Ettigin перевод на английский
9,691 параллельный перевод
Önceleri tamir ettiğin arabaları bir düşün,
But think about the kinds of cars you fixed back then
Tahmin ettiğin gibi yüz boyasının altında.
Under the face paint, as you thought.
Hayır, ama tarif ettiğin şey bir rehabilitasyon merkezi gibi geliyor.
No, but what you're describing sounds more like a halfway house.
Hayal ettiğin gibi kaliteli vakit geçirebilirsin.
Get to spend some quality time, like you've been dreamin'about.
Şu anda pek yardım ettiğin söylenemez.
You won't be helping him now.
Kimseye ettiğin söylenemez.
You won't be helping anyone.
Daha önce tamir ettiğin yer.
That's the spot you fixed before.
Bir çocuğu canından etmek de mi ettiğin yemin adına olacak?
Taking the life of a child, is that in service of your vows?
Beni hapse göndererek yardım ettiğin gibi mi?
We can help you. Like you were helping me by sending me to jail, huh?
Ve aynısını yapmak için şans elde ettiğin an bize karşı döndün.
And the second you had the chance to do the same, you turned on us.
Bunca zamandır bu görevi kabul ettiğin için seni suçladım.
All this time, I... I blamed you for taking this assignment.
Seni bıçaklı kavgadan aldığın cezanın son bir buçuk yılını bitirmek üzere eyalet hapishanesine yollarız. Böylece bize yardım ettiğin anlaşılmaz ve bu pasaport sorunu ortadan kalkar.
We put you back in state prison to finish off the last year and a half on your assault beef so it doesn't look like you helped us, and this passport issue just goes away.
- Ama arandığını bile bile Rico'ya yardım ettiğin ortaya çıktı.
- Partially. - But it turns out you harbored Rico knowing he was wanted.
Yardım ettiğin için teşekkürler.
- Thank you for your help on this.
Temsil ettiğin tek şey anarşi.
All you represent is anarchy.
Bazen en iyi plan yakıp kül ettiğin plandır.
Sometimes the best plan is the one you burn down.
Ayrıca sana teşekkür etmek istedim. İntikam almamda yardım ettiğin için.
Oh, uh, I also wanted to thank you for helping me find closure.
Ettiğin lafa dikkat...
Watch who you're calling a...
Bize yardım ettiğin için çok teşekkürler.
I thank you for your assistance.
Hak ettiğin şeyi mi?
You deserve?
Amerika seni normal bir kadın gibi görmeye başladı. Ama işi bitirmek için onların birinin saygı duydukları birinin, senin gerçekten de bir insan olduğunu ve bir tür adam yiyen, koca ayartan yapay zeka külüstürü bu ne idüğü belirsizlerden ya da temsil ettiğin o sapıklardan bende dahil biri olmadığını söylemesi gerekir.
America's starting to see you as an everywoman, but to seal the deal, they need to be told by someone, someone they respect, that you are, in fact, human and not some man-eating, husband-stealing
Yıllar önce seçtiğinde bende fark ettiğin neydi?
All those years ago, you picked me. What did you see?
Ancak o zamana kadar, hak ettiğin krallıkta yaşamaman için bir sebep yok.
But until then, I don't see why you can't live in the kingdom you deserve.
- Klanları savaşta seni takip etmeye nasıl ikna ettiğin.
How to inspire the clans to follow me into battle.
Evi o sayede bulmuştun, hani en garanti yol olduğu için üç yıl önce kefalet senedi için ipotek ettiğin ev.
Which led you to a house - - your favorite guarantee - - that had been put up as collateral for a bail you funded three years ago.
- Test ettiğin teşekkür ederim yine de.
Well, thanks for testing it for me.
Neyse, gitmem gerekiyor. Test ettiğin için çok teşekkür ederim. Sonra görüşürüz.
What... actually, I have to go, but thank you so much for testing this, and I'll see you.
Ve tahmin ettiğin gibi bu akşam onunla olacağım.
Which means you know I'm hitting that tonight.
Yerel polis güçlerine adamı yakalamalarında yardım ettiğin için tebrikler.
Congrats on helping the local PD get their man.
Buraya gelmem konusunda bana ısrar ettiğin için mutluyum.
Well, son, I'm glad I let you insist I come here.
Jack Soloff'un teklif ettiği emeklilik fonu davasını kabul ettiğin için... -... teşekkürler.
I want to thank you for taking on that pension case
- Bu yer hakkında fark ettiğin nedir?
What do you notice about this place?
Annemi mutlu ettiğin için ben çok mutluyum.
I for one am happy that you're making mom so happy.
Barry'e, Doktor Light'ı yakalamada yardım ettiğin için teşekkür ederim.
Wells, thank you for helping Barry put away Doctor Light.
Hatalı olduğunu kabul ettiğin ve bana bilezik aldığın bölümü geçebilir miyiz?
Can't we just skip to the part where you admit you were wrong and buy me a bracelet?
Aynen senin, Meksikalı balayınızda Seth'e yardım ettiğin gibi mi?
Like when you helped Seth in your little Mexican honeymoon?
Tarif ettiğin bu seçenekler ölüm fermanı resmen.
These options, as you describe them, are a death sentence.
Morty, bugün inandığın şeylere ve verdiğin kararlara çemkirdiğimi biliyorum. Ama o osuruğu evine götürmede ısrar ettiğin için memnunum.
Morty, I know I picked on your core beliefs and decision making a lot today, but I am glad that you insisted on getting that fart home.
İstila ettiğin gayesiz odunlardan hiçbir farkları yok.
They're no different from any of the aimless chumps that you occupy.
Yardım ettiğin için teşekkürler, Rick.
I Oh, it feels good P [rooster crows] Hey, thanks for helping me, Rick.
Yani, festivale son vermede yardım ettiğin için çok teşekkürler ama sevgilim var işte ve o...
I mean, thank you so much for helping end the festival, but I have a boyfriend, and, uh, he's just - -
Yardım ettiğin için teşekkür ederim.
Erm... thank you for helping me.
Yardım ettiğin için teşekkür ederim.
Thank you... for helping me.
Her zaman olmayı hak ettiğin gibi tanrı kıldım seni.
I've made you the god you should have always been.
Senin de fark ettiğin gibi kitabın içine saklanmış başka bir kitap var.
Hidden inside the book is another book, as you've discovered.
Nefret ettiğin filmde oynaman hariç.
Except keep acting in this movie you hate.
Milyon dolarlarını kaybedersin Karadeniz'deki kır evini kaybedersin elde ettiğin ününü kaybedersin.
Then you forfeit your millions of dollars, your dacha on the Black Sea, the renown of what you've accomplished.
- Neyse yardım ettiğin için eyvallah Peter.
Anyway, thanks for helping me, Peter.
Sarf ettiğin sözler beni büyüledi.
Your words have bewitched me.
Monser Gezegenini yok ettiğin zamandı.
That time when you destroyed Planet Monser.
Ve beni bu gece buraya davet ettiğin için de teşekkür ederim.
And thank you for inviting me here tonight.