Esten перевод на английский
107 параллельный перевод
Bir esten çok küçük bir çocuğun yorgun başını yaslayacağı yumuşak, sıcak bir kucak.
Not so much a wife, as a soft, warm bosom for a little boy to rest his tired head on.
Büyük oranda bos olan deniz dibinde bir es bulmak sorun olabilir bu yüzden bazi deniz kestaneleri potansiyel bir esten fazla uzakta olmadiklarindan emin olmak icin küme halinde bir arada dururlar.
Finding a mate in this largely empty sea floor could be a problem, so some urchins stay together in herds to be sure that they're never too far from a potential partner.
Esten iki ölçü öncesinden alalım.
Two bars before S.
Aşk denilen şey dünyada yaptığın ve de yapacağın her türlü rezilliğin aklına gelebilecek ve senin bu özel kadın hariç yeryüzündeki herk esten utanmanı sağlayacak şeydir.
Love is when you... and all the fucked-up shit you ever did in your life... and the fucked-up shit that you're probably gonna do in your life... and every little thing that you could possibly think... that would embarrass the living shit out of you on any day of the week... to any other person on the face of the universe... but to this one special woman.
Bayan Esten nasılsınız?
Mrs. Esten How are you?
Bir erkek karısından, bir eşten daha fazlasını olmasını ister, Kathy.
A man wants his wife to be more than just a companion, Kathy.
Sadece bir eşten fazlasına parası yetenler.
Only those who can afford more than one wife.
Mükemmel eşten mükemmel sevgiliye ve tekrar mükemmel eşe.
From perfect wife to perfect mistress and back to perfect wife.
Eşten çok, yumuşak, sıcak bir anne göğsü aradın tıpkı ufak bir oğlanın annesinin göğsünde yorgun başını dinlendirmesi gibi.
Not so much a wife, as a soft, warm bosom for a little boy to rest his tired head on.
Çok daha değerli bir şey- - Üstün büyü bilgisi ve yıldırımla ölmem vesilesiyle de bunaltıcı bir eşten kurtuldum.
A double value... superior magical knowledge... and through my death by lightning... freedom from overbearing women.
Evini en iyi eşten daha iyi çevirdim. Sana baktım. Annene de...
I washed your mother's feet and yours...
Efendim, bu oğlan bir eşten daha fazlasıdır. Ve hangi özgür vatandaş eşini satar?
Sir, this boy is better than a wife, and what freeman would sell his wife?
Bir kadınla bu kadar uzun süre birlikte yaşadıysan senin için eşten daha fazlası olduysa sana sanki ikinci bir sağ kolunmuş gibi geliyor.
When you've lived so long with a woman... when she's been more than a wife to you. It's been like having another right arm.
Kimse bana eşten bahsetmemişti.
Nobody said anything about a wife.
Bu şekilde bir eşten kurtulmak...
To discard a mate in this manner...
Hasta eşten daha iyi bir hikâye bulman gerektiğini biliyordum.
I know you should have picked a better cover story than a sick wife.
At eşten doğan şeylerdi onunkiler.
Faithfulness and devotion, things born of fire and roof, were his ;
Biraz da zavallı Henry'yi arayışa sokan, bu genç ve güzel eşten bahsedelim.
Let's talk about this glamorous wife who keeps poor Henry shivering in the hall.
Muhteşem tüyleriyle cennet kuşları bir eşten fazlasını cezbeder.
With their magnificent plumes birds of paradise attract more than a mate
İltihap taşıyan bir eşten geçer.
You get it from an infected partner.
Filip, hem kıskanç bir eşten hem de Kastilya kraliçesinden kurtulmak ister.
Philip wants to be rid of a jealous wife and also be rid of one who is Queen of Castile.
İlk evliliğinde gerçekte aradığın bir eşten çok bir anne figürüydü.
What you really needed in your first marriage wasn't so much a mate, as a mother figure.
Büyük oranda boş olan deniz dibinde bir eş bulmak sorun olabilir bu yüzden bazı deniz kestaneleri potansiyel bir eşten fazla uzakta olmadıklarından emin olmak için küme halinde bir arada dururlar.
Finding a mate in this largely empty sea floor could be a problem so some urchins stay together in herds to be sure that they're never too far from a potential partner.
Her birisi bir yavruya sahip, dört adet eşten sanki harem kurmuş.
He appears to have a harem of four females, each with their young.
Belki kocanızın sizi bir eşten daha çok bir paspas gibi gördüğünü hissediyorsunuzdur.
Perhaps you feel that your husband sees you as less of a partner and more of a doormat?
karı-koca olan... iki insandan, sekiz yılı beraberce... paylaşan iki insandan, en özel anlarında... kocasının en büyük kreasyonlarına ilham veren... eşten bahsediyordum.
this morning of two people who are husband and wife... two people who shared eight years together... A wife who in their most intimate moments inspired her husband's greatest creations.
Hem de sadece tek bir eşten.
And those were from only one bride.
Bir eşten kurtulmanın en hızlı yolu.
It's the fastest way to get rid of a wife.
Ronnie'yi bitirmek için bir hurdalığa çağırır... çünkü Ronnie'nin iki eşten de haberi vardır.
Ronnie into a junkyard in order to finish him... because Ronnie knows about both wives.
Eşten çok sevgiliyi tercih ederim.
I prefer a lover than a wife
Kıskanç eşten şüphelenmek için dâhi olmaya gerek yok.
Doesn't take a genius to look at the jealous wife.
Bir eşten çok anne istiyor olabilir.
I think he may want a mother more than a wife.
Kepaze annesinden bahsetti. Babasının ölümünden duyduğu derin acıdan, Richard'ın peşinde koştuğu ihtişamlı günlerden ve dur duraksız sevişme faslı uğruna diye tabir ettiği, fırlatılıp atılan eski eşten ve çocuklardan bahsetti.
She spoke of her vile mother... her grief over the death of her father... the glory days when Richard scooped her up... and then jettisoned wife and children... for what she called a nonstop fuck fest.
Eşten yana sıkıntı yok. Ama bu dişi, seçimini çoktan yapmış.
There's no shortage of suitors, but this female has already made her choice.
Beş yaramaz çocuktan ve hasta bir eşten daha eğlencelisin.
Way more fun than five screaming kids and a cranky, invalid husband.
Doğal afetleri sevdiğimden falan değil ama kızgın topluluğu yatıştıran bir eşten daha seksisi yok.
Not that I'm fond of natural disasters but there is nothing sexier than your husband calming an angry mob.
Eğer adamlardan biri kendine verilmiş eşten hoşlanmadıysa yardımcı oluyorduk.
If one of the blokes didn't fancy the wife he'd been given, then... then we'd help out.
Kâbus bir eşten kurtulmak için listeme yumulmuştum, ama Karma işkence çekmem için kâbus eski karımı göndermişti.
I was doing the list to get away from my nightmare of a wife, only to have karma stick me with my nightmare of an ex-wife.
Bir eşten belki.
Of a husband, perhaps.
- Sırlarını paylaşamadığın bir eşten ziyade, bir metrese ihtiyacın vardır belki de.
- Maybe you need a moll more than a wife who you can't trust with your secrets.
Baskın bir erkek tarafından uzun süre taciz edilmiş ve bu taciz eşten ergenlik öncesi çocuğa yönelmiş.
Prolonged repeated abuse Suffered at the hands Of a dominant male Who transferred abuse From his female spouse To his prepubescent child.
Güzel bir eşten ayrı kalmak zordur.
It's hard being away from a pretty wife.
Yedi farklı eşten, dokuz çocuğunuz var, doğru mudur?
You have nine children by seven different fathers, is that correct?
Bir arkadaştan bir sevgiliden hatta bir eşten bile.
More than a friend.. .. more than a lover.. .. even more than a wife.
Eşten uzakta konuşmamızda sakınca var mı?
Mind if we talk away from... The wife?
Parayı iki eşten de koruyan bir fon plan oluşturdum.
I draw up a trust protecting the cash from both parents.
Eski eşten hiçbir zaman arkadaş olmaz.
No-one has their ex-wife as a friend.
Gözünü eski eşten ayırmayacaksın.
Exactly. Yeah.
Kocasının, bir eşten fazlası olduğunu bilmesini istiyordu.
She wanted her husband to know she was more than just a wife.
Dört eşten biri.
One of four wives.
Bi bakın etrafınıza.. size inanan insanlar var Şehirliler sizi tanımıyor..
estén know a little grateful that these people if they believe in you and can not afford an elegant hotel room in the city enrealidad now come to come and watch them play.