Equity перевод на английский
475 параллельный перевод
Kontratımız var.
We've got equity contract.
Değeri ne?
- Yes. How much is your equity in it?
500 dolar değerinde bir hayat sigortası dışında hiçbir şey.
Nothing but a miserable little $ 500 equity in a life insurance policy.
Adalet veya avukatım bu konuda birşey yapamayacak ya da yapmayacaksa..
If Equity or my lawyer can't or won't do anything about it,
Evi alıp daha sonra satarak, bir-iki milyon yen kar etmiş olursun.
You could buy that house and then sell it and that equity of one or two million yen would be yours
Değeri bundan çok daha fazladır.
He has considerably more equity in it than that.
Oyuncu Üyelik Kartı'nı istiyorum.
I have to have your Equity card.
- Oraya üye olmak zorunda değilsin.
- You don't have to join Actors'Equity.
Bu yüzden bugünkü öz sermayenizle... sermaye artırımına katılacak sermaye artırımına katılacak gerekli miktar arasındaki fark göz önüne alındığında talep ettiğiniz krediyi veremiyoruz.
Therefore... in view of the differential... between your present equity... Between your present equity and the amount necessary... for capitalization... we cannot extend the loan you require.
Öz sermayeniz...
Should your equity...
"Öz sermayeniz."
"Should your equity."
Öz sermayenizi arttırdığınızda, durumunuzu tekrar değerlendirmemiz için bizi aramaya tereddüt etmeyin, vesaire, vesaire...
Should your equity increase, do not hesitate to call on us... for a personal reappraisal, et cetera, et cetera.
Karlılığın beklenenden fazla olması da hisse seneti fiyatlarını yükseltti. Hatta reel gelirlerin artması nedeniyle beklenenin de üstüne çıkarttı.
The capitalization of these higher than expected returns boosted equity prices generally beyond that expected by the enhanced rise in real income.
Ekonomi yavaşladıkça hisse senetlerinin değeri düştü. Özellikle önceki yüksek beklentilerin tekrar... değerlendirildiği yüksek teknoloji sektöründe bazı yatırımıcıların kayıpları çok büyük oldu.
As the economy slowed, equity in prices failed, especially in the high tech sector, were previous high evaluations were being reevaluated resulting in significant losses in some investments.
Şu adamlar adil muamele görmeyi hak etmiyorlar. Çünkü bu adamlar bu şehrin hayrına olmayan öğütler verdiler.
These men don't deserve to be treated with equity, for they give bad advice in this city.
Yazarın avansı 10 bin, sermaye bonoları 50 bin.
Author's advances : 10,000. Equity bonds : 50,000.
Benimle eşit düzeydesin.
You've got equity with me in that.
Annesi sen olduğuna göre, babası herkes olabilir!
With you as her mother, her father could be anybody in Actors'Equity!
Sam spor kıyafetleri şirketin iki milyon eder. Emeklilik fonunda 350 bin dolar.
Apparently, you got a million-two built up in equity on Sam's Sportswear, another 350,000 in your pension plan.
Ancak şirketinizin değeri iki milyon dolar eder. Emeklilik fonunuzda 350 bin dolar var.
However, you've got a million-two built up in equity in your business, another 350,000 in your pension plan.
Yvonne'un düğünü için kuaför hazırlıklarına bizzat ben hisse senedi imzaladım.
I personally underwrote the equity on Yvonne's marital boutique.
% 20'lik bir büyüme hızınız var.
Twenty percent growth, equity returns in the high 20s.
Firması'71'de kapandığında bütün özsermayesini kaybetti.
He lost all his equity when the firm went belly-up in'71.
Bir özsermaye fonuna yerleştirebilir misin?
Can you position it in an equity fund?
Emlakçı düzenlemeler için evi ipotek ettirebileceğimizi söyledi.
Realtor said we could get one of those home equity loans for improvements.
Ben de kasadaki adama Ekspress Gold Kartımı verdim.
So I gave the salesman my Equity Express Gold Card.
Şüpheli bir müşteri olduğunu, Ekspress Kart kullanmak istediğini söyledi.
He said he was suspicious of a customer trying to use an Equity Express card.
Ekspress Kart, dışarı çıkacaksanız..... sürücü belgesiz, doğum kağıtsız..... lise diplomasız, kan grubu belgeniz..... pasaportsuz, dişçi kaydınız, parmak izi belgeniz..... ya da Amerikan Başkanından onaylı mektupsuz çıkmayın.
Equity Express, don't leave your crib without it... or your driver's license or your birth certificate... or your high school diploma, or your blood type... or your passport, or your dental records, or your fingerprints... or a notarized letter from the president. In Living Color
Dennis'in eşlerinin her biri iki-üç milyon değerinde emlak sahibi, belli bir gelirleri olmadan - ev kredisi olmadan Penny Stretch'in.
Dennis's wives hold two to three million in real estate equity, none with apparent means - mortgages written by Penny Stretch.
Oyuncular birliği temsilcisi misiniz?
Are you the Equity deputy?
Güvenli bir gelecek için fedakarlık yapmak.
Make sacrifices to build equity in a future that has security.
Griffith'i ortak olarak aldılar.
So they pulled in Griffith as an equity partner.
İnanılmaz bir ücret karşılığında.
With an incredible equity, I might add.
Masraflar minimum, gecede 2 gösteri, konaklama dahil.
Equity minimum, two shows a night, accommodation included.
Tüm gün boyunca eşitlikle notlarla uğraşıp duruyorum.
All day long, I deal with equity, notes, bonds.
"Malibu Menkul Kıymet ve Yatırım."
"Malibu Equity and investments."
Malibu Menkul Değer ve Yatırım.
Malibu Equity and investments.
Konuklarımızın yüzde yetmişi, birikimlerini ve tüm varlıklarını... alım satım değeri olmayan ve bir mal varlığı olarak değerlendirilemeyecek şeylere... harcayarak, yardım hakkı kazanmışlardır.
Seventy percent of our residents have qualified for assistance... by spending their savings and their home equity. On something that has no resale value and cannot be considered an asset.
Mülkün kendisi ve içindekiler... aşağı yukarı12 bin ediyor.
With equity and inventory it's worth 12 grand, more or less.
Mülk.
Equity.
İstemedikleri halde zorlanmış olmaları mümkün. Hanif İslam dini, bir işi zorla yapanı kınamayı uygun görmez.
Without realizing it, they were forced astray ln its great equity, Islam refuses to condemn an unsound mind
Analiz yapıldığında eşitlik borçtan sayılmayacaktır...
For our primary analysis, equity can't be considered in the same tier as secured debt.
Umarım evimi elimden almazlar...
I thought I might be able to save my house. Some sort of equity loan.
Aldığın bu ücretle, bir şey kaybedemezsin.
On equity waiver salary you can't afford to lose much.
Bağışlan.
May you be granted to judge with equity.
Eğer kararımı sizden yana kullanırsam bir şeylerin eşit... Seni ortak olarak alamayız.
If I make a lateral move, equity....
Bana işin yasal olduğunu söylemişlerdi.
Honest, they told me it was an Equity gig.
Bence tahvil almalı ve karşılıklı sermayeye yatırım yapmalısınız.
But you want bonds and an absolute return fund with a low correlation to the equity market.
Ve ödemiş oldukları parayı onlara geri gönderdim. Californiya'daki Japon kampına... Böyle birşey yapmaya zorunlu olmadığım halde...
And I sent back their equity to those Japs down to that camp in California, which I didn't have to do.
Malını kimseye bırakmaz.
He never walks away from equity.
Firması'71'de kapandığında bütün özsermayesini kaybetti.
He lost all his equity in the'71 recession.