Especially перевод на английский
19,883 параллельный перевод
Özellikle de kendisi hakkında.
Especially about him.
Seni yemek esnasında eleştirirse hiç sorun değil, özellikle de yemek biftek ise.
Well, if he criticizes you over dinner, I'm fine with that, especially if dinner is steak.
- Ne duydum biliyor musun?
Especially during duck season. You know what I've heard?
Özellikle de seni gözetmek istiyorsa.
Especially if they're claiming to look out for you.
Odanın bu tarafında olursanız iyi olur. Özellikle de üzerinizde mücevher veya metal parçası varsa.
You both might want to be on this side of the room, especially if you're wearing any jewelry or you have any metal plates in your body.
Özellikle de sana Flash.
especially you, Flash.
Özellikle de bunda.
Especially this one.
Jian-Yang, insanlara böyle yaklaşmasana lan sinsi pezevenk. - Özellikle de cam temizliyorlarsa.
Jian-Yang, Jesus Christ, don't sneak up on people like that, you devious little bastard, especially if they're cleaning glassware.
- Özellikle de paran varsa.
- especially if you have money for...
- Asıl şimdi.
- Especially now.
Özellikle haftaya ampulleri değiştirmeye gelecek avukatlarla.
Especially since you have those lawyers coming next week to change light bulbs.
Özellikle de baban öldükten sonra.
Especially after Daddy died.
Hiçbir şeyin tadı yok, hele ayık olmanın.
Everything sucks! Especially sobriety.
Sonra çişe gittin ve tuvalet kağıdıyla kaplı geldin mumya taklidi yaptın, üçgen yapıların yarak kürek olduğunu düşündüğün için Mısır'ın ve piramitlerin aptalca olduğuna karar verdin tuvalet kağıtlarını çıkardın.
Then, you had to go pee. Then, you came back covered in toilet paper and pretended to be a mummy. Then, you took it all off because you decided Egypt was stupid, especially pyramids, because you think triangle buildings are, and I quote, "gauche as shit."
Tüm şu medya işleri çok boğucu. Özellikle son zamanlarda öyle bir hâl aldı.
All the media stuff has been pretty overwhelming, especially lately.
Özellikle VC'nin ve muhtemel gelecek incelemelerin düzenleyici kuruşlar tarafından yapılan türden ayrıntılı inceleme aşamasında.
I mean, especially during due diligence, like the kind done by VCs or possible future reviews done by certain regulatory bodies.
Bu tip ve büyüklükte bir daire için piyasa değerinin üzerinde oldukça cömert bir teklif.
It's a very generous offer. It's over the market value for this type and size of apartment, but we've made this proposal especially for you.
Özellikle de River'ın bakım ihtiyacını iyice düşünmelisiniz. Nakilden sonra özenli bir bakıma ihtiyaç duyacaksın.
Especially considering all the care River needs, and will need, even after your transplant.
Özellikle müzikle birleştiğinde.
Especially when set to music.
Özellikle hiç bir şey yapmıyorsan...
Especially if you're doing anything...
Değişimin insanlar için zor olduğunu düşünüyorum, özellikle de büyük resmi göremeyenler için.
I think change is hard for people, especially when they can't see the big picture.
Özellikle sizinki gibi berbat ve baştan aşağı anlamsızsa.
Especially one as awful and downright senseless as yours.
Özellikle de sen, Medya Kraliçesi.
Especially you, Queen of all Media.
Bu mermileri sana özel yaptım, Marslı.
I designed these bullets especially for you, Martian.
Ker-rah, Harrison Ford'u ara ve gururumu okşadığını söyle ama hiçbir zaman yaşlı erkeklerle çıkmam, hele de evli olanlarla.
Ker-rah, call Harrison Ford and tell him that I'm flattered, but once and for all, I do not date older men, especially when they're married.
Özellikle de seni, Lucy.
Especially you, Lucy.
Özellikle de kız kardeşinizle evlenmek için bu kadar çok para veren çok talipler varken.
Especially as you have only so many sisters to marry off to suitors willing to pay so richly.
Özellikle de kişisel diplomasimizi daha yeni denemeye başladığımız an.
Especially when our experiment with personal diplomacy is just beginning.
Bir şeyler yapmak gerekiyordu, hele de böyle...
Something had to be done, especially in this security state where...
Özellikle de seni.
Especially you.
Bu gece yatakta yatmasına izin verirsem söylemez.
He won't, especially if I let him sleep in the bed tonight.
Bence artık genel olarak benim kazandığım konusunda hemfikiriz.
Especially, because now, I think we can agree, that I've just won, in general.
Özellikle baban gittiğinden ve Johnny'i tutuklandıktan sonra.
Especially since your pa's gone and Johnny's locked up.
- Hatırladığım kadarıyla ördek çok iyiydi.
- Especially the duck, from memory.
Özellikle seninkini.
Yours especially.
Özellikle de bizim mevzumuzda.
Especially with us.
Özellikle dolunay varsa.
Especially when there's a full moon.
Özellikle senden duyduğum için.
Especially coming from the likes of you.
Bunun senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum Christian, özellikle şimdi Harley de gitmişken.
Stop. I know how much this means to you, Christian, especially now that Harley was taken out.
Kaplumbağa Royce kaplumbağalar arasında sürüş konusunda yeteneklidir.
Indeed. The Turtle-Royce over there are especially skilled at gentle riding among the turtles.
Angels Memorial'daki stajyer programı rakipsizdir... is second to none,... özellikle de acil servis departmanındaki.
The residency program at Angels Memorial is second to none, especially the emergency department.
Etrafınıza sorun, özellikle de gençlerimize ülkelerine hizmet etme konusunda yepyeni bir tavır tutunduklarını keşfedeceğinize eminim.
Ask around today, especially among our young people, and I think you will find a whole new attitude... - towards serving their country.
- Özellikle de Cizvitleri.
Especially Jesuits. Tim.
Özellikle de Kraliçe'nin.
Especially the Queen.
Eisenhower'la ilgili iki kitap okumuştum.
I've read two books on Eisenhower especially.
Aklımda özellikle burada, Charwell'deki Goldfish göleti vardı.
I was thinking especially of the Goldfish pond here at Chartwell.
Bu insanlara çok önem veriyorsun.
Barry, especially Barry. You care about these people a lot.
Özellikle de şimdi.
Especially now.
Özellikle bu aralar.
Especially now.
- Neden bu aralar?
- Why especially now?
Özellikle korktukları zaman.
Especially when they're scared.