Etmez перевод на английский
16,662 параллельный перевод
Eğer İtalyansa bizden şüphe etmez desene.
If he's Italian... he won't doubt us either.
Benim için fark etmez.
Doesn't make a difference to me.
- Kaptan gemisini asla teslim etmez.
A captain never surrenders his ship.
İş işten geçene dek kimse onlardan şüphe etmez.
And no-one ever suspects... until it's too late.
- Abrecan bana asla ihanet etmez.
Abrecan would never betray me.
- Fark etmez.
It doesn't matter.
Kardeşimi öldürdüğü için hak ettiğinin yarısı bile etmez.
And it isn't half of what he owes... for killing my brother.
- Ne kadar eder? - Bize yetecek kadar etmez.
- How much can we get for it?
Hepinizi götürecek olsaydık bunu kabul etmez miydi peki?
If we could take all of you, wouldn't he agree to- -
George burayı terk etmez.
George is not gonna leave this place.
"Tanrı'yı seven, sevgisine karşılık talep etmez."
"He that loves God does not demand that God should love us in return".
Fark etmez.
It doesn't matter.
Bir Katolik, Papa'ya itaatsizlik edebilir. Ama İsa'ya asla etmez.
But while a Catholic might disobey the Pope, they'd never disobey Christ.
Korkarım, Papa Hazretleri ülkeyi terk eder etmez eskisi gibi birbirlerini katletmeye devam edecekler.
My fear is that, as soon as His Holiness leaves this land of ours, the warring bands will go back to slaughtering each other just like before.
Fark etmez zaten.
It doesn't matter.
Fark etmez.
Don't make no difference.
Fark etmez.
Doesn't matter.
Benim için fark etmez.
Whatever.
Böyle mühim bir zamanda beş para etmez bir ajana mı bel bağladın yani?
You've been using such a useless spy this whole time?
İstihbarat asılsız çıkarsa muhbiri değiştirmek icap etmez mi?
If the intel is rubbish, shouldn't we replace the informant?
Bir gün daha fark etmez.
One more day doesn't make any difference.
Yaşlı ve hastasın. Beş para etmez bir kehanet sana göre bizi bir kaçağın kurtacağını söylüyor.
You're old and sick, and you think some worthless prophecy mean that lostie gonna save us.
- Fark etmez.
- Whatevs.
- Seninki bir magnum etmez ki.
You... are not... a Magnum!
Beş para etmez hayatını tekrar kurtarabileceğimi düşünmüyorsundur umarım?
You can't think I'm interested in saving your worthless life again?
Neyse canım, onun için fark etmez.
Well, it doesn't matter to him.
- Fark etmez.
- It doesn't matter.
Bay Bulai bu şekilde de benim içim rahat etmez.
Mr. Bulai, I need my peace of mind too.
- Fark etmez. Dönmüyorum.
I'm not going.
Bu seni alakadar etmez.
That's none of your business.
O beş para etmez Avrupalı eline geçirdiğin her şeyi kaçırıyorsun.
You move just about anything you can get your trashy Euro hands on.
Seni rahatsız etmiyorsa beni de etmez tabii.
But... if it doesn't bother you... doesn't bother me.
Etmez.
Does it matter? Nope.
Astra askerlerine ya da eşine asla ihanet etmez.
Astra would never betray her soldiers or her husband.
Ayrıca, kimse yapılacak doğru şey olduğu için itiraf etmez.
And besides, nobody ever confesses because it's the right thing to do.
Morgda ölü bir çocuk varken, ne desek fark etmez, Şef.
With a dead child in the morgue, it doesn't matter what we say, Chief.
Beş para etmez eski ortağıma sor.
Ask my old piece-of-shit partner.
- Hayır, şefim, erkekler kendilerinden ayrılan kadınları bu sebeple takip etmez.
No, Chief, that's not why guys follow the women who break up with them.
İdeal olan, ikisini bir kadında toplamak ama çok da fark etmez.
Ideally, it should be the same person but that's not set in stone.
Marihuana iki hafta boyunca bünyeni terk etmez.
Danny! Marijuana stays in your system for like two weeks.
- İşe yaradıktan sonra fark etmez.
- As long as it works.
Burada güvendeyiz. Hayvanları riske atacağı için kız ahırlara ateş etmez.
We're safe in here - she won't fire into the stable when there's a risk to the animals.
Tabii ki bilmiyorsun çünkü kimse bilmeyi tercih etmez.
Of course you don't, because nobody would rather not know.
# Hissediyorsan fark etmez... #
♪ It doesn't matter if you're feeling it... ♪
Seni rahatsız etmez değil mi?
This is all right with you, isn't it?
Muhafız, bir polis memurunun arabasını kontrol etmez.
The guard will not check an officer's vehicle.
Terk edeceğini düşünse bile terk etmez.
Even if she thinks she is. She isn't.
Fark etmez.
See?
O seni yüz üstü bırakmaz ya da ihanet etmez.
He will never let you down or betray you.
Yeteri kadar etmez.
Not enough.
O bunu dert etmez!
He doesn't take care of that!