Escalator перевод на английский
235 параллельный перевод
Durdurun şu merdiveni!
Stop that escalator!
Bir mağazanın yürüyen merdivenine binmiştim.
I was on an escalator in a department store
Merdivene binmemiş olsaydım karşılaşmayacaktık.
If I'd missed that escalator we wouldn't have met
- Yürüyen merdivenin tersi.
- Opposite number of the escalator.
Ben doktorum yürüyen merdiven değil.
Look, I'm a doctor, not an escalator.
Mide bulantılı insanlar için asansör ayakkabıları imal ediyordum.
I used to manufacture escalator shoes, for people who were nauseous in elevator in shoes.
"... tripping on the escalator. "
"... tripping on the escalator. "
- Erno kuzey merdivenini kullamamızı söylemişti.
- Erno said to take the north escalator.
Neden bu tırmanışla yetinip aşağıya merdivenle inmiyoruz?
Hey, why don't we just call it a climb the way it is and take the escalator down?
Üçüncü katta bekleyin.
Don't take the escalator.
- Bir merdiven olmalıydı.
Why don't they put an escalator in these things?
Bloomingtons ya da Bloomingbergs'ın yürüyen merdivenlerine... -... kadar mı?
Up the escalator at Bloomingtons, or Bloomingbergs... or wherever the hell it is?
Hartman, güney yürüyen merdivenine ilerliyor.
Hartman, proceeding to the south escalator.
Kimse yürüyen merdiven yapmayı aklına getirmedi mi?
Didn't anybody consider putting in an escalator?
Erkekler tuvaleti alt katta yürüyen merdivenin solunda.
The men's room is downstairs, to the left of the escalator.
Nerdeyse, Bloomingdale'deki yürüyen merdivende bile kusuyorsun.Tanrı aşkına.
You practically puke on the escalator at Bloomingdale's!
- Seni merdivenlerde gördük.
We saw you on the escalator.
- Yürüyen merdivenlerden üçüncü kata.
Escalator, Third Level.
Hey, Al. Bu, asansörde sıkışan, değil mi?
Hey, Al, isn't she the one that got wedged in the escalator?
Bu basamaklar yürüyen merdivene kadar gidiyor mu?
Does this stairway go up to the escalator?
Flint'te yaşayanların çoğu artık Hyatt'ta oda tutamayacak kadar fakirleşmiş olsa da otel açılışını halkla birlikte yaptı ve şehrin ilk yürüyen merdivenine binmesine izin verdi.
Although most people in Flint were now too poor to afford a room at the Hyatt... the hotel allowed the public on opening day... to come and ride the city's only escalator.
Yürüyen merdiven.
The escalator.
- Yürüyen merdiven ne kadar yukarı çıkmıştı?
- How long was the escalator ride up?
- Yürüyen merdivenin hemen yanında.
- It's right by the escalator.
"Müdürün odasına giden yürüyen merdiven."
"Escalator to manager's office."
Sanırım asansörü kullanmalıyız.
I think we should take the escalator.
Yürüyen merdiven.
Use the escalator.
Springfield halkının toplumsal.. ... manyaklıkla yaptığı tek şey buydu tabi şekerden yapılmış gökdelen 15 metre çaplı büyüteç ve hiçbiryere çıkmayan yürüyen merdiven hariç.
And that was the only folly... the people of Springfield ever embarked upon... except for the Popsicle stick skyscraper... and the 50-foot magnifying glass... and that escalator to nowhere.
Çantayı merdivenin yanına bırakacak.
She's gonna leave the briefcase near the escalator.
Her sene, her sene bitmeden bir veledin birinin karıştığı bir yürüyen merdiven kazası okuyorum. Ebeveynleri... hangisi umrumda değil, ama birisi onlara,... yürüyen merdivenden korkmayı ve saygı duymayı öğretmeli.
There's not a year goes by that I don't read about an escalator accident... involving some bastard kid that could've been easily avoided... had some parent, I don't care which one, but some parent, conditioned him... to fear and respect that escalator!
Şu çocuk hâlâ yürüyen merdivende.
That kid is back on the escalator again!
Çocuk yine yürüyen merdivende oturuyor!
That kid is sitting on the escalator again!
Bu çocuk yine yürüyen merdivene binmiş!
That kid is back on the escalator again!
Küçük çocuğu yürüyen merdiven kaptı.
There's a little boy caught in the escalator!
Şu asansöre binin.
Take that escalator.
Yürüyen merdivene giderken beni ezdi geçti!
Did you see that woman? She practically knocked me over on her way to the escalator.
Dinle, yeni olduğunu biliyorum ve anlayışla karşılıyorum ama genç bölümünden merdivene kadar olan alan benim çöplüğüm.
Listen, I know you're new but it's understood that everything from young men's to the escalator is my territory.
Sadece yürüyen merdiven.
It's only an escalator.
Harika değil miydi? - Nerden bileyim? Yürüyen merdiven bozuldu orada bir buçuk saat mahsur kaldım.
The escalator broke down, and I was stuck there for an hour and a half.
Yürüyen merdiven varken merdiveni niye kullanayım ki?
Why take the stairs when I could take the escalator?
Yada mukemmel bir kanom varken yürüyen merdiveni niye kullanayım..
Why take the escalator when I've got a perfectly good canoe?
Havalimanı servisi için yürüyen merdivenleri çıkıp sola dönün.
The airport shuttle service is located up the escalator, to the left.
Yürüyen merdivende ilerleyin, sola dönün, iki kat yukarıya, dörde çıkın sola dönün, E-ring, sağa dönün, dokuzuncu koridoru geçin, sol tarafta.
Forward into the escalator, your left, two flights up to four, your left, E-ring, your right, proceed past corridor nine, face left.
Yürüyen merdivene koşar ve önüme gelen ilk erkeği davet ederdim.
I would have run down the escalator and invited the guy standing on the corner.
Şu yürüyen merdivene bineceğim.
I'll just take that escalator.
Yürüyen merdiven alsak iyi olacak.
[Sighs] Oh! Man, we have got to get an escalator.
Uluslararası uçuşlar için kalkışlar, yürüyen merdivenlerden size göre solda.
Departures for international flights are up the escalator to your left.
Oradan yürüyen merdivene atlıyorum.
I jumped from there to the escalator.
Yürüyen merdiveni durdurmaya çalıştım,
I stopped the escalator to try, I jumped once.
O'Hare'de yürüyen merdivende düşmüş.
Fell down an escalator at O'Hare.
Zaten merdivenden itilmiş.
She already got pushed down an escalator.