgili müstakbel kocan cıva ve kükürtten yapılma "hayat ve ebedî gençlik özü" iksiri içti ve öldü.
- Your beloved husband-to-be so anxious to be worthy of your love, drank a potion of quicksilver and sulphur - the elixir of life and eternal youth - and expired.
Kanı bana ölümsüzlük iksirini verecek ama uygun kıvam için yeteri kadar korkmadı.
Still difficult. Her blood gives me the elixir I need for eternal life, but she has not enough fear.
"Tanrıların ruhu, dünya gençliğinin gençlik iksiri"
"Souls of the gods, elixir of the world's youth"
Bu kudretli iksiri içmeye başladı.
He began taking this potent elixir.
Bu iksirin gücü kantIand...
The power of this elixir has been proven...
O İnsan kanının gençlik iksiri olduğuna inanmıştı.
She believed human blood was the elixir of youth.
Bir hayat iksiri.
An elixir of life.
Bir hayat iksiri.
An elixir of life...
- Doğanın iksiri.
- Nature's elixir.
Bulunmaz hayat iksiri.
The elusive elixir of life.
Mısır'da, anahtarı bulacağım hayat iksirinin anahtarını.
In Egypt I shall find the key, the key to the elixir of life.
Hayat iksirimden 3 damla daha aldım.
I'm taking three drops of my elixir of life.
Bana 100 yıllık gençlik veren iksir bitti.
The elixir that gave me youth for 100 years is gone.
Theodora'nın İksiri!
Theodora's Elixir!
Her ne kadar sayısız hastalığın mucizevî şekillerde iyileştiğini görmüş olsa da Theodora hiçbir söz vermiyor, sadece size bu inanılmaz iksire, şişesi iki dolar gibi komik bir fiyata sahip olma şansı sunuyor.
Now, although she has seen miraculous cures of countless diseases Theodora promises nothing, only that you will never again have the opportunity to buy this fabulous elixir ridiculously priced at only $ 2 a bottle.
Ancak, 2 dolar karşılığında, Theodora'nın İksiri ile rahatlayabilirsiniz.
However, for $ 2, you can be comforted with a bottle of Theodora's Elixir.
Elbette, bu sihirli iksire 2 dolar veririm eğer seni düzeltecek kadar sihirliyse ufaklık!
Sure, I'll pay $ 2 for this magic elixir if it's magic enough to straighten you up, little man!
İksir stoklarımızı yenileyebiliriz.
We can make a fresh supply of elixir.
Daha çok iksire ihtiyacımız var.
And we need more elixir.
Temel metalleri altına çevirme arayışları ve yaşam iksirini bulma serüvenleri paraleldi.
And their search to transmute base metals into gold and to find the elixir of life are one and the same endeavour.
Evet, ve ben çabucak geldim, kraliçem, kimya dehamın son ürünü hayat suyunun son gizli denemelerinden
Yes, and I have hastened, my queen, from a final secret testing of this elixir, this m-masterpiece of my chemical genius.
Bu ilaçla tüm gece boyunca erkeğe doymaz bir hal alacaksın.
This elixir will make you a nymphomaniac over night.
İnsan sütü benim ölümsüzlük iksirimdir
Breast milk is my elixir of Iife.
Ne tesadüf, elimde harika bir surup var tam da bu fiyata.
By coincidence, I happen to have a bottle of this remarkable elixir for that exact amount.
Nasıl bir ilaç ya da iksir kullanmışsa bu kadın...
Whatever drug or elixir it was that this woman...
Evet, deniz kenarı harika bir iksirdir.
Yea, a great elixir is the seashore.
Işık hızına yakın seyahat hayatın bir nevi iksiri.
Traveling close to the speed of light is a kind of elixir of life.
Yaşam iksirinden içtim ve Ay'a uçtum.
I drank the elixir of life and flew to the moon.
İmbikte bengisuyu yoğuşturmak kanıtlanmıştır.
Refluxing the elixir in the alembic had proven the way.
Hayat iksiri, bu güzel kokulu rahatlatıcı meyve özü.
Sweet elixir, its fragrant nectar a soothing balm for the soul.
Bana bıraktığınız yaşam iksirini içtim. Ölümsüz yaşam iksiri!
you left me the elixir of life.
İksir olmadan kaç saniye dayanacaksınız bakalım?
This hour glass is your life. How many more seconds do you have without that elixir?