Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ E ] / Enchantment

Enchantment перевод на английский

232 параллельный перевод
Avrupa'nın bizim hakkımızdaki fikri sürekli olarak korku ve büyülenme arasında gider gelirdi.
Europe's idea of us has always fluctuated between fear and enchantment.
Ama bu gece, o yolda yürürken çölün büyüsünü hissetmeye başladım.
But tonight, as I was walking along that road... ... I began to feel the enchantment of this desert.
Ben ise çirkinlikleri ve zulmü göstererek büyüyü bozmak zorunda hissetmiştim kendimi.
You were enchanted. But I felt I had to destroy that enchantment... make you see ugliness and cruelty.
Basil Hallward'u öldüren bıçak portreyi de öldürmeliydi. Ve Dorian'ı geçmişin korkunç cazibesinden kurtarmalıydı.
The knife that had killed basil hallward would kill his portrait also and free him at a stroke from the evil enchantment of the past.
Zamandan bağımsız masalsı bir büyünün beni ele geçirdiğini düşünmeye başlamıştım.
I began to realise that I was cought by an enchantment to yarn time and change.
Büyülenme korulukta başladı ve bitti.
The enchantment began and ended in the grove.
Büyüleyici oldu!
We've made enchantment.
Paris bir balayı şehridir, chérie ( sevgilim ), keyif doldurur içini.
Paris is a honeymoon city, chérie, full of enchantment.
Burada büyüyü bulacaksın
You'll find enchantment here
Ve soğuk New England güneşi yavaşça levazımatçının ofisinin arkasından battı... Gizemden uzaklaşıp, uzaklardan,... cazibeli Sheridan Falls'dan ayrılıyoruz.
And as the cold New England sun... slowly sinks behind the coroner's office... we take leave of mysterious, far-off Sheridan Falls... land of enchantment.
Kuzey Hindistan'da da benzer bir ezgi var ayrıca bir büyünün bir parçası.
For in Northern India there is a similar tune... which is also part of an enchantment spell.
Bu büyü şeyiyle mi?
Of this enchantment thing?
uzaklarda bir gizem ve büyü ülkesinde konumlandırıldı.
is laid in a far-off land of mystery and enchantment.
- Büyülü saatlerdi.
- They've been enchantment.
Bu ağaçlıklardaki büyü de ne?
What's the enchantment with these woods?
Leo. O büyülü bir ilk valsti.
Oh, Leo, the enchantment of that first waltz.
Bir çeşit büyü altındasın.
You are under an enchantment.
Oraya büyülü bir yere açılan bir kapı diyebiliriz.
That there is what you might call a doorway to a place of enchantment.
" Saadet taşar mı böyle her kapıdan?
" Does enchantment pour out of every door?
Sözcüklerin büyüsü, "ezilmek," "pide," vesaire...
The enchantment of words, "squashed," "flat," etcetera...
Büyü bozuldu.
ENCHANTMENT'S BROKEN.
Şimdi, Luau Kralı ve Kraliçesi Büyü Havuzu başındaki yerlerini alsınlar.
Now, will the King and Queen of the Luau take their appointed positions on the Pool of Enchantment.
İsviçre, büyülü bir ülke.
Narrator on TV : Switzerland, land of enchantment.
Adı, Deniz Altındaki Büyü dans partisiydi.
It was the Enchantment Under the Sea dance.
Deniz Altındaki Büyü Dans Partisi!
Of course! The Enchantment Under the Sea dance!
Sana, Deniz Altındaki Büyü Dans Gecesi'ne onunla gider misin diye sormamı istedi.
She told me to tell you that she wants you to ask her to the Enchantment Under the Sea dance.
Marty, bunu söylemekle biraz ileri gidiyor olabilirim, ama cumartesi günü beni Deniz Altındaki Büyü Dans Gecesi'ne davet etmek ister misin diye soracaktım.
Marty, this may seem a little forward, but I was kind of wondering if you'd ask me to the Enchantment Under the Sea dance on Saturday.
Deniz Altındaki Büyülü Dans Gecesi'ne gidiyor.
He's on his way to the Enchantment Under the Sea dance.
O anın efsunuyla, şiirin, kendi büyüsünü yapmasına müsaade ederdik.
And in the enchantment of the moment we'd let poetry work its magic.
Onlar benim büyümle beslenir.
They fed my enchantment. ( ROMANTIC BALLAD )
Ve eğlence trenine bindiğim lunaparkların cazibesi.
And the enchantment of amusement parks where I rode on a roller coaster.
Agrabah'a hoş geldin sırlar şehri ve büyü ve Ürdün nehrinin bu yakasındaki en güzel mallar bugün burada satışta, hadi gel.
Welcome to Agrabah, city of mystery, of enchantment, and the finest merchandise this side of the River Jordan, on sale today. Come on down.
Büyülenme zamanı.
Time of enchantment.
Of enchantment
♪ Of enchantment. ♪
Büyülü ama vahşi bir yer burası.
Where enchantment runs rampant Yes, wild in the streets
Sihrin ve cazibenin doğduğu yer.
The birthplace of magic and enchantment.
Bütün parçaların birleştirildiği ve Malibu Stacy'nin yaratıldığı yer olan Sihir Sokağı'na hoş geldiniz.
Welcome to Enchantment Lane, where all the parts come together... and Malibu Stacy is born!
Bu gece iyi dostlar için özel bir gece. Bu güzel geceyi kutlamak için yemek salonunda bir parti organize ettim.
This is a special evening for good friends... so I have arranged a party in the dining room... to celebrate this wonderful evening of enchantment.
Bir keçi ve ufak bir büyü.
One goat and a small enchantment.
Bunu bilmek zorundayız
For distance lends enchantment
Harikalar, evet, ama bu büyüydü- - büyü, bilim değildir.
Marvels, yes, but this is magic- - enchantment, not science.
Ve ben büyüye inanmayı reddederim.
And I refuse to believe in enchantment.
"Bir kere tat onu, etkisi seni salıvermez asla."
"Taste it once, and the spell of its enchantment will never let you be."
"Bir kere tat onu, etkisi seni salıvermez asla." Langston Hughes.
"Taste it once, and the spell of its enchantment will never let you be."
Fakat, Kirikou Karaba'yı acısından kurtardı ve bu adamları büyülerinden kurtardı!
But Kirikou has delivered Karaba from her pain and liberated these men from their enchantment.
Işıltı ve merak yolculuğa başlar.
When enchantment and wonder spark and take flight
Demek oluyor ki ; bu müziğin armonisi, yankısı ve eşsiz büyüsü tamamıyla yanlış temele oturmuş.
Which means that music and its harmony and echo, its unsurpassable enchantment is entirely based on a false foundation.
İstisna falan yok, bir sahtekar değilsen ve kralın atına karanlık büyüler kullanarak binmediysen tabii.
There are no exceptions unless you're an imposter and you ride the king's horse through some dark enchantment.
Aynalar büyü yapma aracı olarak düşünülür.
Mirrors are considered items of enchantment.
Ama ona öyle korkunç bir büyü yapılmış ki, ancak sevdiğinin ilk öpücüğüyle bozulabilirmiş.
But she had an enchantment upon her of a fearful sort, which could only be broken by Love's first kiss.
Baylar, Arap gecelerine ve Şehrazadın çekişme hikayelerinin anlatıldığı bu büyülü saraya, hepiniz hoşgeldiniz!
Gentlemen, you are most welcome to this palace of enchantment with visions to rival the tales of Sheherazade and the Arabian Nights!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]