Esmer перевод на английский
1,568 параллельный перевод
Ne oldu şimdi bu esmer kaltağa?
What happened to that bitch of a brunette?
Esmer!
Brilliant.
Esmer bir kadın, kırık bir parmakla doktora gider ve der ki :
A brunette with a broken finger goes to the doctor...
- Esmer tenli mi?
Is he dark-skin?
Esmer tenli adam tepedeki son karavanda yaşıyor.
The dark-skin guy lives in the last trailer up the hill.
- Şunları görüyor musun. Sarışın, esmer.
- See them, blonde, brunette?
Sarışının peşine düşeceğime, esmer kadını takip etmişim.
I was tailing a brunette and I thought she was a blonde.
Esmer, kırmızı ceketIi, saksocu.
Brunette, red coat, a BJ artist.
) bazı esmer göçmenler varlık sahibi olabilirler.
" I'm so happy. I can't wait to have this baby.
Hiç varlık sahibi, siyah veya esmer kişi bulunmuyor Amerika'da. Bazı zengin olanları var, ama hiç varlıklı olanı yok.
A woman walks in the room, tells you that she's pregnant, you look her dead in the eye and you say...
Yanlış anlaşılmasın, siyah veya esmer adamların... varlık sahibi olamamalarının tek nedeni, beyaz adamlar değil.
Krispy Kreme doughnuts are so good, if I told you they had crack in it, you'd go, " I knew something was up.
Sarışın mı esmer mi?
Blonde or brunette?
Soluk esmer olanlar da var.
Some are light brown.
Esmer değil mi?
Ain't she dark.
Ama biraz esmer gibi.
But a bit dark-skinned.
Evet, çok esmer.
Yes, he's too dark.
Esmer, sarışın, esmer, sarışın.
Brunette, blonde, brunette, blonde.
- Hayır, gruptaki. Esmer olan. Değil mi?
Dressing in black makes no one happy.
Gündüz esmer ve gece sarışın..
Brunette by day and blond by night.
Yulaf ezmesi ve yanında ekstra esmer şeker. Yarım kilo çiğ köfte.
Oatmeal, extra brown sugar on the side... and a pound of raw hamburger.
- Durun, siz bana- - - kocanızın tansiyon ilaçlarını esmer şekerle karıştırdığını söylüyorum.
Wait. Are you saying that- - That it looks like your husband... stirred in some of his blood pressure medication along with the brown sugar.
Bu sabah gelen hoş esmer mi?
That pretty brunette that came in this morning?
İki sivile, teğmen üniforması giydirecek kadar ayrıntılara takıldıysa, neden biri sarışın, biri esmer biri beyaz tenli, biri koyu tenli?
Now if he goes through the trouble of dressing two civilians like a lieutenant he hates, why is one blonde the other brunette? One Anglo, one Hispanic?
Şu kırmızılı esmer güzeli değil mi?
Ooh, not the brunette in the little red number?
Şu anda, esmer bir estetik cerrah olduğunu hayal ediyorum.
Right now, I'm imagining you as a brunette plastic surgeon.
Bugün bir esmer getireceksin zannediyordum.
I thought we were getting a brunette tonight.
Çok şişman yada çok cılız çok esmer çok seksi ya da çok şıpsevdi çok zeki ya da çok aptal!
Don't be too fat, or too thin... or too dark, or too light. Don't be too sexual, or too chaste, or too smart, or too dumb.
İyi pişmiş yumurta, esmer şekerli pastırma ve Fransız tostu hazır.
Eggs over easy, bacon and brown, French toast up.
Felicia'ya dediğim gibi, esmer tenli olacaklar 11'den küçük ve çıldırmaya hazır.
It's like I told Felicia, they need to be dark-skinned no older than 1 1, and ready to freak.
- Esmer bir fahişeyle.
- He's with a brown patch.
Senden hoşlandı mı, Esmer Bomba?
She liked you, Miss Raven-Hair?
Ama Pam esmer.
But Pam is so tan.
1.80 boylarında, esmer miydi?
About 6', dark brown hair?
Esmer mi, sarışın mı? - Esmer.
The brunette.
Düz saçlı bir esmer olarak gününü geçirdiğin için çok üzgünüm.
One day as a straight-haired brunette. I feel so bad for you.
- Nasıl istersen. Uzun, atletik ve esmer bir güzel istiyorum.
I wish for a tall, athletic, caramel-colored beauty.
- Esmer.
Brunette.
Bol esmer şekerli olsun.
Thanks a lot.
Esmer adam. Büyük gözlükler.
Caucasian gentlemen.
Birkaç bumbarlı sucukla esmer domuz sucuğu kara kan sosisi ve Selles-sur-Cher'den Loire peyniri.
A few andouillettes and boudins noirs... black blood sausage and a Loire cheese, Selles-sur-Cher.
- Ne çok esmer var ortalıkta!
Look at that.
Dave esmer değil, resmen Yeti gibiymiş! - Şaka yapıyorsun! - Hayır!
Dove not only is a brunette, she's a virtual Sasquatch!
Benimki değil, sizin isimleriniz, genç, esmer, Washington muhabiri... kılığına bürünmüş, ayartıcı bir kadınla olan anlamsız bir ilişki yüzünden, acı çekti. Adını söylemeyeceğim, çünkü benim saygınlığım var.
It was your names, not mine, that suffered from a meaningless affair with a seductress in the form of a young brunette Washington reporter whose name I won't mention because I have dignity.
Esmer yosunların ve küçük balıkların olduğu yerde bugün burada bu yüzden büyük balıklar yakaladınız.
Which is where the kelp and the little fish are which is why you got some big fish here today.
Bugün için ben esmer kızın sevdiği yolum
For today I'm the way The dark girl likes
Bir esmer doktora gider.
It's a perfectly simple joke :
Çünkü bu ilaçların çoğu bu esmer adamların ülkelerinden geliyor.
That's cool.
Eğer siyah veya esmer biriysen, tabi ki sen de para kazanıp, başarılı olup zengin olabilirsin Amerika'da.
Cos wealth is empowering.
Bu esmer.
Blonde.
Esmer mi yoksa daha önce seninle gördüğüm sarışın mı? O sarışınla yarın evlenmem gerekiyor.
I'm supposed to marry the blonde tomorrow.
Güzel esmer kız.
The cute brunette.