Erin перевод на английский
2,293 параллельный перевод
Oyuncu sayısı çoğaldıkça Erin'in burnunu sokma süresi de azalacak.
The more players we get on this board, the sooner Erin will get her nose in it.
Erin, girise kadar gidip yeni idari isler asistanimi getirir misin?
Erin, do you mind running down to the lobby and bringing up my brand-new executive assistant?
Erin, 911'i arar misin lütfen?
Erin, would you call 911 please?
Erin de.
Erin.
Öğrendiğimize göre Erin, tam da benim doğurduğum bir bebeği evlatlık verdiğim zamanda ve yerde doğmuş.
It turns out that Erin was born in the basic time and region that I gave away a child.
Kişisel olarak, bence o bir sıçan ve Erin'le ilişkimin bitmesinden sorumlu olduğunu düşünüyorum.
Personally, yeah, I think he's a rat and I think he's responsible for the demise of my relationship with Erin.
- Yaşasın. - Erin, seni eğlendirmek için çöp yiyecek.
- Erin will eat garbage for your entertainment.
Bence, resepsiyonistle yatması profesyonelce değildi. Sonra da Erin, Andy ile olabilmek için onu terk etti. O da tam bir deli sapığa dönüştü.
I don't think it's professional that he was sleeping with the receptionist, and then when Erin dumped him so that she could be with Andy, he became a total crazy stalker psycho.
Bazı insanlar özel meselelerini işlerine karıştırır... Erin, onunla mı?
Some people let personal things into the work- - is she with him?
Erin, ne yapıyorsun?
- Ah! - Erin, what are you doing?
Erin.
Hey, Erin. Oh.
Erin, ofisteki en iyi arkadaşım şüphesiz.
Erin's my best friend in this office, hands down.
Şunu da unutmayalım, Erin, Gabe'i bana tercih etti.
Let's not forget. Erin chose Gabe over me.
Erin de harika ama.
She's great, though.
Erin haklı.
Erin made a good point.
- Sen Erin olmalısın.
- You must be Erin.
Aslında, Erin?
Actually. Erin?
- Bize katıl, Erin.
- Come join us, Erin.
- Sen Erin olmalısın.
- Oh, you must be Erin.
- Erin sen misin?
- You're Erin?
- Erin. - Biliyorum.
Erin, I know.
Erin, hala okuyor musun?
So, Erin, are you still in school?
Erin!
Erin!
Erin, sen iyisin!
Erin, you're okay!
Bay Moran bana Erin'in sadık bir oğlu olduğunuzu söyledi.
Mr. Moran tells me you're a loyal son of Erin.
Erin...
Erin, you could pull this.
- Erin bize katılacak.
- Yeah. Erin's going to join us.
Erin'in iyi bir fikir var. Ama ben anlamadım.
Erin had a good idea, but it went right over my head.
- Kızın Erin'i tanıyorsunuz.
You know my daughter Erin.
Erin?
Erin?
Erin bu gece kötü haberler aldı.
Oh, Erin got some bad new tonight.
Erin nasıl?
How's she taking it?
Erin Boyle. Manhattan Savcılığından.
Erin Boyle, with the Manhattan District Attorney's Office.
Erin.
Erin.
- Evet, veriyorsun.
Yeah, you are. Erin.
- Erin. Ian Boyd'un yaptıklarını geri alamazsın.
You can't undo what happened with Ian Boyd.
- Erin ne diyor?
Well, we got enough to make an arrest. What does Erin say?
Erin, jürinin hüküm vermesini sağlayacak kadar kanıtımız olmadığını söylüyor. Cinayet silahını bulmak zorundayız.
Erin says we probably don't have enough to get a jury to convict- - we gotta find the murder weapon.
Erin benim bahanem.
Erin's my beard.
- Erin.
Erin.
- Nasıl hissettiğimi sen anlamalısın Erin.
Well, you should understand what it feels like, Erin.
- Erin. - Ronnie.
Erin.
Erin, umarım ne kadar şanslı olduğunu biliyorsundur.
Erin, I hope you know how lucky you are.
Erin, Camia için de gerekli izinleri çıkar.
Erin, get the necessary warrants on Camia.
Erin, Buchanan'la Atwater'ı silah aldıkları için sana..... havale edebilir misin?
Erin, I can bring in Buchanan and Atwater for receiving the weapons out of Property, but Camia...
Adı, Erin.
Her name is Erin.
Kurbanımız Erin Baer, 29 yaşında.
Our victim is Erin Baer, 29.
Erin Baer'da spermisid izlerine rastlanmış.
She found traces of spermicide in Erin Baer.
Erin'in yemek borusuna sıkıştırılmıştı.
This one lodged in Erin's esophagus.
Meleğimiz Erin de esmerdi.
Erin, our angel, was a brunette.
Erin'le ben kutlama yapmak için yemeğe çıkacaktık.
Erin and I were going out to dinner to celebrate.