Even перевод на английский
287,543 параллельный перевод
Eğer bir şey hatırlarsan önemsiz de olsa beni ara. Teşekkür ederim.
If you remember anything, even if it seems inconsequential, call me.
Kazanın bir parçası olmalı ve çarpma anını da deneyimlemek istiyor, kurtulamayacak olsa bile.
He needs to be a part of it, and he wants to experience the moment of impact, even if it means he doesn't walk away from it.
Kurbanların haberi olmasa da şüphelinin onlarla bağı olabilir.
The unsub could have a connection to the victims, even if they don't know it.
137 sayfalık manifestoyu rujumu bile bozmadan tararken bekleyin.
Sir, excuse me while I bulldoze my way through 137 pages of manifesto muck and mire without even cracking my lip gloss.
Acısını paylaşacak arkadaşı olmayınca Alan daha da yalnız hissetmiş olmalı.
Without his friend to commiserate and share his pain with, Alan must have felt even more alone.
Sana iş de bulabilirim.
I might even be able to get you a job.
Yemek düşünemiyorum bile.
Oh, I can't even think about food.
Bu kutuları deponun her yerine kimse olmasa bile götürüyorlar.
They move those boxes of seeds about the vault even when no one is here.
- Daha da ürpertici.
Even more creepy.
Daha beni duyamazken, Sly'a bir levyeyi nasıl çektireceğim?
How do I get Sly to pull a lever if he can't even hear me?
Kimse istemez ama önünde sonunda hepimiz oynarız huysuz, eski futbolcu bir deniz komando olsak bile.
Well, nobody does, but we all have to play it eventually, even badass, ex-football-playing Marines.
Burada neden buzlanma önleyici var ki zaten?
Why the hell is there even deicer in here?
Jane Doe'yi durdur, daha başlamadan bitir.
Stop Jane Doe, end it before it even begins.
Shepherd bile kalıpları vardır.
Even Shepherd has patterns.
Zapata'ya seninle bile gitmediğini söylemiştin hatırlıyor musun Benimle aynı odada olmak istiyorum
I remember you telling Zapata you didn't even wanna be in the same room with me.
Nasıl daha iyi anladım ki?
How would I have even gotten word out?
Shepherd'ın nerede olduğunu bilmese bile, O hala yararlı olabilir.
Even if he doesn't know where Shepherd is, he could still be useful.
Yani... O ayrıldıktan sonra bile
So... even after he left,
Borden gizliliğinizi istila etmeye devam etti, Vücudunu bile.
Borden continued to invade your privacy, even your body.
Her ne kadar babam bu videoyu görse bile, Beni kurtarmak için fidye ödemeyecek.
Even if my dad sees this video, wherever he is, he is not gonna pay a ransom to save me.
Parayı bile istemiyorum.
I don't even want the money.
Biliyorsun hatırlamıyorum bile Sandstorm'un avına başlamadan önce hayatım nasıldı.
You know, I can't even remember what my life was like before I started hunting Sandstorm.
Çoğu asker şu an nasıl göründüğümü bilmiyor.
Most troopers don't even know what I look like now.
Astlarınızı yakından takip edin, rütbe aşlarınızı ise daha yakından.
Watch your subordinates closely, and your peers even closer.
Tabii listesindeyse eğer.
If it's even on his list.
Uyuşturucunun yasa dışı olduğu bir yerde az bir miktar bile servet demektir.
In a place where drugs are illegal, even a small amount's gonna get you a fortune.
Niye buraya gelmiş?
Why even come here anyway?
Polis kadının hayatta olmasının mucize olduğunu söyledi.
Yeah, local police are saying it's a miracle the woman is even alive.
Yabancı Haberalma ve Gözetleme Yasası sayesinde mahkeme emri olmadan takip edebildim.
Thanks to the Foreign Intelligence and Surveillance Act, I didn't even need a warrant to trace it.
En iyi arkadaşımla kardeşim arasında seçim yapmak nasıl olur bilemiyorum.
I mean, I can't even imagine having to choose between my best friend's life and my brother's.
Peki Han'ı niye öldürdü?
But even so, why kill Han?
Herhangi bir uyuşturucunun izi bile yok.
There's not even trace evidence of narcotics here.
Ama Singapur polisi henüz varlığını kanıtlayamadı.
But thus far, Singapore PD have been unable to even prove that he exists.
Size nasıl...
I don't even know how to...
Babası olmamasına rağmen onu gerçekten çok iyi bir şekilde büyüttüm.
I raised him even more strictly because he didn't have a father.
Bu yüzden bazı ölümcül darbeleri savuşturabiliyorsun.
You protected pressure points even during beatings.
Ayrıca, olay olduktan sonra suçlu 24 saat bile geçmeden yakalandı. Şüphelinin durumu duruşmadan önce ortaya çıkmıştı.
The suspects are caught within 24 hours after the crime, and their identities are exposed even before their trial.
İşsizler arama yapamaz diye bir kural mı var lan sürtük?
So a freeloader can't even make a call? You whore!
Günümüzde insanlar hata etmeye gerçekten eğilimli durumdalar. Bir insanı bile öldürebiliyorlar.
He's prone to mistakes at his age, even killing.
Daha repliğimi söylemedim bile.
I don't even get to say my line?
Sen Kane'lerden hoşlanmazsın bile.
You don't even like the Kanes.
Sen benim tuvaletimdeki pisliksin ve yüzmeyi dahi bilmiyorsun.
You are a turd in my toilet, and you can't even swim.
Hatta gün ışığı var mı?
Do they even have daylight?
Daha Çöküş Günü'nün ne olduğunu bilmezken yarın partide onları nasıl etkileyebilirim?
How am I supposed to wow them with a party tomorrow when we don't even know what Sinking Day is?
Hem de yarı sünnetli, bizim tarzımızda olduğu gibi.
He's even half circumcised, which is our way.
Isı dağılımını bile yapamıyor ve daha kızarıklık yapıp yapmadığını kontrol etmedik.
There's not an even distribution of heat and we haven't even checked to see if you get a rash.
Florida merkezinin en iyi yeri bile değil ora.
That's not even the nicest part of Central Florida.
Ben finaller olduğunu bile bilmiyordum.
I mean, I didn't even know there were finals.
Hatta neden bahsettiğimizi bile hatırlamıyorum.
I can't even remember what we were talking about.
Tişörtte yazan bu değildi bile.
That's not even what the shirt said.
Fakat avukat bey...
But Mr. Min, you didn't even listen...