Etek перевод на английский
1,290 параллельный перевод
Yüksek topuk, kısa etek ve çoraplar.
I put on high heels, a short skirt... and stockings.
Bir kadın gördüğünde, mini etek giymiş, uzun.. ve güzel bacaklı.. belki de banyoda... dolgun dudaklarına ruj sürüyor, belki de soyunma odasında vücudunu sabunluyor... göğüsünü okşuyor...
When you see a woman, in a tight skirt, and long, beautiful legs, or perhaps she's in the bathroom, putting lipstick over her full lips... or maybe in the locker room, soaping her body... rubbing her breasts... you don't have any unnatural thoughts?
Küçük bir bikiniyle günlerini geçirirdi önüne gelenle yatarak... ve kadın da bikini, hatta mini etek giydiğinde bile... buna karşı çıkıyordu.
He spent the day in a tiny bikini, screwing everything he could and giving her a hard time if she wore a bikini or even a miniskirt.
Satenden kırmızı bir etek giyiyorum ve...
And it's that ridiculous accessory, what turns the men on.
Ne kadar çok sevdim onu! Ve şimdi, kısa bir etek giymiş birine yapıştırılmış oturuyor!
I did everything under the sun for her!
Ben etek ve eşarp giyeceğim
- l'll wear a skirt and scarf.
Ofistekilerin yüzde yetmişinin mayo giydiğini söylediniz. Aslında kadınların çoğu bikininin sadece üstünü giyiyorlardı altlarına ise etek ya da pantolon.
And when you say 70 percent did wear bathing suits actually many women just wore tops.
Bekarlık yemini etmiş birinden ya da etek peşinde koşan mağara adamı Chris Wolfe'dan daha kısmetli olduğum kesin.
I'm a better catch than Ty the Bible beater or that skirt-chasing Neanderthal Chris Wolfe.
- Ve beni taciz eden bu polyester etek kıçımı kaşındırmasına rağmen her şeyi gülümseyerek yaptım.
- Jenny-- - And despite the itch on my ass from this polyester molest-me skirt, I've done it all with a smile on my face.
Güney Pasifik'ten. Adamın üstünde ot etek olan ve hindistan cevizi sütyen olan.
From "South Pacific" where the guy wears the grass skirt and the coconut bra?
- Önüne gelenle yatan, mini etek giyeni.
- She's promiscuous. Wears miniskirts.
Mini etek?
Miniskirts?
Artı, sende mini etek giyecek kalça yok.
Plus, you don't have the thighs for a miniskirt.
Elbise ya da etek giy.
Wear a dress, a skirt or something.
Bugün etek giymemin bir sebebi olacağını biliyordum.
I knew there was a reason I wore a skirt today.
Bu bir kıyafet değil, bir etek!
It's not a dress, it's a kilt!
Kısacası, ya etek giy ya da işsiz kal.
Therefore, wear the skirt or hit the bricks.
Bugünkü konu. İlişkileri yüzünden etek giymek zorunda kalan erkeler.
men who wear the skirts in their relationship.
Ama şimdi etrafım onlarla sarılı. Jimnastik, dans ve mini etek birleşiminden oluşan her spor bana uyar.
Now, I'm surrounded by them, and let's face it, any sport that combines gymnastics, dance and short skirts is okay by me.
Yalnızca bir kere etek giysen, bu seni öldürür mü?
Would it kill you to wear a skirt once in a while?
Böyle bir etek baskısı hiç görmedim.
I've never seen a hem like it.
Bakın, aslında şey de yapabiliriz- - Hepimiz etek giyersek eğer cevapları bacaklarımıza yazabiliriz.
We could wear skirts and we could write the answers on our thighs.
Evet, ben de etek giyeyim madem.
Yeah, I'm gonna wear a skirt.
Ben etek falan giymeyeceğim. - İyi o zaman, sen de şort giy.
I mean, you can wear shorts.
Sen herzaman kız için bana söz verirsin! Ya kız gibi etek giy yada erkek gibi davran.
You always promise me a girl and dress up a male for the act!
Etek hakkında aynı şeyi söyleyemem.
I don't- - l don't know about the skirt.
Etek giyiyor musun?
Do you get to wear a tutu?
Etek istemiyor musun?
You won't ask for a tutu? What for?
Halen etek almadın mı?
Have you got a tutu yet?
Lanet balet! Ne yapmaya çalışıyorsun, hayatı boyunca ona bir etek mi giydireceksin?
What are you trying to do, make him a fuckin'skirt for the rest of his life?
Bir etek.
A tutu.
Sana bir mini etek almalıydım aslında
I should have gotten you a short skirt
Bazı sekreterlerin kısa etek giymesinden yakındınız mı?
Did you complain about some secretaries wearing short skirts?
O kabarık etek Diane'in kalçalarını büyük gösteriyor.
Those hoop skirts make Diane look a little hippie, you know?
Yarın, diyorum ki... mor kaplan üstü, siyah deri etek, pandalı kilot?
Tomorrow, I'm thinking... the purple tiger top, the black leather skirt, the panda-bear underwear?
- Bu ekose etek olayı benim fikrim miydi?
- So this whole plaid skirt thing, my idea?
- Okul için bir iki etek ve bluz.
- A couple of skirts and tops for school.
Onu iki tane etek ve birkaç tane de üst aldım.
I got her two skirts and a bunch of tops.
- Anne, iki tane etek yeterli.
- Mom, two skirts are fine.
Bütün bu ekose etek olayı, benim fikrim miydi?
So, this whole plaid-skirt thing, my idea?
biraz da kareli etek ekle, ve işte Chilton kabusunun içindesin.
Add a couple plaid skirts, and you've got the Chilton freaks.
Hepsi etek giyen kadınlar.
All were women wearing skirts.
Etek giyen kadınlar mı?
Women wearing skirts?
Metroda etek giyen kadınlar.
- Women wearing skirts on the subway.
Ya da en azından bir etek.
Or at least a skirt.
Acelesi olan bir etek ucu.
a hemline in a hurry.
Allah bilir derimden pilli etek yapmak için vücudumun her tarafına zorla losyon sürdürürdü.
He probably would've made me rub lotion all over myself so he could make a prairie skirt out of my skin.
Buda ne demek oluyor, sen ve şu eksik etek Beaumanor'da ne yapıyordunuz?
What the hell is this about, you and some skirt waltzing around Beaumanor?
Hoş etek.
Nice skirt.
Sağdıçlar da etek giyiyor.
The groomsmen have to wear kilts.
Etek almışsın?
Got skirt?