Enhanced перевод на английский
694 параллельный перевод
Eğer bu bize ne istediğimizi vermiyorsa, biz de gelişmiş sorgulama tekniklerine başvururuz.
If that doesn't give us what we need, we employ enhanced interrogation techniques.
Fiziksel yetenekleri büyük ölçüde gelişmiş gibi görünüyor.
[Ivan] Looks like his physical abilitie s have been greatly enhanced.
Karlılığın beklenenden fazla olması da hisse seneti fiyatlarını yükseltti. Hatta reel gelirlerin artması nedeniyle beklenenin de üstüne çıkarttı.
The capitalization of these higher than expected returns boosted equity prices generally beyond that expected by the enhanced rise in real income.
Onun yardımıyla gücümüz artmış olacak.
Our power will be enhanced with his help.
Kızgınlık güzelliğini artırıyor.
His beauty is enhanced by his anger.
Bilgiler burada depolandı, işlenip geliştirildiler.
Here the data are allowed to be stored, enhanced, processed and treasured.
Siz ona ışın tabancasıyla karşılık vereceksiniz.
You'll be fighting fire with enhanced radiation weaponry.
Burada federal bir sorgu sürdürüyoruz.
Enhanced strength. Bet the military would love to figure out how to achieve that.
Yüksek bir bilgisayar halisünasyonu.
A computer-enhanced hallucination.
Merak etmeyin itibarınız son derece artacaktır.
You will find that your reputation has been enormously enhanced.
Sağır olduğum için görme yeteneğim normalin üstünde efendim.
Oh, well, it's because I'm deaf, sir, that my sense of vision is naturally enhanced.
İnanıyorum ki hepimiz, onunla olduğumuz anların hayatımıza değer katıp onu yücelttiğinde hem fikiriz.
I believe, have had our lives enriched and enhanced by the example he has set us.
Sıvı içinde yol alabilen bir kapsül kullanıyoruz. Kendi tasarımımız olan performansı artırılmış... bir helyum-neon lazer bıçağıyla desteklendi.
We are using an experimental submersible pod, modified with a performance-enhanced helium-neon laser scalpel of our own design.
Bunu yapmamızın nedeni, geliştirilmiş spektral kodlama sayesinde... aldığımız randıman.
This is done because we have such high efficiency, possible because of our enhanced spectral coding.
Bir çocuğun resmini kullanıp, onu Lore'un tarifiyle geliştirip, bilgisayarımız bize... hayatla beslenen dev bir kristalimsi varlığın resmini verdi. Yaşayan organizmaların yaşamsal gücüne doymak bilmeyen bir açlık duyan, tüm bir dünyadaki yaşamı bile silip süpürecek kadar güçlü.
Using a child's drawing, enhanced by Lore's description, our computer constructed the image of a great crystalline entity which feeds on life, insatiably ravenous for the life force in living forms, capable of stripping all life from an entire world.
Bunlar en son çekilen uydu fotoğrafları.
These are the latest enhanced satellite photos.
Geliştirilmiş bir insanımsı.
An enhanced humanoid.
Kusursuzca sentezleyip... ustalıkla geliştirdiğin taklitlerden olmayan.
Not one of your perfectly synthesized, ingeniously enhanced imitations.
Kesilmiş saç büyülüdür.
A hair cut is a hair enhanced.
Hafıza, güç, zeka, refleksler, hepsi artıyor.
Memory, strength, intelligence, reflexes- - all become enhanced.
David beyni teşvik eden ve duyuları arttıran bir enzim keşfetti.
David discovered an enzyme that stimulated the brain and enhanced the senses.
Geliştirilmiş algılayıcı taramaları?
The enhanced sensor arrays?
Yaratıcılık, beceriklilik, ilham, hayal gücü, hepsi de gelişmiş.
Creativity, resourcefulness, inspiration, imagination, they've all been enhanced.
Von Erxlebren'in tasarım sıçraması gelişmiş bir...
Von ErxIebren's design breakthrough allowed an enhanced- -
Bio-gelişmiş gangsterler, iletişim teröristleri, cyborg suçlular.
Bio-enhanced gangsters, information terrorists, cyborg outlaws.
Niye biliyor musunuz? Bu mükemmel müzikleri yaparak yıllardır hayatınızı zenginleştiren bu müzisyenlerin hepsi gerçekten uçmuştu, tamam mı?
The musicians who made that great music that has enhanced your lives throughout the years real fucking high on drugs, ok?
Çünkü yıllardır bu harika müzikleri yaparak hayatınıza renk katan bu müzisyenlerin hepsi gerçekten de uçmuşlardı.
the musicians who made that great music that has enhanced your lives throughout the years? ...... rrreeeal fucking high.
L-90 ile geliştirilmiş çözünürlük filtresiyle beraber.
With an L-90 enhanced resolution filter.
Duyarlılığı arttırmak için geliştirilmiş çözünürlük modunu kullan.
Use the enhanced resolution mode to boost the sensitivity.
Birçok doğum hatası oldukça artırılmış fiziksel güç ama sonuçta canlanan şey bozuk acınacak halde ve ölü.
Massive birth defects greatly enhanced physical strength but resulting reanimant is malfunctional and pitiful and dead.
Doğumdan gelen bozukluklar gücünü artırdı ölüydü.
Massive birth defects... greatly enhanced strength dead. These experiments are at an end.
Bir yüzük elmasın işlenmesiyle oluşur.
The way a ring is enhanced by the presence of a diamond..
Bu haliyle oldukça değerli.
In his enhanced state, he's valuable.
Steven'ın DNA'sıyla geliştirilmiş bitki bazlı yaşam formları.
Plant-based life forms enhanced with Steven's DNA.
Gelişmiş görsel yeteneklerin olduğunu sanıyorum.
I thought you had enhanced visual abilities.
Biyomoleküler yayılma değişimi zaten hücresel bölünmesinin yapay olarak geliştirildiğini gösteriyor.
His biomolecular diffusion gradient all ready suggests that his cellular mitosis has been artificially enhanced.
Daha yüksek hassasiyet için, hedef sistemini geliştirdim.
I have enhanced the targeting system for increased accuracy.
Geçmişe ait güçlü anısı olan bireyler sık sık gelişmiş yetenekler sergiler altıncı his algısı, telekinezi.
Well, individuals with strong past-life memories often exhibit enhanced psychic abilities... ESP, telekinesis...
Geliştirilmiş duyumsal algı sistemi.
Enhanced sensory perception.
Bir Kriptonlu'nun biyolojik gücü Dünya'nı sarı güneşi ile artar.
His Kryptonian biological makeup is enhanced by Earth's yellow sun.
Bir çeşit... mitos çoğalma.
A kind of... enhanced mitosis.
Gelişmiş yeryüzü taramasına geçiyorum.
Switching to enhanced terrain scanning.
Zevk artmaz ve hoş olmayan durumlar ortaya çıkabilir.
The pleasure is never enhanced, and the inconvenience is considerable.
- O filimleri ben yaptım! Seninle tanıştığımızda hiç bir şey bilmiyordun.
My client produced these films which enhanced Miss Eliot's career.
Artı, toplumda yüksek bir mevki... ve Salome Ticaret Odası'nda üyelik.
plus an enhanced stature in the community and a pre-paid membership in SaIome Chamber of Commerce.
Vorlonları taşımaya daha uygun hale gelebilmek için telepatik yeteneklerimi geliştirdim. Çünkü inanıyordum.
Enhanced my telepathic ability so I'd be more suited... to carry a Vorlon around in my head, because I believed.
- Foton torpidosu güdüm sistemleri,... uzun menzilli sensörler, geliştirilmiş warp çekirdeği hızlandırma mekanizmaları.
Photon torpedo guidance systems... Iong-range sensors... enhanced warp core overdrives.
DNA'ları ayırabilmek için, cerrahi ışınlayıcıyı geliştirilmiş sıraya göre yeniden programlamak mümkün mü?
Could the surgical transporters be reprogrammed to lock on to those enhanced sequences and separate them from the remaining DNA?
- Geliştirilmiş biriyim.
- I am enhanced.
Plaka farklı çıktı.
I had the picture enhanced, and the plate is different.
Bu yüzden diğer yönlerim daha gelişmiş.
That way, my other senses are enhanced.